Makedonya projesi gündemde!
Hava Harp Okulu öğrencileri, "Tatbiki Eğitim Kampı"na katılmak üzere Yalova'ya gitti. Bu yıl karşılama töreninin düzenlendiği alana, "güvenlik gerekçesiyle" siviller alınmadı, her yıl şehir içinde gerçekleştirilen tören yürüyüşü de yapılmadı.
Bu durum, ülkenin bütünü için yeterince ciddi bir uyarı değil midir?
Yine Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği, güvenlik gerekçesiyle 14 Temmuz kutlamalarının iptal edildiğini, Ankara'daki Büyükelçilik ile İstanbul Başkonsolosluğu ve İzmir'deki fahri başkonsolosluğun ikinci bir emre kadar kapalı kalacağını açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Allah muhafaza, bu nihayetinde bir ihbar, bir istihbarattır, neye istinaden bunu yaptıklarını bilmiyoruz ama Fransız yetkilileri ile ciddi bir temas için inşallah her türlü yoğun tedbir alınıyor" dedi.
***
Diğer taraftan ABD, PYD'yi Suriye'deki kara kuvvetleri olarak kabul ediyor. Avrupa'da, Rusya'da, Amerika'da PKK/PYD büroları açılıyor. Son olarak Avrupa Parlamentosu binası içinde sergi açmalarına izin verildi. Bunların anlamı nedir?
Açıkça görülüyor ki Türkiye'ye karşı bir Makedonya projesi uygulanıyor!
Makedonya projesi nedir? Adaşım Arslan Tekin'in "Enver Paşa ve Dönemi" adlı geniş kapsamlı ve emek ürünü eserini okuyorum.. Enver Paşa'nın adı ilk defa Makedonya dağlarında duyulduğu için Tekin, kitaba bu konuyla girmiş ve Şevket Süreyya Aydemir'in Enver Paşa eserinden Makedonya'da neler olduğunu nakletmiş:
"İhtilal için Manastır ve Ohri bölgeleri seçilir. 20 Temmuz 1903'te gece yarısı başlatılacaktır. Dağlarda, tepelerde büyük ateşler yakılacaktır. Saldırılara her tarafta birden geçilecektir. 50-60 kişilik çeteler, hiçbir kayıt ve şart tutmadan, düşman bildikleri herkese, Osmanlı saydıkları her yere, her müesseseye, insafsızca hücum edecektir. Tabii karakollar ilk hedeftir ama iş bununla kalmayacaktır. Müslüman köyleri yakılacak, tarlaları, harmanları ateşe verilecektir. Çocuk, genç, ihtiyar, kadın, erkek denilmeden her Türk, her Müslüman düşmandır. Kan su gibi akar.
Ayaklanmaya, 30 bin kadar silahlı komiteci ve köylü katılır. Hükümet de şiddetli davranır. Bir küçük seferberlik başlar. Ve isyan, ancak üç ay süren geceli, gündüzlü çatışmalar, boğuşmalar içinde bastırılır.
1903 ihtilalinden başlıca iki netice doğdu:
-Yabancı devletler işe artık fiilen müdahale ettiler. Zaten ihtilalin bir gayesi de buydu.
-Makedonya'da çarpışan Türk subaylarında, artık başka bir uyanış oldu. Evet bu işler böyle devam edemezdi. Kağşamış (ek yerlerinden ayrılmış, dağılmaya yüz tutmuş) bir saray ve saltanat karşısında, bu milliyetçi mücadelelerle böyle boğuşmalar bir netice vermezdi. Ve bu 'bir şeyler yapmak lazım' diyen subayların içinde Yüzbaşı Enver Bey de vardı."
Yani, Osmanlı'ya karşı ayaklanmalar başladığında Enver Paşa'nın devlet politikaları ile ilgili hiçbir yetkisi yoktu. Türk Milliyetçiliği de bu olaylar karşısında filizleniyordu. Bu itibarla, Osmanlı devletinin dağılmasına daha kendi benliğinin bile farkında olmayan Türklerin milliyetçilik yapmasının sebep olduğunu iddia etmek, yalan ve iftiradır.
***
Buradan nereye gelmek istiyorum? Şu anda Türkiye'ye karşı uygulanmakta olan PKK/PYD ve IŞİD terörünün nihai hedefi bellidir: Makedonya modeli ile Türkiye'nin içişlerine müdahil olmak ve devleti dağıtmak! İşe Cizre raporu ile başladılar..
Siyasi iktidarın, "çözüm süreci" adı altında PKK'ya ayaklanma için hazırlık yapma fırsatı vermesi, kazılan hendekleri, depolanan silahlar ve bombaları görmezden gelmesi de tıpkı Makedonya'daki ayaklanmayı önceden görerek tedbir almayan Osmanlı devlet yöneticilerinin bazılarının gaflet ve dalaletine, bazılarının da ihanetine benzemektedir.
Allah muhafaza ya..