Meclis Başkanı mı, evrak memuru mu?
Demokratik Parlamenter Rejimi sonlandırarak oturduğu Başbakanlığa son veren kişidir Binali Yıldırım.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini, "Meclis'in itibarı yükselecek" diye savunan kişidir Binali Yıldırım.
Ve "itibarlı ve güçlü" olması beklenen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına görevlendirilen kişidir Binali Yıldırım.
Binali Yıldırım kimdir?
Binali Yıldırım, 1994-2000 yılları arasında İstanbul Deniz Otobüsleri Ulaştırma Müdürlüğü yaptı.
2002-2013 ve 2015-2016 dönemlerinde Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, 2016 -24 Haziran- 2018 arası ise başbakan olarak görev yaptı.
Siyaseten AKP'den bakan dahi yapılmadan dışlanan Burhan Kuzu'nun anayasa profesörü olarak yazdığı bu yeni sistemde muhalefet milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Yardımcısı Fuat Oktay'a ve 16 bakana sadece "yazılı soru önergesi" vererek hesap sorabiliyor.
Milletvekillerinin yazılı soru önergelerini ilgili makamlara "ulaştırma" görevi (itirazımı aşağıda okuyacaksınız) halen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım'ın.
Binali Yıldırım'ın Meclis Başkanlığına seçimle nedenlerinden biri de sanırım kariyerinde yer alan ve yukarıda yer verdiğim "ulaştırma uzmanı" olmasıdır.
Peki bu görevini layıkıyla yapıyor mu?
Yıldırım bu görevi hem eksik hem de tek yönlü yapıyor.
Nasıl mı?
Meclis'in resmi web sayfasına göre 24 Temmuz 2018 tarihi itibariyle tam 405 soru önergesi verildi, bunlardan sadece 62'si cevaplandırıldı.
24 Temmuz'dan 27 Eylül 2018'e kadar kaç yazılı soru önergesi verildiği Meclis web sitesinde yok.
CHP ve İYİ Parti yetkililerine sordum. Neden?
Başkan Binali Yıldırım'ın bürokratları CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan'a şu harika yanıtı vermişler,
"Meclis tatilde..."
Ama muhalefet milletvekilleri tatilde değil ki, yanıtlanması için anayasa, yasalar ve içtüzüğe göre soru önergeleri vererek yanıt istiyorlar. Yani kamu görevi yapıyorlar.
CHP milletvekilleri Meclis Başkanlığına tam 3 bin 212 İYİ Parti milletvekilleri ise 91 diğer partilerle birlikte toplamda 3 bin 552 yazılı soru önergesi vermişler Cumhurbaşkanı, Yardımcısı ve 16 bakana ulaştırılsın diye.
Bu soru önergesinden sadece 405'i Meclis Başkanı Yıldırım tarafından kayda alınarak ilgililere ulaştırıldı, 3 bin 147'si ise işleme dahi alınmadı.
Peki, Cumhurbaşkanı, yardımcısı ve 16 bakan tatilde mi?
Ya da Meclis Başkanı Yıldırım onlara "adli tatil" gibi "soru önergeleri ile uğraşmasınlar" diye tatil mi verdi?
Türkiye Cumhuriyeti'nin Meclis Başkanı "evrak memuru" olarak, hem gelen yazılı soru önergelerini kayda almıyor, hem de "ulaştırma" görevini yapmayarak zamanında muhataplarına ulaştırmıyor.
Bu durum, "Muhalefet partilerini, milletvekillerini yok saymak, görevi suistimal etmek, Meclis'i etkisiz kılmak, Cumhurbaşkanını, yardımcısını ve bakanları koruyup kollama" değil midir?
İlgililerine ulaştırılan 405 soru önergesi var ama 343 tanesine yanıt gelmiyor.
Yani, Binali Bey Ankara - Muş trenini gönderiyor ama tren Ankara'ya geri dönmüyor.
Binali Bey de, ulaştırdığı soru önergeleri için Yemen Türküsünü de aklına getirip, "...Orası Muş'tur, yolu yokuştur, giden gelmiyor acep ne iştir?" demiyor.
Demiyor çünkü Demokratik Parlamenter Rejimini Cumhurbaşkanını ve Bakanlarını denetlememek ve sorgulamamak için kurguladılar.
Sorumsuz Cumhurbaşkanı ve yardımcısı ile sorumsuz bakanların icraatları denetimsiz kalsın diye yeni anayasaya koruyucu hükümler koydular.
Türkiye Büyük Millet Meclisi etkisiz kılınırken başkanı da ne yazık ki "yetkisiz" evrak "ulaştırma" memuru konumuna düşürüldü.
"Giden Evrak" sayfaları keyiflerine göre "tatil" gerekçesi ile yavaş yavaş doluyor "Gelen Evrak" sayfaları ise bomboş kalıyor.
Aslında bilin ki içi boşaltılan "gelen-giden evrak" sayfaları değil, Meclis'in itibarıdır.
Aslında bana göre muhalefet milletvekilleri yazılı soru önergelerini Meclis Başkanlığına vererek hata yapıyorlar.
Neden mi?
Meclis'te kurulan bir hükümet mi var? Yok.
Meclis'in denetimine tabi cumhurbaşkanı, yardımcısı ve bakanlar mı var? Yok.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi var mı? Var.
Bu durumda soru önergelerinin Meclis Başkanlığı ile ilgisi var mı? Yok.
O takdirde hangi makama sorulması gerekir?
Söyleyeyim, yazılı soru önergelerinin Cumhurbaşkanlığı makamına hitaben yazılıp Beştepe adresine "iadeli taahhütlü" postalanması gerekir.
Çünkü Meclis'ten güvenoyu alan ne hükümet var, ne başbakan var, ne bakan olan milletvekili var ne de demokratik parlamenter rejiminin güçlü Türkiye Büyük Millet Meclisi var.