Kınalı kuzum
Evimize gelen ilk ve son kurbana adına ben koymuştum; "Kınalı". Bunun sebebi başında ve sırtında kınalar bulunmasıydı. Erken alınıp, evcil hayvan muamelesi yapmam, sonunda üzüntüye dönüştü. O bana, ben ona alışmıştık. Sokağa bile çıkarıyordum. Peşimde geziyordu. Ne zaman ki kurban bayramı geldi, gerçekle karşı karşıya kaldım. Kesileceği yere birlikte indik. Keşke oradan kaçsaymışım. Gözü bağlandı. Arka ayaklarından biri serbest bırakıldı. Dualardan sonra kasabın bıçağı kesmeye başlayınca bende film koptu. Annem neden sonra şoka girdiğimi fark etti. Kazık gibi olduğumdan beni sürükleyerek götürebildi. Günlerce uyuyamadım. Gözümü kapatsam "Kınalı"yı görüyordum. Ailede önemli bir karar verildi; "Bu eve bir daha kurbanlık alınmayacak". O yıldan sonra eve sarı bir zarf gelmeye başladı. Nereden mi? Darülaceze'den. Üstündeki ve içindeki yazı karakterinin yaşlı insanlara ait olduğunu sezerdim. Tarih ve numaradan başka "Teşekkür ederiz. Allah kabul etsin" satırları yer alırdı. Önce annemin daha sonra babamın vefatına kadar bu gelenek devam ettirildi.
Güzellikleri atlamayalım
"Ya ya ya şa şa şa, arabacı arabacı çok yaşa" turlarının artık bazı kırsal kesimlerde kaldığını biliyorum. Şehirlerde çocuklar şimdilerde motosikletlere biniyor. Çaldıkları kapıdan uzatılan şekerlere kötü kötü bakıyorlar. Gözleri sadece parada. Belki de haklılar. Merhum Erbakan'ın dediği gibi "şimdiki nesil materyalist oldu". Çocukluğumun Fener-Balat'ını geri sardırmak mümkün mü? Azınlıklardan oluşan komşularımız, Müslüman bayramlarına bizden fazla özen gösterirdi. Yemek uzmanlığına merakımı Meri Teyze'nin tariflerine borçluyum. Biber dolmasının lezzetinin bol soğan doğranmasından geldiğini ondan öğrendim. Toprağı bol olsun "Sizinkiler ağlamayı sevmez ve lezzeti yakalayamaz" derdi. Yaprak sarmasının sıkı sarılmamasını tembihlerdi. Türk medyasının en önemli gurmelerinden Tuğrul Şavkay'ı yönlendiren ise ben oldum. Birlikte çalıştığımız dönemdi. Dış haberlerdeydi. Ama aklı fikri yemek tariflerinde. Çağırdım ve "Bak Tuğrul, bu saha boş. Dal oraya. İleride bana dua edeceksin" dedim. Sözümü dinledi. Konusunun en önemli ismi hale geldi. Gıda ile ilgili en az 10 kuruluşun yönetimine girdi. Nerede rastlasam, ya da telefon etse bana hep "Hocam" diye hitap ederdi. Böylesi bir günde merhuma dualarımı tekrarlıyorum.
...
Aktif habercilik yıllarımdan kalan diğer isim Tufan Akçen. Şimdilerde ekran haberciliği yapan bu kardeşim hastane muhabiri olarak başladı. Acemi kasapların kendilerini doğramalarını öyle bir toparlardı ki her defasında kahkaha atardım.
Mübarek Kurban Bayramınızı en yüce duygularla kutluyorum. Ülkem adına hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Yaşar Usluer'den
Geçmişten günümüze beni takip edenler zaman zaman bir isme rastlarlar; "Yaşar Usluer." Mükemmel gözlem ve öngörüleri vardır. Biraz kısa yazsa, olduğu gibi buraya alacağım. Son e-postasını da özetleyerek sizlerle paylaşacağım:
"Burhan Ağabey,
* Bank Asya'da 49 lirası çıktı diye 35 yıllık memuru ihraç etmek adaletin neresinde?
* FETÖ aleyhine kitap yazan Yavuz Selim Demirağ'ı ihbar edeni değil, yazarı sorgulamak, nasıl bir adalettir?
* MİT'in Dış Operasyonlar Sorumlusu Kaşif Kozinoğlu'nu yurt dışından gelip teslim olmasına rağmen içeri tıkanların "kalp krizi geçirdi" diye toprağa gömenlerin, yatacak yeri var mı?
* Kumpasçılar, iftiracılar, kraldan çok kralcı kesilenler; unutmayın "Keser döner, sap döner. Bir gün gelir hesap döner." Bu adalet gün gelir size de lazım olur."
Eski yerine döndü
Lig TV uzun uğraşlardan sonra, ekstra para ödeyerek İngiltere ligini geri aldı. Hem de 3 yıllığına. Doğrusu sırf bu maçlar için fazladan para ödüyordum. Nasreddin Hoca gibi kaybettiğim eşeğimi buldum.
...
Fenerbahçe TV, bir ilki daha gerçekleştirdi; "HD yayına geçti". Bu ekranın tüm takım kanallarına, hatta pek çok ulusal geçinene üstünlüğü vardı. Şimdi "uzak ara" yaptı. İhsan Topaloğlu öncelikli tüm ekibi kutluyorum.