Koş vatandaş para dağıtılıyor!

Halk TV haberlerinde gördüklerim şaşırtmadı. Ak Parti mitingi öncesi çekilmişti. Gebze'deki tespitleri, 2014'ten hatırladım. Ellerinde parti flamaları ve bayraklarla koşuşturanlar o zaman da vardı. Daha sonra Hakk'ın rahmetine kavuşan bir eski asker büyüğümle bunlarla konuşmuştuk. Köşedeki minibüsün önünde bekleşenlere sorduk; "Nereye gidiyorsunuz?" "Erdoğan'ın mitingine" cevabını almıştık. Rahmetli parmaklarıyla para işareti yaptı. Cevabı aynı anda iki hanımın ağzından duymuştuk; "100 lira". Biri ilave etti "yiyecek içecek de var".

Doğrusu, köprü geçilerek gidilecek yer için fena para değildi. Toplananlara dikkat edince, kömür ile BİM ve A 101'den alış veriş çeki aldıkları kesindi.

Yine Halk TV'dekilere gelince, hemen hemen aynı cevaplar alındı. Yaşlı biri "Ne verecekler bilmiyoruz ama, geçen defa 100 kaat almıştık". Aynı rakam verilse bile, gariban için fena değil. Televizyondaki bayan programlarının şakşakçılarına ayrılan yevmiyenin 30 lira olduğunu düşünürseniz, mitingler için ödenen fena sayılmaz. Büyük olasılıkla enflasyon zammı da yapılmıştır.

Ya ötekiler

Diğer taraftan İYİ PARTİ'nin durumu ortada. Dededen kalma yerler elden çıkarıldı. BES'ler -Bağımsız Emeklilik Sigortası- için yatırılanlar çekildi. Yüzükler bile satıldı. Son çare, bağış kampanyası açıldı.

CHP'nin hiç olmazsa Hazine yardımı var. Bir miktar da İş Bankası hisseleri. Allah bereket versin. Atatürk gerçekten büyük adam. Bu günleri yıllar önceden görüp, gerekli tedbiri aldığı kesin. Bir tarafta ihale zenginlerinin partisi, diğer tarafta "Mustafa Kemal'in Askerleri". Aynı haber dilimi içinde onları da gördük. Eski adıyla Yüksek Denizcilik Okulu'nun -Piri Reis Üniversitesi- diploma töreni vardı. Mezunların hep bir ağızdan İzmir Marşı'nı -Eski Sakarya Marşı- söylemeye başlamaları hükümet temsilcilerini paniğe uğrattı. İlk havaya fırlayıp, oradan uzaklaşanların başında Millî Eğitim ve Ulaştırma Bakanları vardı.

Peki bu panik neden? Ben olsam mezunlarla birlikte söylerdim. Diğer ekranlarda bu görüntülere pek rastlayamadım. Denetimin belli merkezden yapıldığına inanmamak mümkün değil. Ayrı karartma siyasi liderlere de uygulanıyor. Bir tarafa 66 saat imkan, öteki adaya 0 dakika. Yanlış duymadınız "Sıfır"! RTÜK'teki egemenliği fark edince sonuç; "Vurun abalıya".

Sen de kazan

En çok merak ettiğim 24 Haziran'da "Paralı askerler"in ne yapacağı. Bunlar 16 yıldır "bir dilim ekmek, bir hırka" felsefesine acaba alıştılar mı? Önemli olan sandık başında kim için oy kullanacakları?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı akımı, şimdi Muharrem İnce sürdürüyor. Vaatler arttı. Millî Piyango'nun "seçim özel çekilişi"ne dönüştü. Asgari ücret 2 bin 200 lira. Üstelik kasap tabiriyle "kemiksiz et". Yani vergisiz. 12 milyondan fazla emekli için de maaş en az bin 500 lira olacak. Bayram ikramiyeleri ise katlanacak. Öğrenciye özel ödemeler. İş bulana kadar destek.

Daha neler, neler. Fırsat bu fırsat. Gelin kaçırmayın:

"Koş vatandaş koş. Batan gemiden kalanlar bunlar"!

***

Zorlandım

Tarafsız Bölge'de böyyük araştırmacı İhsan Aktaş'ı görünce önce kanal değiştirmek istedim. Sonra vaz geçtim. Zira NTV'de basketbol maçı vardı. CNNTÜRK'te kaldım. Aktaş'ın yandaşları, SETA'cı Nebi Miş ve Pınar Hacıbektaşoğlu'nun daha ortaya gelmeleri şaşırtıcıydı.

Herkesin üstünde birleştiği nokta Erdoğan ve Ak Parti'nin işinin bu kez zor olduğuydu. Prof. Dr. Bahadır Erdem'e göre "Meydanları artık muhalefet dolduruyor". Elfin Tataroğlu'nun "Aktörler çoğalınca, siyaset renklendi" deyişini çok sevdim.

Hacıbektaşoğlu'nun "2014, bugünün demosu oldu" demesine güldüm. Demo, müzikte kullanılır. Madem yabancı bir benzetme yapacaktı "tizır" -okunuşu- kullanmalıydı.

Ahmet Hakan Coşkun'u da atlamayalım. Bu defa o ünlü "Bi dakka, bi dakka" şeklindeki müdahalelerinin azaldığı fark edildi. Sırtından Kanal D yükünün alınması onu rahatlatmış olabilir...

***

Taşeron Devlet Sanatçıları

Dr. Göktan Ay, önemli bir konuya, birbirlerini bütünleyen üç ayrı yazıyla değindi. Devlet Sanatçısı statüsündeki kimilerin restoran, meyhane ve hatta kebapçılarda çalıştıkları bir gerçek. Bu durumun denetlenmesini istiyor. Ayrıca hükümet taşeronlara "kadro" sözü verdi. Ancak bu Kültür Bakanlığı bünyesindeki sanat topluluklarına uygulanmadı. Yıllardır yevmiyeli olarak çalışan "sanatçı konservatuvar mezunları" mevcut. Yani yazın üç ay çalışmadıkları gibi para da alamıyorlar.

Kendileri gibi sınavla alınanlarla aynı sahneyi paylaşıyorlar. Peki bu haksızlık ne zaman sona erdirilecek?

...

GÜNÜN SÖZÜ

Şans bazen, çalışmak her zaman yardım eder. Hint Atasözü

Yazarın Diğer Yazıları