“Kirli oyun” erken seçimle bağlantılı!
Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin PKK kamplarına yönelik saldırısından en çok rahatsız olan ülkenin İngiltere olduğu anlaşılıyor. Bunu, İngiliz devletinin sesi olarak görünen Times gazetesindeki yorumlardan çıkarıyorum.
Times gazetesinde yer alan “Ateş çemberi” başlıklı başyazıda, Türkiye’nin PKK’ya yönelik saldırılarının “feci boyutta tehlikeli” hatta “delilik” olduğu belirtiliyor ve “Erdoğan hemen geri adım atmalı” deniliyor. Yazıda “Bombardıman ayrıca Türkiye’deki Kürtlerle güvenlik güçleri arasındaki ufak boyutlu çatışmaları alevlendirip bunu kanlı ve korkunç bir cehenneme dönüştürebilir” deniliyor.
Times’ın cehennem beklentisini, Türkiye de öngörüyor! Nitekim İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan imzasıyla tüm birimlere gönderilen yazıda, “Terör örgütlerinin Yenikapı, Hacıosman, Osmanbey ve Taksim metroları ile metrobüs duraklarında bombalı eylem gerçekleştirebilecekleri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik saldırıda bulunulacağı yönünde bilgiler elde edilmiştir” denildi.
* * *
Independent gazetesinde Patrick Cockburn, “ABD, Türkiye’nin PKK’yı hedef alan hava saldırılarını onaylayarak, Irak Savaşı’ndan bu yana Orta Doğu’daki en büyük hatasını mı yaptı?” diye soruyor!
Cockburn, eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin danışmanı Kamran Karadaği’nin, “Amerikalılar bu tarz hesaplarda pek iyi değil.. Belki Türkiye onların tarafında olursa, Kürtlere ihtiyaçları kalmayacağını düşündüler” sözlerine de yer veriyor.
Türkiye’de ise Genelkurmay eski istihbarat başkanı İsmail Hakkı Pekin, PKK’ya yönelik harekâtı değerlendirirken “Yapılan bütün faaliyetler ABD ile yapılan anlaşmaya bağlı ve onunla koordine. Son günlerde yaşananların hiç biri tesadüf olamaz. İktidarın da işbirliği ile ABD, İngiliz istihbarat örgütlerince (Mossad dahil) plânlanmış ve uygulanmıştır. İktidar, MİT, sivil ve askeri yetkililer, muhalefet partileri, liberaller vb. Bu kirli oyunun neresinde?” diye soruyor.
* * *
İngiliz Times gazetesi, daha önce Suruç saldırısını “Recep Tayyip Erdoğan için bir uyarı” diye yorumlamış ve “Erdoğan, IŞİD’e karşı mücadele edenler arasında sahada fark yaratan tek güç olan Kürtlerle işbirliği yapmalı. Türkiye, NATO’daki müttefikleri ile tam bir işbirliği içerisinde olmalı. Erdoğan, stratejik İncirlik Üssü’nü Batı’nın hava kuvvetlerine açmalı” demişti.
Erdoğan, Obama’nın telefonundan sonra, tam de Times’ın istediği gibi NATO’daki müttefiklerine ve ABD uçaklarına İncirlik Üssü’nü ve diğer askeri havaalanlarını açtı ama buna karşılık PKK kamplarını bombalama emrini de verdi.
Amerika operasyonu “terörle mücadele” olarak gördüğünü açıkladı ve destekledi. İngilizler ise basından anlaşıldığı kadarıyla Türkiye’ye bu tavizin bile verilmesine karşı.
İngiltere, Türkiye’ye İncirlik dayatmasında ABD ile birlikte hareket etti. Suruç saldırısı sayesinde bu emellerine ulaştılar ama bu arada PKK’ya yönelik harekâta engel olamadılar.
Ahmet Davutoğlu’nun da söylediği gibi “bölgede denklem değişti” ama uzun vadede gelişmelerin Türkiye’nin lehine sonuçlanabilmesi zor. Çünkü, bölgede kaos çıkaran ABD ve İngiltere’nin İncirlik ve diğer üsleri kullanırken, daha büyük felâketlere sebep olacağına dair elimizde önemli dayanaklar var.
Mesela, ABD, PYD’yi havadan destekleyip IŞİD’in boşalttığı yerlere yerleşmesini sağlarken, Türkmenleri yerlerinden sürmüş oldu.
Bundan sonra ABD’nin Suriye’de yapacağı operasyonların Türkiye’ye faydası olabileceğini düşünmek aşırı iyimserlik olmaz mı?
* **
CHP ile sürdürülen koalisyon görüşmeleri de Obama’nın telefonundan sonra anlamsızlaştı. Tayyip Erdoğan, bu anlaşmayla birlikte yine krizi kısa vadede fırsata dönüştürerek, “terörle mücadele kahramanı” imajıyla ülkeyi erken seçime götürmek ve başkanlık hayallerine ulaşmak istiyor.
“Kirli oyun” erken seçimle bağlantılı! Bakalım evdeki hesap, çarşıya uyacak mı?