'Mahkemede görüşeceğiz'

Mektubu yazan "PKK bildirisi"ne (O "Barış İçin Akademisyenler Bildirisi" diyor.) imza atmış bir akademisyen: Cansever Güner. Son KHK'da üniversiteden ihraç edilmiş. Telefon numarasını bile yazmış. Telefon açayım, dedim. Mektubun sonunda, "Size merhaba bile demedim." deyince bütün diyalog kapısını kapatmış oluyor.1128 imzalı o "menfur" bildiri "barış" bildirisi değildir; PKK'ya destek bildirisidir. Her platformda bildirinin muhtevasını satır satır tartışmaya hazırım. Şunu da ekleyeyim: İhraçlara karşıyım. Bunu yazdım. Hazırla iddianameni, mahkeme kararını versin. Yine yazdım: Kimseyi işinden atıp açlığa mahkûm edemezsiniz!

Söz hakkı kutsaldır. Her zaman karşı fikri köşemde verdim. İlk defa bu derece ağır mektubu yayınlıyorum:

"İsmim Cansever Güner, Barış için akademisyenler bildirisi, ilk imzacılarından birisiyim ve bununla da gurur duyuyorum. Marmara Üniversitesi'ndeki görevimden, 2016 yılı Ağustos ayında istifa ettim ve geçen hafta yayınlanan KHK ile ihraç edildim. Beklediğim bir karardı ve şaşırmadım.

Siz, bildiri yayınlandığı tarihten bu yana en az 7-8 yazınızda bizleri hedef gösterdiniz ve nefret suçu işlediniz. Bu da yetmezmiş gibi, 11 Şubat 2017 tarihli yazınızda, bizleri bu kez yargılanmamız ve gerekirse cezaevine atılmamız konusunda hedef göstermeye devam ettiniz. Anladığım kadarıyla, bu konudaki tavrınızı sürdüreceksiniz.

Şimdi, bu e-maili size gönderiyor olmamın nedeni, bu tavrınızı kınadığımı ve gerekli hukuki adımları atacağımı ve sizden kanunen de şikayetçi olacağımı bildirmektir. Sonuç ne olur, bu şartlar altında az çok tahmin edebiliyorum ama yine de tarihe kayıt düşmek ve ileride bu onurlu duruşumuzu ve mücadelemizi her şeye rağmen sürdürdüğümüzü göstermek adına bunu yapacağımı bilmenizi isterim.

Sizin gibi; faşist, beynini ve vicdanını koşulsuz olarak devlete teslim etmiş, insanlıktan ve evrensel etik değerlerden bihaber kişilerle mücadele edeceğimden, edeceğimizden emin olunuz. Ayrıca, zahmet olmazsa şu kitaplara da bir bakıp yazılarınızda sıkça kullandığınız bazı kavramlarınızı gözden geçiriniz, zira yanlış ve taraflı kullanıyorsunuz: (terörist, hain, şehit, kutsal vb.)

1- Başkalarının Acısına Bakmak, Susan Sontag, 2- Kırılgan Hayat, Judith Butler, 3- Öl Dediler Öldüm: Türkiye'de Şehitlik Mitleri, Serdar M. Değirmencioğlu.

Tabi bunları okumadan önce, kafanızı hastalıklı düşüncelerinizden ve faşizan ideolojilerinizden temizlemeniz lazım. Zira lağım pisliğinden beter durumda, yazılarınızda kokusu buram buram duyuluyor; samimiyetle söylüyorum.

Boğaziçi Üniversitesi'ni de hedef almışsınız ve ilgili tarihteki yazınızın başlığı Bu Üniversitenin Farkı Ne? Ancak, bu üniversiteye atanan rektörün kim olduğuna ve rektörlük seçimleri sonucuna bakmamış olacaksınız ki çoktandır bu üniversiteye müdahale edilmiş olduğunu göremiyorsunuz. Bu yaklaşımla ve kafa tarzıyla, siz ve oğlunuz [Kızlarım. A. T.] (bir yazınıza istinaden söylüyorum, akademisyenliği gönüllü yaparız dediğiniz yazı, ekstra çalışırız ve her dersi veririz, ne olsa anlatırız diye eklediğiniz yazı) mükemmel akademisyenler olacaksınız. Şaka yapmıyorum, ciddi söylüyorum. Çünkü bu ülke şartlarında, tam da sizin gibi akademisyenlere, köşe yazarlarına ihtiyaç var. Tam bu kadroları hak ediyorsunuz. Tebrikler!

Bu arada, size merhaba bile demedim, çünkü maalesef bir 'merhaba'yı bile hak etmiyorsunuz. Nedenleri, yukarıda açıkça sıraladım. / Mahkemede görüşeceğiz..." (Cansever Güner).

Yazarın Diğer Yazıları