Liderlik ve Türkeş
Bu yıl Alparslan Türkeş'in 100. doğum yılı... Türkeş 25 Kasım 1917'de doğmuş. Doğum yeri Lefkoşe.
Kıbrıs o sıra İngilizlerin kontrolünde... Türkeş'in anne bir, iki ağabeyi daha önce Türkiye'ye göçmüş. Kendisi de 15 yaşına geldiğinde, annesi, babası ve küçük kızkardeşiyle Türkiye'nin yolunu tutuyor. Kuleli Askerî Lisesi'ne girmektir gayesi... Ama İngiliz pasaportu var. Değiştirmesi, Türkiye vatandaşlığını alması hemen mümkün değil. Genelkurmay Başkanı Org. Fevzi Çakmak, Kıbrıslı öğrenciler için kolaylık sağlıyor ve böylece Türkeş'in, 1960'a kadar sürecek askerlik serencamı başlıyor. ("İlkler"e imza atan Hulûsi Turgut ustamız, Türkeş'in ağzından hayatını ve mücadelesini yazmıştır: Türkeş'in Anıları/Şahinlerin Dansı. Bizim de farklı bir çalışmamız vardır: Alparslan Türkeş ve Liderlik.)
Türkeş, 1995'te kendisiyle konuşan TRT muhabirine: "Geleceğin otuz yılının planını yaptım, daha sonraki otuz yılı da zamanı gelince planlarız!" demişti. Emr-i Hakk'ın ne zaman vaki olacağını kimse bilemez. Herhâlde "Lider önünü görmeli ve nereye varacağını bilmelidir." demek istemiştir.
Sosyoloji kitaplarında, liderlik üzerine yapılmış çalışmalarda, lider için aşağı yukarı şöyle bir tarif yapılır:
"Lider, grubun veya toplumun diğer üyelerinden belli özellikleriyle ayrılan ve grup faaliyetleri üzerine tesir eden grup veya toplum üyesine denir. (...) Liderin, 'akıllı, bilgili, adaletli, namuslu, vakur, cesur, cömert, yumuşak huylu, vefalı, doğru sözlü, şefkatli ve merhametli, sabırlı, affedici, şükredici olması, aceleci olmaması' gerekir.
Mükemmeliyet bulunamaz ama liderde yukarıda saydığımız ayırt edici vasıfların azamîsinin bulunması, liderin etrafındaki halkayı genişlettiği gibi, liderin etrafında daha kalıcı bir grubun toplanmasını da sağlar.
Lider örnek kişidir. Kabahati üstlenen, baba veya kendisinde tabiatüstü yeteneklerin olduğuna inanılan; toplumların bunalım dönemlerinde ortaya çıkan; toplumu bunalımdan kurtarandır."
Bu tarifleri ölçü alın ve şimdiki liderleri tahlil edin lütfen... Eminim içiniz burkulur.
Ülkücü Hareket'te zaferler yaşanmıştır, hüsranlar yaşanmıştır, kavgalar yaşanmıştır, bencillikler yaşanmıştır, hoyratlıklar yaşanmıştır... Öyle anlar gelmiştir ki, vefasızlıkta sınır tanınmamış; yoldaşlar, yolun ucu görününce terk edilmiştir. Ne olursa olsun, insanlar gelip geçicidir. Hareket'in felsefesi sağlam. Elbet taşlar yerine oturur.
Yukarıda bir fotoğraf görüyorsunuz. DTCF'den cefakâr, vefakâr arkadaşım Ali Kuzencik gönderdi. 1970'li yıllarda çekilmiş. Ülkü Ocakları'nın Anadolu'da bir şubesi... Bu gördüğünüz imkânsızlıklar içinde, insanların nasıl umut taşıdığının resmidir!