Kandil'den Afrin'e çocuk ordusu!..
Suriye'nin Bekaa Vadisi'nde 250 ile 400 arasında olduğu varsayılan PKK'lıların "bir avuç şaki" diye tanımlandığı yıllar çok geride kaldı...
PKK son 33 yılda gönüllü ya da "zoraki" katılımlarla yalnızca Türkiye içinde değil; Irak, İran, Suriye ve bazı Avrupa ülkelerinde de "askeri yapılanma"sını arttırarak, özellikle 1990-2000 arasındaki yıllarda, aynı anda 20 bin militanı bünyesinde tutmaya devam etmişti...
PKK "şiddeti dayatarak kazanım elde etme" stratejisiyle, siyasi alanda ne kadar büyüdüyse, aynı anda çok büyük kayıplar da yaşadı... Hele de Öcalan'ın yakalanması ve bazı örgüt yöneticilerinin çatışmalarda ya da "örgüt içi" yargılamalarda ölmesinin ardından...
PKK'nın eylemlere başladığı 15 Ağustos 1984 yılından bu yana 40 bin civarında kayıp verdiği tahmin ediliyor... Şaşırtıcı olan ise örgütün "açılım" çabalarının sona erdiği 2015'ten bu yana yaşadığı kaybın 10 bini aştığı biliniyor...
Yaralı yakalanan ve örgütten kaçarak güvenlik güçlerine sığınan terörist sayısının da 5 binin üzerinde olduğuna dikkat çekiliyor...
Genelkurmay ve İçişleri Bakanlığı yetkililerince son 3 yılda medyaya yapılan açıklamalardan derlenen bu bilgiler, örgütün özellikle 2015'ten itibaren büyük bir erozyon yaşadığını ortaya koyuyor...
PKK'nın legal siyasi kanadının kuşatılmasının ardından Kandil Dağı'na katılımlarda büyük düşüş yaşanırken, Irak sınırı ve "küçük Kandil" diye tanımlanan Lice bölgesinde son 2 yılda yoğunlaştırılan operasyonlar örgütün lojistiğinin yanısıra, kırsaldan aldığı desteği yitirmesini de sağladı...
PKK'nın bu bölgedeki operasyonlar nedeniyle silah ve mühimmat depolarını önemli oranda kaybettiğine ise geçen hafta zaten dikkat çekmiştik...
Ve son Afrin operasyonunda 900 dolayında kayıp vermesi; PKK'nın, Irak ve İran'dan sonra Suriye içindeki askeri yapısının da önemli oranda dağınıklık yaşamaya başladığını gösteriyor...
Ölüme götürülen ana kuzuları!..
PKK'ya gönüllü katılımlarda ciddi oranda düşüş yaşandığı biliniyor... "Açılım" oyununun ardından uygulamaya konulan "hendek" stratejisi özellikle Güneydoğu'nun kent merkezlerinde örgütün "milis" yapılanmasını güçlendirse de, son 2 yıldaki operasyonlar bu yapıyı da önemli oranda enterne etti...
Peki; hem örgütsel hem de siyasi açıdan erozyon yaşayan ve son üç yılda, yalnızca yurt içinde değil, sınır ötesinde de kuşatılan PKK, askeri yapılanmasını halen nasıl koruyabiliyor?..
Bu sorunun yanıtı dünkü Yenişafak'ta gündeme getirilen çarpıcı bir iddiada da gizli... Gazeteye göre, "PKK, Afrin ve çevresinde 900 çocuğu kaçırdı..."
PKK'nın, Kuzey Irak ve Suriye gibi kaos ve "iç savaş" yaşayan coğrafyalarda çocuk kaçırması ve gençleri zorla kamplara almasının önünde ciddi bir engel yok...
Ailelerin bu konudaki çırpınışlarına, kendi dertlerine düşmüş olan Suriye ve Irak rejimleri ne yazık ki yanıt veremiyor... Peki, örgütün çocuk kaçırmayı adeta gelenek haline getirdiği Türkiye'de yaşananlara ne demeli?..
