M. Kemal Atatürk çok yönlü dâhiydi
Atatürk ismi sadece bizim için değil, tüm dünya için ölümsüz tarihtir. Mustafa Kemal'i yazmak güçtür. Zira onunla ilgili gerçekler, ünlü kalemlerin kudretinin çok üstündedir. Ata'yı olduğu gibi gösterebilmek, güneşin doğa için yararlarını anlatmaktan daha zordur. İnsanlık evriminin akışı içinde onunla kıyaslanacak tek isim yoktur. Çünkü zamanın ortaya çıkardığı liderler bir bilemediniz iki yönlü dâhidir. Askerlikte, siyasette, yönetimde ve tüm ruhları peşinden sürüklemekte eşsizdir. Akıl almaz ileri görüşlülükle zorlukları ortadan kaldırmakta üstüne kimseyi tanıyamazsınız. Onun değeri özellikle son yılların Türkiye'sinde daha iyi anlaşılmakta. Onun gerçek değerini tartabilmek için dâhi ve bu sıfata yakıştırılanlar iyi incelenmeli. Örneğin Hanibal ordusunu devasa fillerle Alp Dağlarından geçirmiş çizdiği stratejiyle zaferler kazanmıştır. Akılda kalan "Ya bir yol bulacağım, ya da yapacağım" sözünden öteye gitmez. Sonuçta ülkesine bıraktığı birkaç savaştır.
...
Sezar eşsiz bir kumandan ve aynı zamanda yönetici, fikir adamıydı. Yarattığı Roma'nın sınırlarını genişletti. Kanunları değiştirip kendi kudretini yüceltti. Ancak Roma İmparatorluğu'nun temellerini sağlam zemine oturtamadı. Sonuçta hayatını hançer darbeleriyle kaybetti. Hem de seçip yanına aldığı Brütüs'ün vuruşlarıyla.
...
İskender, Hanibal ve Sezar'ın da üstünde bir isimdi. Zekası ve kahramanlıklarıyla, bu ikiliyi aşan şöhreti yakaladı. Tarih ona "Büyük" sıfatını verirken Makedonya ile Hindistan arasındaki uzun mesafeyi düşünmüş olmalı. Tabiî çiğnediği hükümdar başlarını da. Gerçekte mezarlığa dönüşmüş ülkeleri ezdi. Sadece zafer peşinde koştuğundan, yarattığı devlet, ölümünden hemen sonra yıkıldı.
...
Büyük Türk Hakanı Atilla, kıtaları avucunda tutacak ve Asya'yı Avrupa'nın sırtına bindirecek güce sahip oldu. Yaratıcılığını ucunda taşıdığı kılıcı, kınına koyduğu gün yok oldu.
Timur, kudretini kendi yarattı. Bu sayede dünyanın tek hakimi oldu. Günümüzde sadece savaşlarını hatırlıyoruz. Maddi ve manevi anlamda büyük bir eserini göremiyoruz. Çünkü tek yönlü yaratıcıydı. Milletinin varlığına aktaramadığı ışığı ile sadece kendi adını aydınlattı.
Napolyon Bonapart, ihtilal sonrası Fransa'sının çok başlılığından yararlandı. Öncelikle ülkesini ele geçirdi. Daha sonra Avrupa'yı hegemonyasına aldı. Bonapartlar Hanedanı kurdu. Sonuçta aldığı ağır yenilgi, geride birkaç savaş ismi, bıraktı. Aşk romanları ve film-dizi senaryolarını da unutmayalım. Yeni neslin hatırladığı tek şey İsveçli Abba Grubu'nun Eurovision'u kazandığı şarkıdır; Waterloo.
...
Dünyanın gidişine yön vermiş bütün dâhilerin Atatürk'le kıyaslanması gerçek verileri ortaya koyar. İlk fark onların hemen hepsi eğitilmiş ve tecrübeli ordularla yola çıktılar. Mustafa Kemal Paşa ise tarih sahnesine tek başına atıldı. Kronolojisini kendi yazdı. Öteki isimler başarılarını, millet kavramı kazanmamış, düzensiz silahlı güçler karşısında sağladılar. Atatürk'ün kapı dışarı ettiği milletler ise 20. Yüzyılın en büyük medeniyetlerini kuranlardır. Bunların silah teknolojileri tüm zamanların en gelişmişi idi.
Ölümsüz Ata bulunduğu yere sadece kudretli düşmanlarını yendiği, saltanat ve hilafeti yıktığı için gelmedi. Şüphesiz bu başarıların her biri herhangi bir canlıya ölümsüzlük kazandırırdı. O bu işlerin daha önemlilerini yaptı. Kılığı yeni, düşünüşü yeni, zevki yeni, dili yepyeni bir millet yarattı. Kara peçeyi söktü attı. Bu milleti hür ve medeni olarak dünyaya yeniden sundu. Sonuçta kıyamete kadar birbirine kenetlenmiş kalacak Türk ve Atatürk adları insanlık yazıtlarına kazındı.
Falih Rıfkı Atay'ın şu sözleri de kulaklara küpe olmalı: "Gençler, bizim çektiklerimizi çekmemek ve bu halka çektirmemek için, siz de Atatürk'ü unutmayınız. Mustafa Kemal bizimdi, Atatürk Sizindir..."
Gerçek kazanan; FBI
Dün saatler 07:40'ı gösterdiğinde ilk kez "Trump aldı" diyen NTV oldu. Bu bana Ronald Reagan'ın seçilişini hatırlattı. Anket kuruluşları ve tüm dünya medyası için "şiştiler" diyorum. 36 yıl sonra bir sürpriz daha gerçekleşmiş oldu. Buna Donald Trump'ın "tek kişilik zaferi" demeli. Son anda seçmeni etkileyen ise Gizli Servisti. FBI, "Hillary Clinton, mesaj üç kağıtları yaptı" şeklindeki açıklamasıyla ibreyi değiştirdi. Bu önemli örgütün "kazanırsa bizi de yönetir" endişesinin karşı taarruzuydu. Korkup, risk aldılar. Ve Beyaz Saray'ın yeni sahibini tayin ettiler.
Geçenlerde yazdıklarımı hatırlayın; "Çapkın politikacı sevilir". Bu teşhisimde haklılığım bir kez daha kanıtlandı. Merak ettiğiniz soruyu da cevaplandırayım. Amerikan dış politikası aynen devam edecektir. Temsilciler Meclisi ve Senato'da çoğunluk yine Cumhuriyetçiler'de. Yani Trump'ın partisinde. Bu büyük rahatlık. 45. Başkan'ın Meksika sınırına "Çin Seddi örme" söylevi de balon olarak kalacaktır. En kısa zamanda bir camii de ziyaret eder gönül alır.
Gelelim bizim ekranlara. Kurum dışından çağrılan akademisyenlerin nasıl şiştikleri izlendi. Tek bir Allah'ın kulu bu sonucu öngörmedi. Eski çalışma arkadaşım Kubilay Çelik'i "Topu dolaştırmayı sevmem. Son sözümü baştan söyleyeyim. Hillary kazanacaktır" deyişi ile hatırlayacağım! Başta da dediğim gibi NTV takip ve sonucu erken ilanıyla en başarılı olandı.