"Lider, doktrin, teşkilat üçlemesinden vaz geçmeyiz. MHP ne diyorsa o diyerek" bugünkü MHP yönetiminin kararlarını milli sananlara: İşte size lider ve doktrinden kesitler...
İlkeleri; 1. Milliyetçilik, 2. Ülkücülük, 3. Ahlâkçılık, 4. Toplumculuk, 5. İlimcilik, 6. Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik, 7. Köycülük, 8. Gelişmecilik ve Halkçılık, 9. Endüstricilik ve Teknikçilik'tir.
Merhum TÜRKEŞ, Milli doktrin denilen ve ülkücülerin "asla vazgeçmem" dediği DOKUZ IŞIK'ta şöyle diyor: "Amacımız, millî sınırlarımızın içinde yaşayan yurttaşlarımızı, hiç bir ayırım yapmaksızın, din, mezhep ve ırk farkı gözetmeksizin kucaklamak, sevmek, insanca yaşama şartlarına kavuşturmaktır…"
Soruyorum: AKP iktidarları 15 yıldır hiç ayrım gözetmeden 36 etnik parçadan söz etmeksizin, hepimizi kucaklayarak Türk Milletini mutlu mu etti? Etmediyse niçin, MHP'nin adayı AKP genel başkanı?
Devam edelim.
Merhum Türkeş, çalışma hayatı ile ilgili olarak Dokuz Işıkta şöyle söylüyor:
"Millet ve ülke bütünlüğümüzü bölücü, her türlü sınıfçı, mezhepçi ve ırkçı sistemlerin amansız düşmanıyız... Millî Tek ve Mecburi Sendikacılık ile İşveren karşısında güçlenen İşçi Sendikaları, hem temsil ettiği sosyal dilimin haklarını daha iyi savunabilecek ve hem de İşveren kesiminin haklı taleplerini daha rahat karşılayabilecektir.. .Bu da, başka birtakım tedbirlerle birlikte emek-sermaye barışının kurulmasını temin edebilecektir... DOKUZ IŞIK'ın temel prensibi, emeğe hak ve saygı, sermayeye güven'dir..."
Soruyorum: AKP iktidarları 16 yıl boyunca yukarıda alıntıladığımız Sayın Türkeş'in söylediklerinin aynısını mı, değilse onda birini mi yaptı da sizin Cumhurbaşkanı adayınız AKP Genel başkanı?
Bitmedi.
Lider, Doktrin de tarıma özel bir önem veriyor ve amacını şöyle anlatıyor:
"Tarım Kentleri esas olarak dağınık köylerin toplulaştırılmasını, hizmetin ve şehirlerde bulunan imkânların köylünün ayağına götürülmesini, sanayinin bütün yurda dengeli bir şekilde dağıtılmasını, dolayısıyla bölgelerarası dengesizlikler ile şehre göçün kontrol altına alınmasını ve bu suretle gecekondulaşma meselesine de kaynağında çare bulunmasını hedef almaktadır..."
Soruyorum: 16 yıl boyunca AKP iktidarları tarımı bitirdiği, tarımın "T"sini bile rafa kaldırdığı için mi milli beka davamız oluyor? Bunun için mi AKP genel Başkanının Cumhurbaşkanı seçmemiz gerekiyor?
DOKUZ IŞIK, kalkınma ve sanayileşme meselesine de özel bir önem yer ayırmaktadır. Türkiye'de yıllardır uygulanan merkezden çevreye sanayileşme politikasını yanlış bularak, bunun yerine çevreden merkeze doğru bir sanayileşme politikasının kurulması
gerektiğini ifade etmektedir...
Soruyorum: 16 yıllık AKP iktidarında bırakın çevreden merkezi, milletin asgari ücretle iş bulacağı bir sanayileşme politikası vardı da bizim mi haberimiz yoktu?
"Lider, doktrin, teşkilat deriz başka bir şey demeyiz" diyen arkadaşlara, hatırlatırım. İşte lider, işte doktrinden birkaç kesit. Doktrinin kitabı da orada. Açın bakın lütfen..
DOKUZ IŞIK, önemli saydığı, her şeyin sebebi ve gayesi olan İNSAN'a ve O'nun eğitim ve öğretimine vermişti. Bu sebeple "Milliyetçi Eğitim Sistemi" adıyla bir eğitim projesi hazırlayıp, kamuoyuna duyurmuştu.
AKP'nin iktidarları boyunca yaptığı milliyetçi okul müdürü ve öğretmen kıyımlarını idare mahkeme kayıtlarından isteyen baksın.. Bunun da ötesinde eğitimde yaptıkları da ortada.
Şimdi bizi sorgulayan dostlara önerim şu: Lider, doktrine imzasını atan Türkeş'tir. Kendisi vefat etti. Allah rahmet etsin. Doktrin ortada duruyor. Sahiplenirseniz hayata geçebilir. Ne istediğine dair bazı hatırlatmaları ise yazı içinde verdim. Teşkilata gelince, kendini ve yolunu unutmuş, AKP' Genel Başkanını aday göstermiş bunu da beka davası olarak taraftarlarına sunuyor. Üstelik rejimi de değiştirmenin şart olduğunu ilan etmiş durumda… Kısacası ortada vefat etmiş bir lider, sahipsiz bir doktrin ve kendini bir başkasın adamış teşkilat var. İçinde bulunduğumuz manzara kendi çelişkisiyle işte budur.
