Konuşsaydı neler diyecekti
Yeni adli yıl başladı, gelecek tatile kadar mahkemeler tıkır tıkır işleyecek ve adalet dağıtma görevi yerine getirilecek...
Bu münasebetle yapılan törene ne Cumhurbaşkanı katıldı, ne Barolar Birliği Başkanı...
Törende sadece Yargıtay Başkanı konuştu...
Konuştu demek yanlış olur, yazdıklarını konuşma havası vererek okudu...
* * *
Böyle bir toplantıya Barolar Birliği Başkanı'nın katılmaması, hukuk ve adalet açısından değerlendirildiğinde yakışıksız bulunabilir. Ancak bunun nedenine bakmak lâzım, o çok önemli; adli yılın açılışı münasebetiyle yargıyı, hukuk ve adalet anlayışını irdelemek isteyen Barolar Birliği Başkanı'na bu yıl kürsü yasaklandı.
Başkan Feyzioğlu da toplantıya sırf alkışlamak için katılmasının söz konusu olmayacağını söyledi ve toplantıya gitmedi.
Oysa
Barolar Birliği Başkanı, binlerce hukuk adamı adına her yıl konuşarak görüş açıklıyor, yargıya yardımcı olacak düşüncelerini dillendiriyordu. Bu yıl yasaklanan, başkanın kendisi değil temsil ettiği binlerce hukuk adamı oldu...
Böyle yasakçı bir uygulamanın evrensel hukuk ve yargı anlayışında yeri var mıdır?
Yoktur...
* * *
Gelelim Feyzioğlu'nun açıklamasına...
Başkan konuya ilişkin görüşünü de şöyle sıraladı:
Adalet, siyasetle değil, hukukun üstün kılınmasıyla sağlanabilir. Hukuk, siyasi parti siyasetine üstün tutulmazsa, mülkün yani ülkenin temeli olan adalet çöker, ülke temelsiz kalır. Devlet birey içindir. Devlet olmadan da bireyin güvencesi sağlanamaz. Devleti sürdürebilmenin yolu ise adaleti güvenilir kılmaktır. Adalet, bekamız için şarttır. Biz; siyaset yapan hakim ve savcı istemiyoruz; siyasetten talimat alan hakim ve savcı da istemiyoruz. Hukukun gereği neyse onu yapan hakim gibi hakim, savcı gibi savcı istiyoruz. Doğru düzgün, çağdaş bir sistem istiyoruz. Bunu ülkemiz için istiyoruz. Biliyoruz ki, bu ülkenin fedakârca görev yapan binlerce avukatı, hakimi, savcısı da bunu istiyor. Bunun için de, hakim ve savcıları siyasi iktidara karşı güvenceli hale getirecek, aynı zamanda keyfi işlem yapmalarını önleyecek doğru düzgün bir sistem istiyoruz. Ayrıca biz, cemaat ve tarikat yargısı da istemiyoruz. Siyasi iktidarın yargısını istemiyoruz. Keyfi davranan yargı istemiyoruz. Hukuku üstün tutan, adalet dağıtan, güvenilir bir yargı istiyoruz. En önemlisi, bunu güvenceye alacak bir sistem istiyoruz.
* * *
Feyzioğlu konuşturulsaydı herhalde bunları daha da açarak dile getirecekti. Söyleyecekleri tahmin edildiği için binlerce hukuk adamı dilsiz bırakıldı... Yargı, hukuk ve adalet denildiğinde iktidarın ve yandaşlarının nasıl bir anlayış içerisinde oldukları da bu vesileyle ortaya çıktı.
Bunu söyleriz ama...
------------------------------ -----
-Büyük devlet olabilirsin ama adil devlet olmak başka bir şey. Adil devlet olmak hukuk sisteminin adil işlemesinden geçer. Hukuk sistemi adil işlemiyorsa pis kokular getirir.
Arananlar
---------------------
Süleymancı diye anılan cemaate ait Aladağ'daki öğrenci yurdu yanmış, 11'i çocuk 12 kişi can vermiş, yurt binası da kullanılamaz hale gelmişti. Ailelerin çocuklarını bu yurda vermeleri için yönlendirme yapan meğer ilçe Millî Eğitim Müdürü imiş...
Demek ki o da Süleymancı...
* * *
Yurt müdürü sekiz konuda suçlu bulundu, ancak hakkında herhangi bir idari ve adli işlem uygulanmadı...
Yurtta yangın tatbikatı yapılmadığı halde yapıldı diye rapor hazırlayan ilçe Millî Eğitim Şube Müdürü ile kaymakamlık çalışanı bilgi işlemci memura ise birer günlük maaş kesimi cezası verildi...
Süleymancı İlçe Millî Eğitim Müdürü'ne gelince, ona da kınama cezası uygun görüldü...
Bu haber bu kadar, isteyen istediği gibi yorum yapabilir...
* * *
Hafta içinde bir de şunlar yaşandı..
Evinin balkonundan ateş açan, elinde pompalı tüfekle yakalanan, eşine silahla saldıran, düğünde mermi yağdıran insanlar yargıya teslim edildi ama hemen hepsi içeri tıkılacaklarına serbest bırakıldı...
İnsan ister istemez soruyor:
-Eyy hukuk, eyy adalet neredesiniz!?
ANLAMLI SÖZLER
-----------------------------------------------------------
Devletin hazinesi, hukuk ve adalettir. (KONFÜÇYÜS)