Kur'ân; iki İlâhiyatçı, iki zıt görüş
Komünistler, cevval, hareketli... İstanbul'da, Metrobüs duraklarında, üst geçitlerde "hayır" broşürü dağıtıyorlar. 2 Şubat'ta, "Herkes buraya arkadaşlar-komünistler de dâhil" başlıklı yazı yazmıştım. Üst geçitte, bildiri dağıtırlarken destek için Komünist Partili gençlerin yanında durdum. Fotoğrafımız da var. Yer darlığından köşeye koyamadım. Komünist gençlere: "Size göre ben faşisttim. Üstelik 12 Eylül öncesi sizinkilerle de vuruştum. O dönemler geçti. Vatan bir. Ülkemiz için beraberiz." dedim. Hatta bildirilerini dağıtmak istedim, "Yok, biz dağıtırız." dediler. Akşam üzeri Ak Partililer, küçük meydana minibüs yerleştirmişler, yüksek sesle, taciz edici müzik çalıyorlar, meydanın köşelerinde, gelen geçene, "evet" bildirisi ve gül dağıtıyorlardı. Biri bana broşür ve gül uzatmak istedi. Sünnet-i seniyyeye uygun, etrafın da duyacağı şekilde, üç defa "Hayır! Hayır! Hayır!" dedim ve gencin şaşkın bakışları arasında uzaklaştım.
Komünistlerin fikriyatı ile Baas tipi "tek adam" idaresi birbirine yakındır. Bu komünistler, Saray'dan kendileri için söz alsalar, "evet" diyeceklerini açıklasalardı, ret mi edileceklerdi?
PKK için de en elverişlisi "evet"tir. Çünkü, iktidarı ele geçirecek Baas tipi parti ve başındaki "tek adam", bir dakkada kararname çıkarıp ülkeyi eyaletlere ayırabiliyor ve PKK'nın güç kullandığı alanlarda hâkimiyet kurmasına izin verebiliyor.
Ak Parti'nin fetvacısı bilinen Prof. Dr. Hayrettin Karaman korkunç bir fetvaya imza atmış, "hayırcılar"ı neredeyse tekfir etmiş. Bu da Müslüman olacak! Kişiye bağlanmış böyle fanatiklerin dininden şüphe ederim. Kendi sitesindeki "İslâm'da Hukuk Devleti Kavramı" başlıklı makalesiyle bile ters düşüyor. Hoca bana cevap verebilecek misiniz?!
Hayrettin Karaman o korkunç fetvasında, "Gelelim 'Hayır'cılara" başlığı altında şunları yazıyor:
"Bunların çoğunluğunu başta CHP ve HDP olmak üzere beyaz Türkler, Kemalistler, İslam karşıtları, kendi değerlerine yabancılaşmış müstağribler, Türkiye'nin güçlenmesini ve İslam dünyasının adım adım birleşmesini, Batı'nın Doğu ve Türkiye için belirlediği yörüngeden çıkılmasını istemeyenler oluşturuyor ve 'Hayır'ın asıl sebebi budur." (Yeni Şafak, 5 Mart 2017).
(Mustağrib(p), Cemil Meriç'ten ödünç alınmış bir kavram. Üzerinde durmamız gerekir ama şimdilik geçeceğiz.)
Bir başka ilâhiyatçı Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Medyascope TV'de Ruşen Çakır'la mülâkatında şunları söylüyor:
"İslâmcılar daha önceki iktidarlarda neyi kınadıysalar şu anda tek tek hepsini yapmaktadırlar. Baskıdan tutun, dışlamadan tutun, kutuplaştırmadan tutun, yolsuzluktan tutun; bunların hepsini yapar hâle geldiler. İslâm insanlara dayatılmaya başlandığı zaman artık bu İslâm olmaktan çıkar. Artık o firavun düzenine dönüşür."
Hayri Kırbaşoğlu, Hayretin Karaman'ın, "Hayırcılar"a karşı sözlerinden dolayı "Ben hayır desem İslam karşıtı mı olacağım. Güzel hocam, gel sen bari dinin siyasete alet edilmesine dur de!" tivitini atmıştı.
İki ilâhiyatçının zıt görüşleri. Kur'ân'ımız bir. Nasıl oluyor bu zıtlık?!