‘Kobani’ yıkılmalıdır!
Kobani dedikleri kasaba yıkılmalıdır! Bizi bölmek, bizim insanlarımızı başkalaştırmak, emperyal güçlere yem etmek isteyenlerin emellerine ulaşmalarına asla izin verilmemelidir.
Oranın halkı, bizim halkımızdır. Aramızdan kopalı şurada ne kadar oldu ki... 20 Ekim 1921’de Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması’yla sınırlarımızın dışında kaldılar. Zaten o zaman bir kasabadan bile bahsedilemez, köyden de... Tren yolu geçiyordu, bir köy kuruldu.
Şimdi madem varlığı PKK için sembolik anlam taşıyor, bizim için de yıkımı aynı anlamı taşımalıdır!
PKK, isyan başlattı... Bu isyanı bastırmak, ezmek, bir daha başlarını kaldıramayacak hâle getirmek Türk milletinin boynunun borcudur.
Kobani yıkılmalıdır!
Dinsizin hakkından imansız gelir.
IŞİD katilleri eğer Kobani’yi yıkacaklarsa ses edilmemeli, hatta yıkım için dozer gönderip destek verilmelidir! Kobani’de PKK’nın militanları IŞİD’e direniyorlar. Orada yaşayanların tamamına yakın Türkiye’ye sığındı. Halk bizim misafirimiz olmanın ötesinde anavatandalar. Bağrımıza basalım; Ayn el-Arap’a hiç göndermeyelim. Türkiye’nin dört bir tarafına dağıtalım... İş güç sahibi yapalım, insanlarımızla kaynaştıralım.
Ayn el-Arap, Osmanlı zamanında “Arap Pınarı” olarak anılırdı. “‘Ayn” göz, pınar demek zaten... Osmanlı’dan çıkınca “Ayn el-Arap” diye adlandırıldı.
“Kobanî” demesi şundan:
Bağdat demiryolu kenarında 1910’lu yıllarda kurulan Alman şirketine ithafen kullanılan “kompany” kelimesi “Kobani” şeklinde söylenmiş ve yerleşim biriminin adı olmuştur. Hatta ilk yerleşenlerin de Ermeniler olduğu belirtilir. Belki adlandırma Ermenilerden kalmadır. Sonra Kürt gruplar da bu adı kullanmaya başlamışlardır. Şişirdiklerine bakmayın, ciddî araştırmalarda nahiyenin merkez nüfusu en fazla 45 bin çıkıyor.
Bölücüler abartmayı çok severler. Entellerimiz, liberallerimiz, İslâmcı geçinenlerimiz, A. Öcalan’ın, Kandil’dekilerin ekmeğini yiyip çayını içen gazeteci taifesinden Mekap yalayıcıları onların gönüllü propagandistleridir.
“Kobani”, Abdullah Öcalan’ın Suruç’tan sınırı geçince ilk konakladığı yerdir. PKK’nın öldürülen ilk militanı da bu nahiyedenmiş.
Ayn el-Arap’ın PKK için taşıdığı sembolik anlamını daha açalım... Hem de kendi kalemlerinden:
“Ayn el Arap-Kobani Kürt milliyetçileri açısından çok önemlidir. Dicle, ‘Bölgede 500 binden fazla Kürt yaşıyor. Kent merkezi ve köylerin önemli bir kısmı Kürtlerin denetiminde. Bilindiği gibi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Temmuz 1979’da Suruç’tan Kobanê’ye geçerek Orta Doğu’ya açıldı ve orada tanışmadığı aile neredeyse hiç yok. PKK’nin yaşamını yitiren ilk Rojavalı gerillası da Kobanê’dendir. Kobanê’nin böylesi tarihsel bir önemi var Kürtler için... Yine aynı öneme dayanarak, Rojava Devrimi 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de başladı’[Ahmed Dicle, www. ajansfirat.net, 13 Eylül 2013] diyerek hem Kobani nüfusunu abartmakta hem de Kürt milliyetçileri açısından Ayn el-Arap’ın önemini vurgulamaktadır.” (Rasim Bozbuğa, “Suriye Kürtleri: Suriye’nin Kuzeyinde Etnik Yapı ve Kürt Nüfusu”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, www.21yyte.org,
21 Ocak 2014.)
Kobani yıkılmalı, PKK’nın tarihi silinmelidir!