Kalkınmada küreselleşme kamburu

1980'li yıllara kadar, iktisadi gelişme veya ekonomik kalkınma teorileri, iktisat literatüründe önemli bir yer tutmuştur. 1971 Bretton Wood's sisteminin çökmesi, 1974 petrol krizi, 1980 sonrası parasalcı yaklaşım, dışa açılma ve küreselleşme eğilimi, ekonomik kalkınma üzerindeki çalışmaların geri planda kalmasına neden oldu. Finans sektörü ve finansal piyasalar ön plana yükseldi.

II. Dünya Savaşı sırasında Temmuz 1944'te ABD'nin küçük bir kasabası olan Bretton Woods'da toplanan Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı'nda, Bretton Wood's sistemi kabul edildi. Bu sisteme göre tüm para birimleri dolara bağlandı ve dolar da bir ons altın 35 dolar, olarak altına bağlandı. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kurulmasına karar verildi.

Bretton Wood's tan sonra, dolar dünya para sisteminin merkezine oturdu. 15 Ağustos 1971'de ise ABD tek taraflı olarak doları altına endekslemekten vazgeçtiğini duyurdu. Bu tarihe kadar ABD Merkez Bankası Bretton Wood's sitemi ile 35 dolar getirene bir ons altın, bir ons altın getirenede 35 dolar vereceğini taahhüt etmişti.

ABD'nin Bretton Woods'la getirilen bu sistemden vazgeçmesinin nedeni 1970'li yıllarda içinde bulunduğu ekonomik güçlükler, dış ticaretinde büyük boyutlara varan açıklar vermesi ve sonuçta borçlu ülkeler arasına girmesi olmuştur.

ABD kararından sonra sterlin gibi bazı sabit paralar, serbest yüzen paralar oldu. (yüzen para sistemi - floating currency - esnek kur sistemi, döviz kurunun devlet müdahalesi olmadan tamamen piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlendiği sistemdir.)

15 Ekim 1973 tarihinde Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Birliği, ABD'nin İsrail Ordusuna destek vermesine karşılık olarak petrol ambargosu ilan etti. Savaşta ABD ve İsrail'e destek veren diğer ülkelere petrol ihraç etmeyeceğini bildirdi. OPEC üyesi ülkelerde dünya petrol fiyatlarını yükseltti. Ardından 1973 ve 1974 yıllarında dünya borsaları düşüş yaşadı. Bu kriz 1929 dünya ekonomik bunalımından sonra yaşanan en önemli krizdi. İktisat tarihine 1974 petrol krizi olarak geçti. Bu krizden en fazla etiklenen ülkeler, petrol ithal eden gelişmekte olan ülkeler oldu.

1976 Nobel İktisat ödülünü, tüketim analizi, para tarihi ve teorisi alanlarındaki başarısı için ve istikrar politikasının karmaşıklığını gösterdiği gerekçesi ile Milton Friedman'a verildi. Friedman'a göre, ''gelişmiş ekonomilerde 1970'lerden sonra baş gösteren krizin asıl nedeni John Maynard Keynes'ten esinlenerek uygulamaya sokulmuş konjonktür politikalarıdır. Yüksek düzeyde istihdam yaratmayı hedefleyen keynesgil politikalar parasal gevşeklikten ve kamu açıklarından doğan etkilerle, ekonomiyi rayından çıkarmıştır."

Bana göre iktisat polikalarında temel belirleyici olan iktisadi konjonktürdür. 1930 dünya buhranı ve sonrasında İkinci Dünya Harbi nedeniyle durgunluğa giren dünya ekonomisini ancak Keynesgil politikalar canlandırabilirdi. O yıllarda Keynes'in tam istihdam hedefi olmasaydı, bunun yerine Milton Friedman'ın monetarist önerileri ekonomide canlanma sağlayamazdı.

Yalnızca para ve faiz politikaları durgunluktan çıkışı sağlayamaz. 1970 sonrası iktisadi konjonktür düşmeye başlayınca, Keynesgil politikaların da sonu geldi. Tıpkı bugün dünya ekonomik konjontürünün inişe geçmesiyle, Friedman'ın monetarist politiklarının ve küreselleşmenin sonu geldiği gibi. Bunun içindir ki dünya yeni bir çıkış yolu arayışı içine girmiştir.

Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunu, küreselleşme sürecinde tamamıyla sıcak paranın, spekülatif sermaye hareketlerinin getirdiği suni refah nedeniyle unutulmuştur. Dahası Soros gibi spekülatif sermaye gelişmekte olan ülkelerin siyasetini de yönlendirmiştir.

Söz gelimi Soros kurduğu Açık Toplum Enstitüleri ile birçok gelişmekte olan ülkede siyasi amaçlı çalışmalar, anketler, araştırmalar yaptırmıştır. Yugoslavya, Ukrayna gibi doğu Avrupa ülkelerine yaptığı yardımın tutarı, bu ülkelere Birleşmiş Milletler tarafından yapılan yardım miktarını aşmıştır. Kendisi "Dünyanın her yanında kadife devrim süreçlerini destekliyorum. Şu anda Liberya'da yapıyoruz, Nepal'de yapabiliriz." demiştir.

Ayrıca 2006 yılında bir Rus radyosuna verdiği demeçte, Gürcistan'da 2003 yılında gerçekleşen Kadife Devrimi'ni mali olarak desteklediğini de açıklamıştır.

Türkiye'de ise açık toplum enstitüsü başta TESEV olmak üzere birçok bazı vakıf ve derneklere, medya kuruluşlarına maddi kaynak aktarmıştır. 2001 yılında kurulan Türkiye ofisi faaliyetlerine 31 Aralık 2008'de son vermiştir.

Yazarın Diğer Yazıları