Kararsız büyüme

Siyasi iktidar ekonomik istikrar sorunu olduğunu kabul etmiyor. Sorunu şiddetle reddediyor ve büyümeyi gerekçe gösteriyor. Ayrıca faizlerin düşmesinde de israr ediyor. Bir anlamda halkın ekonomik gündemi ile hükümetin ekonomik gündemi farklı yerlerde olduğu anlaşılıyor. Aşağıdaki tablo büyümenin ekonomik istikrarı nasıl bozduğunu gösteriyor .

1. 2017 yılında yüzde 7.4 oranındaki büyüme, gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırırsak yüksek bir büyümedir. Ne var ki istikrarlı bir büyüme değil. Tersine büyüme istikrarı bozdu.

2. Cari Dolar olarak Fert başına GSYH 2016 yılında 10.807 dolar iken 2017 yılında 10.513 dolara geriledi. Yıllık ortalama Dolar kuru aynı yıllarda 3.53'ten, 3.91'e çıktı.

3. 2016 yılı enflasyonu yüzde 8.53 iken 2017 yılında yüzde 11.92 oldu.

4. İş aramayıp çalışmaya hazır olan işsizleri de katarsak, 2016 yılında 5 milyon 673 olan işsiz sayısı, 2017 yılında 5 milyon 761 'e yükseldi.

Bu nasıl büyüme ?

2016 2017

------------ -----------

Büyüme oranı (yüzde ) 2.9 7.4

Fert başına gsyh (dolar ) 10.807 10.513

Dolar kuru (tl) 3.53 3.91

Enflasyon (yüzde ) 8.53 11.92

Fiili işsiz sayısı (iş aramayıp-

çalışmaya hazır olanlarla

bin ) 5.673. 5.761

Cari açık ( milyar dolar ) 33.1 47.2

Dış borç ( milyar dolar ) 408.2 453.2

Kamu borçlanma gereği

(milyar tl ) 26.7 71.4

5. Cari açık bir yılda 14.1 milyar dolar artarak, 33.1 milyar dolardan 47.2 milyar dolara yükseldi.

6. 2016 yılı dördüncü çeyreğinde Dış borç stoku 408.2 milyar dolar iken 2017 dördüncü çeyreğinde 453.2 milyar dolara çıktı. Dış borç ülkeye kaynak girişi demektir. Büyümeyi artırır. Ancak bu borçlar geri ödenince de, büyüme düşer . Borçla büyümek ülkenin gelecekteki potansiyelini bu günden kullanmak demektir.

7. Kamu borçlanma gereği, aynı yıllar itibariyle, 26.7 milyar dolardan 71.4 milyar dolara yükseldi. Kamu harcamalarında yatırımların payı yüzde 11 cari harcamaların payı yüzde 39'dur. Bütçenin yapısı ve popülizm kalıcı gelire dayanmayan geçici ve suni bir talep artışı yaratıyor.

Türkiye eğer dış borç veya cari açığı , yatırım malı ithal etmek için vermiş olsaydı , sorun olmazdı. Zira yapılacak yatırım kendi borcunu öderdi. Türkiyenin çine karşı verdiği dış ticaret açığı 21 milyar dolardır. Bu açığı incik-boncuk, deri çanta, oyuncak ve kalitesiz Çin mallarını ithal etmek için verdik. İstikrar bunun neresinde; Akıl bunun neresinde?

Büyüme-Enflasyon-Cari Açık Grafiği; büyümenin olduğu yıllarda hem enflasyonun hem de cari açığın artığını gösteriyor. Söz gelimi 2009 yılında eksi büyüme var. Cari açık da en düşük seviyesindedir. 2011 yılına 11.1 gibi yüksek büyüme var. Aynı yıl cari açık da en yüksek düzeyde, 74.4 milyar dolardır. Büyüme ile enflasyon paralel gidiyor. Çünkü Türkiye de popülizme dayanan bir talep artışı var.

Sonuç: Türkiye 2017 yılında büyüdü, ancak bu büyüme dış borca dayalı bir büyümedir ve gelecekteki büyüme potansiyelini, bu günden tüketmeye dayanıyor. Onun içinde istikrarı bozuyor. Büyümeyelim mi peki? Elbette büyüyelim… Ancak önce ekonomide tırmanan sorunlara doğru teşhis edelim. Cumhurbaşkanı faiz insin dedi… Aynı gün piyasada faiz arttı. Ekonomi Bakanı ''kur artışını kabul etmiyorum'' dedi. Aynı gün döviz kurları arttı.

Doğru teşhis konulmadan doğru politika uygulanmaz.

Yazarın Diğer Yazıları