Kafadan kaç yıl?
Recep T. Erdoğan “İnlerine gireceğiz.” demişti. Polisler, hâkimler, savcılar değiştirildi. Karşı operasyon kadrosu yerlerine oturtuldu.
Bayramı bile beklemediler.
17-25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını yürüten polis şefleri elleri kelepçelenerek gözaltına alındılar.
17-25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu Recep T. Erdoğan, onulmaz bir yara almıştır. Şunu söyleyeyim, kendisini -şimdilik- iyi toparladı. Cevabını veremeyeceği o kadar telefon kaydı düştü ki, insan bu kayıtlar karşısına, Allah korusun, aklını bile oynatır. Kime nasıl danıştı, iradesi mi güçlü, çözemedim... Dibi boylamışken, boğulmaktan kendisi kurtarabildi ama ciğerlerinin su almadığını söyleyemeyiz.
Onun bir kara kaplı defteri var. Her şeyi not ediyor. Acaba 17 Aralık ve 25 Aralık’ta olanları, yaşadıklarını, hissettiklerini defterine dökmüş müdür? Eğer deftere dökse, siyasetin bin türlü hâli var, bugün anlı şanlı padişahsın, yarın ne olur bilinmez! Kendi elinle kendini teslim etmiş olursun! Yazmayacaktır. Bir tarikat bağlantısı var mı, hiç söylemedi. Olsa, gider şeyhine içini döker.
İçini dökemediği için mi bu kadar hırçın? “Keskin sirke” küpünü delecektir!
Tıpkı “Ergenekon”, tıpkı “Balyoz”, tıpkı “Askerî Casusluk” operasyonları gibi... Kadrosunu kuran dilediği gibi adam topluyor, kafadan şuna şu kadar, buna bu kadar ceza kesiyor.
Devran döndü... Yeni tutuklamalar, öncekiler gibi; değişik kesimlere sıçrayacağı açık. Şimdi de suç icat edilecek.
R. T. Erdoğan ne yapsa, akibeti belli. Üç gün önce “Havuz” televizyonlarının ortak yayınına çıktı. Seyredilirlik oranı ne idi? Baktım, 24. sırada... Dizi tekrarlarının bile çok gerisinde. 30 Mart Mahallî Seçimler öncesinde çoklukla ilk üçte yer alırdı. Bu sıralama cumhurbaşkanlığı seçimi neticesi için elbette bir fikir vermez. Yaz rehavetini de dikkate almak gerekir. Ramazan üstelik... Onun seyirci kitlesinin o saatlerdeki meşguliyetlerini de düşünmeliyiz. Ancak, R. T. Erdoğan’ın PKK’nın çatı adayı olduğunu da göz önüne getirirsek - “Kanka” A. Öcalan öyle demişti- ilginin fazla olması beklenirdi.
Seyredilirlik oranının düşüklüğünü düşüşte bir çentik olarak görebiliriz.
Ben “İnşallah!” diyorum... Ülkesini düşünen herkesin de “İnşallah!” dediğini duyar gibiyim.
17-25 Aralık’ta ortaya saçılan kirlilikleri temizleyemeyen, ancak, kendisini takibe alanları içeri atan bir Başbakan, eğer 30 Mart Mahallî Seçimlerinde aldığı % 43’lük oy oranının üstüne çıkarsa, Türk siyasetinde bir anormallik var, demektir. Hesabı verilmemiş o kadar mesele ortadayken, bu oranın üstünde oy alırsa, düşünmesi gereken muhalefet olmalıdır.
Bir Türkmen göçtü
Türklük davasının önemli ismi Sami Yavrucuk’u toprağa verdik... Ardından Irak Türklerinin bayraktarlarından Sadun Köprülü’nün vefat haberi geldi. “Türk’üm” dediği için 17 yıl bilfiil Saddam’ın zindanlarında akıl almaz işkencelere maruz kalan Sadun Köprülü, ömrünün her dönemini Türklerin davasına adamıştı. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, Türk milletinin başı sağ olsun.