Kazığın büyüğüne hazırlanın!..

İşin içine petrol kuyuları girince Süper Lig'in yayını aynı adreste kaldı. Cumhurbaşkanı'nın "anne-baba farklı" kardeşi Katar Emiri'nin son ziyaretinin yasal prosedürü işlemiş oldu. Bildiğiniz gibi Göksel Gümüşdağ eş durumundan Erdoğan'la akraba. Türk Futbolu'nun perde arkasında O var. Fatih Terim'in bugünkü konuma gelişinde -hatta maaşına kadar- rolü oldu. Kulüpler Vakfı ve Başakşehir başkanlıkları da onda. En önemli yönlerinden biri "güzel insan" olması. Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'i de idare ediyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Baba Demirören'e vefa borcu var. Siyasi hayatında en önemli mihenk taşı İstanbul Belediye Başkanlığı'nı kazanırken yanında Erdoğan Demirören vardı. Her alanda arkasında durdu. Cumhurbaşkanı'nın iyilikleri unutmama özelliğini yıllar önce duymuştum. Orhan Ayhan büyüğüm söylemişti. Kısa süre sonra bire bir tanık oldum. İstanbul Belediye Başkanı, bir açılış için yapılan törende konuşurken durdu. Mikrofondan "Orhan Abi" diye bağırdı, sonra yanına davet etti. Orhan Ayhan'ın Erdoğan'ın hizmete soktuğu 23 spor salonunun hepsinde sunuculuk yaptığını hatırlatayım. Böylece aradaki bağı kurabilirsiniz. Hoş, Orhan Ağabey de bir başka Vefalılık Örneğidir ya.

---

Biz yine Göksel Gümüşdağ'ın organizasyonundaki "ayak topu ihalesi"ne gelelim. Türkiye Futbol Federasyonu payı yüzde 12'den 4'e indiriliyor. Demek ki olayın galiplerinden biri kesinlikle Aziz Yıldırım. İnatla sürdürdüğü mücadelenin sonucunu aldı, gelirini ikiye katladı -tabii bütün takımların- da. Futbol Federasyonu'nun haksız kazancını önledi. Katar Sermayesi, KDV dahil her yıl için 590 milyon dolar ödeyecek. Peki kimden, ne şekilde tahsil edecek? Petrol gelirlerinin bir kısmını buna ayıracağını hiç sanmıyorum. Digitürk üyelerine yeni sezonda okkalı zam kaçınılmaz. Ortada fol yok yumurta yokken her fırsatta 2-3 lira fark sokuşturanların ne yapacağı belli. Kaldı ki enayilerin yüzde 70'i futbol hastası. Sırf bu tutkuları yüzünden yüklü fatura ödüyorlardı. Görünen o ki kazığın ebatları büyüyecek. 100. baskı film ve dizilerle "film paketi"yle giderler kapatılamaz. Şimdi beklenen futbolun, faturaları ne kadar zıplatacağı. Laf aranızda kurbanlıklardan biri de benim.

Diğer önemli konuya da değineyim. Kafaları amatör acemi yöneticiler ve eli cebine gitmeyen taraftarla pek çok kulübün batacağını görüyorum. Saçma sapan transferler -başta yabancılar- ve içki masalarında el sıkışılan hocalarla başarı gelmez. Orduspor'dan Mersin İdman Yurdu'na kadar örnekler ortada. Gelir arttı deyip savurganlık devam etmemeli. Ülkesinde emekli olmuş "viç"lerin ve üçkağıtçı futbol simsarlarının cebini doldurmasınlar.

Hata tercihte başlıyor

Ne yazarsak yazalım kafalar değişmiyor. Başkanlık tartışması yapılıyor. Konuşmacılar arasında tıp profesörü(!) var.Öbür tarafta hâlâ idam cezasının geriye doğru işleyeceğini savunan Bakan Yardımcısı. Üstelik bu zat olası başkanlıktan çok "AB'in bizi almaması"nın yorumunda. 57 yıllık gelişmeleri masal gibi anlatıyor. Üye yapılan Bulgaristan ve Romanya üstüne savlar öne sürüyor. Bir başkası, karşısındaki katılımcıya, "2005'teki değişikliğin metni sizde var mı?" diye soruyor. cevap daha traji komik; "Yanıma almamışım". Bu kadar ilgisiz ve bilgisizseniz orada işiniz ne? Sizi oraya çıkaranların hiç mi suçu yok? Kötü oyuncu, kötü yönetmenlerle her akşam aynı diziyi seyrediyoruz. Galiba asıl suç oturup bu rezilliği seyredenlerde.

Bazı notlar

*İşte Benim Stilim başladı. Doğru tanımlamayla yeni sezonu açtı. Bir kişi dışında aynı takım. Geçirdiği önemli ameliyat sonrası Nur Yerlitaş'ı görmek mutluluk verdi. Öykü Serter alanında en iyi sunucu. Giyim-kuşamı tüm yarışmacılara 100 basar. Bir sürü bayanın içinde Aleyna isimli olan ön plana çıktı. Aleyna Tilki'den sonra bu Tunceliliyi de dikkatle izliyoruz. Ufak tefek ama cırtına cırt tavırlı. Sataşana lafını esirgemiyor. Kıyafet seçimi kötü ama yüzü ve gözleri çok güzel.

*TRT Müzik'in yıldönümü kutlamalarından bazı bölümler kendi magazinlerinde yayınlandı. Birol Güven'in babası Erdoğan Güven'i bu vesileyle görmüş olduk. Baba Güven'in en önemli özelliği iyi Beşiktaşlı olması. Erkek çocuklarına Şenol ve Birol ismini vermesi bu yüzden. Bereket 3. evladı kız. Eğer o da erkek olsaydı "Gol" ismini verebilirdi. Hani bir zamanların ünlü sloganı gibi; "Şenol, Birol, Gol!.."

Yazarın Diğer Yazıları