PKK çocuk kaçırma eylemlerine 2010 yılından itibaren hız verdi... Gazetelere yansıyan "PKK çocuk kaçırdı" haberleri o kadar sıradanlaşmıştı ki, kimse bu konunun üzerine gitmeye kalkışmadı!..
Örneğin, 23 Nisan 2014'te, yani "çocuk bayramı"nda Diyarbakır'da kaçırılan 15 çocuktan biri de M.S.B'ydi...
Çiftçilik yapan Erol Böçkün ile eşi Aysel Böçkün, Lice ilçesindeki karakol yapımını protesto eylemine götürülen 15 yaşındaki çocuklarının kaçırılmasını "protesto için" 28 Nisan 2014'te başlattıkları oturma eyleminden sonuç alamadılar.
7 Eylül 2014 gecesi Muş'un Bulanık ilçesine bağlı Çataklı Köyü'ne gelen PKK'lılar ise 10 çocuğu "bize asker lazım" diyerek silah zoru ile dağa kaçırdılar...
Anadolu Ajansı'nın 20 Eylül 2015'te servis ettiği bir habere göre de, 2013 yılı içinde 13-17 yaşlarındaki 140 çocuk için "PKK tarafından kaçırıldı" başvuruları yapıldı.
Ajansa göre, 2014 yılında 12- 17 yaş arası 983 çocuk için benzer başvurular oldu... 2015'te kaçırılanların sayısı ise 929 olarak duyuruldu...
Devletin ajansı bir başka haberinde, 2013-2015 yılları arasında toplam 2 bin 52 çocuğun terör örgütü tarafından kaçırıldığını yazdı. Habere göre, sözkonusu tarihlerde 419 çocuk PKK'dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu...
Urfa'daki kaçırma dehşeti!..
PKK saflarına zorla götürülen çocuklarla ilgili en dehşet verici açıklamayı da bir vali yaptı ancak ne ilginçse yankı uyandırmadı!!!
2015 yılının Haziran ayı başlarında, bir ulusal televizyon kanalına konuşan dönemin Urfa Valisi İzzettin Küçük ürkütücü açıklamalarda bulunmuştu... Demişti ki vali;
"Son altı ayda bölgede kaçırılan çocuk sayısı 3 bin... Sadece Suruç ilçesinde 400 çocuk kaçırıldı!.. Bize gelen istihbaratlar, 'PKK her evden bir çocuk dağa çıkarmak istiyor' şeklinde... Silah bırakılmayacak, çünkü sürekli çocuklar kaçırılıyor dağa. Ayrıca Urfa'da pek çok muhtar Kobani'ye kaçırıldı... Biz bunları diğer makamlara bildirdik."
PKK'nın çocukları kaçırarak bir süre eğitim verdikten sonra, "güvenlik güçlerine yönelik saldırılarda aktif olarak kullandığı" iddiası uluslararası raporlarda da yer aldı ama son günlerdeki Afrin ve "savaş" tartışmalarına bakılırsa daha ürkütücü bir soru sorulmalı;
Afrin'de, özellikle "sivil kayıp" endişesiyle "savaşa hayır" diyenler merak ediyorlar mı acaba; yaşları 12 ile 17 arasında değişen binlerce çocuk zorla tutuldukları kurşun ve bomba yağmuru altındaki siperlerde ve sığınaklarda ne tür acılar çekiyorlar?..
Ya da PKK tarafından dağa götürüldükten sonra Aralık 2016'da örgütten kaçarak Hakkari'deki ailesine sığınan 13 yaşındaki kız çocuğu K.Y'nin 3 ay boyunca yaşadığı şu drama ne demeli;
"Bakkala giderken evimin önünden kaçırarak bir araca bindirdiler. Araçtaki silahı görünce korktum, bağırdım çağırdım, inmeme izin vermediler, ağzımı bağladılar. Ağlıyordum, çok korkuyordum. Beni Hakurk kampına götürdüler. Eğitim vardı, bana silah almamı söylediler almadım çünkü korkuyordum, yer altında çok zorlanıyordum..."