Kızılay çiftlik mi

Başbakan'ın Bangladeş gezisi, yeni bir aydınlanmaya vesile oldu, haber kanalları, Kızılay'ın İstanbul Şubesi'nde görev yapan Başbakan Yıldırım'ın yakınlarını açıkladı...

Bangladeş'e götürdüğü Kızı Büşra, Kızılay'ın İstanbul Şubesi Başkan vekili; şubenin başkanı ise başbakanın kardeşi İlhami Yıldırım, bir gayrı menkul danışmanlık şirketinin sahibi.

Diğer başkan vekili ilginç bir isim, Ali Kurumahmut, rüşvet olayına adı karışan ve "Her şeyi Erdoğan'ın emri üzerine yaptım" deyip istifa eden Erdoğan Bayraktar'ın TOKİ Genel Müdürlüğü döneminde odacısı, ilkokul mezunu.....

Bir başkan vekilli daha var, Vahdet Erdoğan...

Başbakan Binali Yıldırım'ın kardeşi İlhami Yıldırım'ın okul arkadaşı, Çekmeköy'de şirketi var, belediyeden ihale üstüne ihale almış bir isim...

Yönetim Kurulu üyelerinden biri eğitimci Mehmet Uğurelli, diğeri Bekir Kaplan...

Kaplan basın mensubu geçiniyor, eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun basın danışmanı, fetöcü olduğu rivayet ediliyor, Deniz Feneri Derneği mensuplarından...

Ali Ertuğrul Yıldırım da yedek yönetim kurulu üyesi, Çekmeköy Belediyesi'nde görevli başkan vekili Eyüp Yıldırım!ın oğlu

Şube yönetim kurulu üyeleri ve yedekleri arasında yer alan öteki isimler de şunlar:

-Mehmet Ali Ergin, Nazif Barış Çiftçioğlu, Abdülvahit Şimşek, Yılmaz Sezgin ve Seda Yıldırım...

Hepsi AKP'li ve hepsi Yıldırım ailesinin çevresindeki isimler, Seda Yıldırım ise Binali Bey'in gelini...

* * *

Bir Kızılay şubesinin kadrosu böyle yandaş, hısım, akraba ve iş çevreleriyle ortaklık yapan isimlerden oluşturulduğuna göre varın ötesini düşünün... Başka yönetimler kim bilir hangi hısım, akraba ve taallukatla doldurulmuştur...

Azgın av hayvanı misali

Azgın Yunan'ın son temsilcisi Yunanistan Savunma Bakanı bilmem ne Kammenos...

İşgal ettikleri 18 adamızın kendilerine ait olduğunu"Uluslar arası hukuk ve anlaşmalar var" diyerek savunmaya kalkıyor.

O uluslar arası hukuk ve anlaşmalar neymiş, hangileriymiş, sıralayamıyor...

Erdoğan'ın açtığı "Lozan yeniden görüşülebilir" ya da "Ele alınabilir" mealindeki sözleri, demek ki bu kefereye hırlama cesareti vermiş; anlaşılan o...

* * *

Türkiye'nin sınırlarını, hava ve deniz sahalarını işaret eden hükümlerin kapsamı içerisinde olan adalarımızın bize aidiyeti, hukuken şekillendirilip Lozan'da karara bağlandı ve dünyanın beynine çakıldı. Sadece bu maddi koşullarla yetinilmedi, etrafımızda bağımsızlığımızı hedef alacak hamakat erbabı türemesin diye de antlaşmaya hükümler yerleştirildi.

Kefere bilmem ne Kammenos bunu bilmeden sap yiyip saman kusan haliyle Yunan için cesaret abidesi olabilir ama nazarımızda korkak, cesaretsiz, küstah ve içi tahnit yoluyla doldurulmuş av hayvanından farkı yoktur...

* * *

Ben kefere Kammenos'a filan kızmıyorum; onun böyle konuşmasına vesile olan içimizde olup da Lozan'ın hükümlerini göz ardı eden ada vericilere köpürüyorum....

Suskunluklarını ve topraklarımızı elden çıkarmış olmalarını lanetliyorum...

Konuşmamakta ya da yalan söylemekte dirensinler bakalım; çocuklarının ve torunlarının bu ihaneti görmezden geleceklerini mi sanıyorlar, sansınlar bakalım...

FİSKELER

"SEN bittin" lafını diline persenk edenlerden biri de Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı. Kılıçdaroğlu, muhatap almam dediği için Soylu'ya ağzının payını verme işi partisinin sözcülerine kaldı..."Bu adam kahve ağzını nereden öğrenmiş" diye soranlara CHP'li yetkililer, "O partiden bu partiye giderken sokaktan öğrenmiştir" diyerek bakanın gezgin siyasetçi olduğunu ima ediyorlar..

* * *

BİR başka iddia daha var, Soylu vaktiyle Pensilvanya'daki haine methiyeler düzen konuşmalar yapmış. Dikkat çeken bir iddia, incelenmeyi gerektirebilir... İnsan değişmiş olamaz mı, olabilir. Onun işaretini de Kılıçdaroğlu verdi, "Artık sarayın gözüne girmek için konuşuyor" dedi.

* * *

NTV'de ekrana gelen futbol yorumcusu (!) Rıdvan Dilmen bu hafta yoktu; spor saatinde yerine başka iki kişi ekrana geldi... Yapılan açıklamaya bakılırsa Dilmen mide rahatsızlığından görevine gelememiş. Mutlaka hazım zorluğu çekiyor olabilir; belli ki Bahçeli'nin o kadar lafını hazmedemedi. İstirahat eder, dilini de dinlendirirse bir şeyi kalmaz, hazımsızlık bu suretle geçer...

* * *

TUTUKLU bulunan fetöcü rektör tahliye edildi. Yalova Üniversitesi rektörüyken içeri alınan ve yargılanması süren rektöre yurt dışına çıkış yasak. Karakola imza vermek ise şart...Bu arada insan merak etmeden duramıyor, içeri de ya da aranmakta olan başka kaç rektör, profesör, doçent filan var. Aklıma gelmişken sorayım, bu rektörlerin hepsini Tayyip Bey mi seçip göreve atadı...

* * *

CUMHURBAŞKANI Erdoğan sarayda topladığı muhtarlara hitaben konuşurken lafı sataşmalar yapan BAE'ne getirdi. Türk'e düşmanlık besleyen bu ülkenin ağızları, Erdoğan'ın ecdadının mukaddes emanetleri oradan çalarak İstanbul'a getirdiğini iddia etmiş...Densizlik işte. Araplara din kardeşi deyip fazla yüz vermemek gerektiği herhalde bu vesileyle daha iyi anlaşılmış olmalı.

Yazarın Diğer Yazıları