Kimin şaftı kaymış?!
Devlet Bahçeli seçim meydanlarında AKP yönetimi için söylüyor: Şaftı kaymış...
“Şaftı kaymış” ne demek? Bu sözün gerçek ve mecazî anlamlarının eğlenceli açıklamasını size “Ekşi Sözlük” ten aktaracağım:
“Esasen şaft kayması bir benzetme değil, gerçek anlamda bir kayıklık, dengesizlik olması anlamına gelir. Argoda kendine yer etmesi ise Türk halkının teşbih sanatına gösterdiği yakınlık nedeniyledir.
Şanzımandan diferansiyele doğru uzanan, bazen iki parçadan oluşan şaft, yapısı nedeniyle balans tabir edilen bir hatayı bünyesinde barındırır. Balans ayarı bozuk bir şaft ise, kireçten dolayı mekanik aksamı zarar görmüş çamaşır makinesinin banyonun içerisinde gezintiye çıkmasına benzer bir edayla yalpalayarak yerinden çıkmaya çalışır. Ancak iki taraftan da cıvatalar ile bir yerlere bağlı olduğundan dolayı yerinden çıkması söz konusu değildir. Genellikle devir arttıkça yalpalama da artar ve araca verdiği sarsıntı çok rahatsız edici boyutlara gelebilir. Düzeltilmediği takdirde durumu daha da kötüye giderek maazallah tüberküloz bile olabilir! Balansını almak için üzerine yapılacak müdahaleler kurtarmadığında yenisi ile değiştirmek kaçınılmaz olur. Böyle durumlarda ustalar tarafından; ’- Abicim bunun şaftı kaymış baksana, adam olmaz bu, yenisine müracaat!..’”
Allah kimsenin şaftını kaydırmasın! Hele devleti yönetenlerin! Kendisini geçtik; memleket zarar görüyor.
* * *
Sen ülke ülke gez, “Paralel Yapı terör örgütüdür.” de, “Kökünü kazıyacağız.” de... Gittiğin ülkenin yetkilileriyle kapalı kapılar ardında pazarlıklar yap! Son derece tehlikeli... “Ne verdin de ne alıyorsun?!” diye sorarlar.
“Paralel Yapı” dediğinin ucu nerede başlayıp nerede bitiyor? Her an kime uzanacağı bilinmiyor. Ne kadar halka açık dernek varsa, ne kadar mektep, dershane ve hatta banka varsa “terör örgütü” içine sokuluyor. Muhtemelen kendisine oy vermeyen %48 de “Paralel Yapı” içinde!
Ne yaparsan yap, herkesi içeri attır, 17/25 Aralık belgeleri birilerinin elinde ve mutlaka tekrar gündeme gelecek! (Kemal Kılıçdaroğlu’nu mahkemeye verdin, mahkemede telefon dinlemelerinin incelenmesi kararı çıkınca şikâyetini geri çekmek zorunda kaldın! Neden acaba?)
Zat-ı muhterem en son Arnavutluk’a gitti. Arnavutluk’ta Türk Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptıracağı caminin temel atma töreninde bir garip konuştu. Uhrevî alanda bile “Paralel” den girdi, “Paralel” den çıktı, adını söylemeden Millî Siyaset Belgesi’ne atıfta bulundu.
28 Şubat örtülü darbesi ardından Millî Güvenlik Kurulu toplantısında “Ülkücüler” e de savaş açılmış ve Millî Siyaset Belgesi’ne şu ifade sokulmuştu: “Türk milliyetçiliği bazı kesimlerce ırkçılığa dönüştürülmek istenmektedir. Ülkücü mafya bundan yararlanmak istemektedir. Bu da bir tehdit unsuru oluşturmaktadır.”
Aklı zorlamışlar, mantığı darmadağın etmişler. Yetkiyi eline alanın şaftı kayıyor! Geçmişten gelen kinle birileri Ülkücülerle uğraştılar. Belgeye girdiği söylenen yukarıdaki cümlelerin neresini düzelteceksin! Türk milliyetçiliğini ırkçılığa dönüştürmek isteyenler kimler? Delil yok! “Ülkücü mafya” diye Milliyetçi Hareket içinde bir grup mu var? Allah aşkına mümkün mü!
Ne netice alındı? Hiç... Maksat kin kusulsun!