Kurtuluş Atanine Menüsü'nde

Sakın başlıktan "siyasi mesaj" çıkarmaya kalkmayın. Sözünü ettiğim yediklerimiz. Bu aralar en iyi programları Deniz Bayramoğlu yapmakta. Çoğunluğun politik tartışmalardan bıktığını anladı ve çözümü buldu. Beyin-zeka ile başladı. Hastalık-yiyecek ilişkisiyle zirve yaptı.

Gündem Özel bu defa herkese özeldi. "Dengeli beslenme", "diyetler işe yarıyor mu?" gibi sorulara cevap aradı. Tartışmacılardan Dr. Yavuz Dizdar'ı bilmeyen yok. Dr. Ümit Aktaş da yüzüne aşina olduklarımızdan. Bayramoğlu'nun bir diğer başarısı "Vatandaş Türkçe Konuş"u oturtması. İzlemeyenler için "anlaşılır özet" yapacağım. Karbonhidratlar vücudun en ucuz enerjisi. Halk diliyle şeker bütün kötü oluşumların sebebi. Kanserde %10 genetik -nine- etken var. Ama kötü beslenme/çevre ana unsurlar. Şeker-glikoz baş düşmanımız. Hatta alzaymırın sebeplerinden biri bu karbonhidratlar.

Doğal tedbirler

Prooksidanları mutlaka almalıyız. Öncelik C vitamininin. Böylece kanserli hücrelerin oluşumu engellenecek. Sakın ola, bu işi iğneyle damar yoluyla yapmayın. Turunçgillerle -portakal/mandalina vs..- yiyeceğiz. Antioksidanlar da ceviz başta olmak üzere kuruyemiş yoluyla sağlanacak. Uzmanların üstünde birleştiği menüye bakalım. Sabahları zeytin, peynir ve mevsim yeşillikleri yenecek. Akşam sofrada mutlaka zeytinyağlı sebze yemeği bulunacak. Olmazsa olmazlardan biri roka ve zerdeçal. Yeşillik ve baharatlar arasında bu ikili hayati. Taze biber çeşitleriyle tereyağını da atlamayacağız. Temini en kolay ve ucuz olanlar ise turşu ile yoğurt. Bunların seçiminde öncelik ev yapımı ve doğallara verilecek. Sıralanan listeye uyulduğu sürece tehlike kapınızın dışında kalıyor. Anlayacağınız en iyi formül "Atanine"lerinki.

Gündem Özel'den iki farklı tespitimi de yazmak istiyorum. Prof. Dr. Mutlu Demiray, bu tür yapımlarda konuşmayı sürdürecekse dilini anlaşılır hale getirmeli. Göbeğini mutlaka eritmeli. Dr. Ayşegül Çoruhlu ise elbisesinin diz boyunu 4-5 parmak uzatmalı. Dikkatleri dağıtıyor.

***

Naklen yayın esasları

Bu haftaki futbol naklen yayınlarını teknik açıdan da gözlemledim. Listeme Türkiye Kupası'nı da aldım. Dün akşamkiler hariç, tamamını değerlendirdim. Zirveye çıkan Konya-Sivas çeyrek finali oldu. Tespitlerime renk faktörüyle başlayacağım. Sahanın yeşil olması doğal. Önem verilmesi gereken forma renkleri. Konya'nın beyazı ile Sivas'ın kırmızısı uyumluydu. Ev sahibi takımın yeşil formayla çıkması karışıklık yaratıyor. TFF'nin yerinde olsam, bu konuda sıkı uyarı ve denetimlerde bulunurum. Böylece oyunun seyir zevki yükseltilir. Hatta hakemlerin işi kolaylaşır. Daha rahat takip edeceklerinden yanlış düdük riski azalır.

Bir maçta kameraların yerleştirilmesi kadar tamamen insan seçimine dayalı konular da var. Ana spikerin anlatımı önemli. Yorumcunun futbol bilgisi diğer unsur. Konya'daki kupa çeyrek finalinde Ömer Üründül'ün her iki takımı tanıyışındaki mükemmelliği kimsede görmüyorum. İsim isim performans ve çaplarını biliyordu. Kimi yorumcu geçinenleri aklıma getirdiğimde "farkı, fark ettim". İnsanın aklına bu noktada bir soru geliyor; "Üründül, niçin bir süredir TRT'de yok". aSpor'un ve NTV Spor'un verdiği değeri Devlet Ekranı niçin esirgiyor? Üründül'e pek çok uluslararası müsabakada görev verenler emekli mi oldu? Cevabını bekliyorum.

Konya'daki oyunun spikeri Cüneyt Şen'e bir-iki uyarıda bulunacağım. Konya golü atınca kıyamet kopardı; "Gol, gol ve gooll". Bu tarzı İlker Yasin başlatmıştı. Golü atan Türk takımıydı yiyen de yabancı. Şen'in yorumu sanki Selçuk İnan'ın İzlanda'dan final vizesi alan frikiği idi. Şen unutmamalı ki Sivas bizim ekibimiz. Ölçülü davranmalı. Bu uyarım tüm anlatıcıların kulağına küpe olsun.

***

TV8.5'teki toparlanma fark ediliyor. Eski dizilere sıkışıp kalmışlık azaldı. Yeni yayınlar görüyorum. Magazin Masası bunlardan. Çözemediğim küçük ihmaller. Bu yapımda Mert Öğün ve Irmak Atuk'un isimleri unutulmuyor. Fakat en tecrübeli olan Seyhan'ın adı hiç yansıtılmıyor.

...

Bloomberg TV'yi zaman zaman seyrederim. "Doğa Rutkay'la Her Şey bu Masada" ilgi alanım. Doğan Cüceloğlu ve benzeri konuklarla söyleşiler renkli geçmekte. Doğa yeni görevine çabuk uyum sağladı.

Yazarın Diğer Yazıları