Kendin pişir kendin ye anketçileri

Memleket meselelerinin tartışıldığı programlara iyi bakın. Hemen hepsinde araştırmacıları, yani anketçiliği görürsünüz. Çoğunluk iktidardan nemalanır. Kimileri de "vatan, millet aşkına" bu işi yaparlar. Her ikisi de bir arada olamaz mı? Tabiî ki olur. Ancak, bazıları bu yola girmezler. Daha doğrusu giremezler. Çünkü geçim kaynakları bu yoldandır.

Bunların başında gelen bir kaç isim var. Mesela İhsan Aktaş. GENAR'ın her şeyi. Bir yandan anket yapar, diğer taraftan Sudan'dan Venezuela'ya kadar davetlere katılır. Yeme-içme ve yol, misafir olan ülkeden. Harcırah da var mı? O konuda bir şey söyleyemem. Sadece dikkatinizi çekmek istediğim, konuk olduğu yerlerin AK Parti ile arasının iyi olduğudur.

Aktaş'ın araştırmalarının sonuçları da hayli ilginç. Mesela "Bugün seçim olsa" ki, tespiti İYİ Parti'nin MHP'den ancak yüzde 3 oy koparacağıdır. Bu efsunlu sonucu söylerken, "Erdoğan'ın oy oranı yüzde 55'i rahat bulur"u ilave etmeyi unutmaz.

Tombala gibi

İhsan Aktaş gibilerinin yaptığına anketörlük diyemiyorum. Kusura bakmasın ama "İzmir işi tombala" düzenler gibi. Bilmeyenler için hatırlatayım. Tombala çekilişlerinde, sadece patronun adamlarına verilen kartlar kazanır. Garibanlar ise paralarını kaptırırlar.

Daha insaflısı

Faruk Acar da ANDY-AR'ın her şeyi. O da bir kamuoyu araştırmacısı. Genelde AK Parti için anket yapar. Hakça söylemek gerekirse, Acar, Aktaş'tan insaflı. Sonuçta aynı yerde buluşsalar da hiç olmazsa milleti enayi yerine koymaz. Açıklamalarında daha insaflı davranıyor. Ayrıca İhsan Aktaş gibi "Propaganda konuşması" yapmıyor.

Benim kafamdaki diğer isimleri şimdilik buraya almak istemiyorum. Örneğin İbrahim Uslu ve Ali Saydam için yazmayı erteliyorum.

Ancak bir isim var ki en ortadan olanı. Daha doğrusu objektif; Hakan Bayrakçı. Kesinlikle tarafsız. Hiçbir zaman iktidar yanlısı olmadı. Tespitleri neyse, onu aktarmakta. En önemli özelliği de hiçbir seçim sonucunda yanılmaması. Siz siz olun SONAR'ın anketlerine önem verin. Bu şekilde yanıltılmamış olursunuz.

***

Caretta carettalar

Dünya'nın koruma altındaki en önemli canlısının statüsünü bile değiştirdik. Caretta carettaların cenneti Muğla'nın-DalyanOrtaca ilçesi 5 bin nüfuslu bir beldeydi. Aniden "mahalle statüsü"ne indirgendi. Dramatik olan Dalyan'ın turistik yatak kapasitesi tam 16 bin. Ülkemizin böylesine önemli yöresindeki belediyeyi kaldırmak kimin fikri?

Ayrıca carettaların daha sağlıklı denetiminin ortadan kalkmış olduğunu gören yok mu?

Dalyanlıların durumu protesto eden, imza kampanyalarına ben de katılıyorum. Lütfen belediyelerini geri verin.

***

Yaşar Güvenir

TRT Müzik'te eski klipleri izlerken bazı şarkılar beni epey eskilere götürüyor. Kimi çalan ve söyleyenlerin vefat ettiklerini hatırlıyorum. Bunlardan birini, Yaşar Güvenir'i görünce anılarım depreşti. Ölümsüzler arasına kattığı eseri "Yalnızım Ben Yalnız"ı söylüyordu. 100 kere yayınlansa izlerim. Bu şarkının bende ilginç bir de hatırası var.

Yıllar önce bir İzmir seyahatinde polis müdürü arkadaşıma uğradım. Beni Efes Otel'ine götürdü. Pubda yemek yiyoruz. Piyanoda Yaşar Güvenir var. Çalıp söylemekte. Müthiş ağır bir koku aldık. Dikkat ettim, bunun rahmetli müzisyenin tam arkasından geldiğini sezdim.

Kaldırın Şunu

Üşenmedim o tarafa gittim. Deniz mahsulleri dolabının tam üzerine kocaman bir çipura balığı kondurmuşlardı. Leş gibi kokuyor. Şefi çağırdım ve "Bunu kaldırır mısınız dedim". Adam hemen balığı alıp götürdü. Herkes rahatladı. Yaşar Güvenir, bir süre ara verdi. Doğrudan yanıma geldi ve teşekkür etti. "Dünden beri söylüyorum, dinleyen yoktu" şeklinde konuştu.

İnanır mısınız büyük sanatçının sesini ne zaman duysam o çipurayı da hatırlıyorum. Neyse ki şimdiler de o eski Efes'in yerinde modern bir tesis var. İşletmesi de İzmir'e yakışır cinsten.

***

ÖZEL NOT:

Zerrin Özer, canlı yayınlara tekrar başlayanlardan. Kim veya kimlerin sayesinde TRT Müzik'te program yaptığını bilmeyen kaldı mı? Kimse alınmasın, eğer koruma fonu kullanılıyorsa, bari bant program tercih edilsin. Çünkü söylerken artık çok zorlanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları