Kadınlar neden İYİ Parti'de görev alıyor?
KIRKLARELİ
İYİ Parti'nin gidişatını herkes takip ediyor. Cumhurbaşkanı adayı olacağı belli olan Meral Akşener'in siyasete kazandırmaya çalıştığı yeni üslup da takdir ediliyor. Kadın politikacı olmanın bir avantaj olduğunu söylüyor Meral Hanım... Bunun nasıl bir avantaj olduğunu sormadım. Çünkü Kırklareli il merkezinin açılışı için yapılan törende, yağmur altında, davul-zurna eşliğinde halay çeken kadınların "il teşkilatı kurucuları" olduğunu öğrendim.
Kadınlar, bu defa İYİ Parti üzerinden siyasete giriyor. Sadece Kırklareli'nde değil, bütün yurtta, kadınların Akşener'in çıkışından ümitlenerek siyasete girmelerinin sebebi, "Artık ülkenin kaderine el koymak zamanı geldi." diye düşünmeleri. Anlaşılan o ki Türk kadınları da böyle bir harekete omuz vermek için bir işaret bekliyordu. O işareti Meral Akşener'den aldıkları için akın akın İYİ Parti'ye giriyorlar, yönetici oluyorlar. Meral Akşener il ve ilçe yönetimlerinin yüzde 30'unun kadın olması şartını getirmiş. Belki bir gün bu tür kotalara gerek kalmayacak ama günümüzde böyle bir destek gerekiyordu.
Akşener, İYİ Parti için "cesurlar hareketi" diyor ama ilk cesur hareket bir kadın olarak ondan geldiği için kadınlar da daha cesur davranıyor ve görev istiyor.
***
Meral Hanım ile ancak basın toplantısında soru sorarak konuşabildim. O kadar görüşmek, konuşmak, elini sıkmak, fotoğraf çektirmek isteyen var ki, uzaktan gözlem yapmak gerekiyor. Gerçi Meral Hanım, yağmur altında kendisini dinleyenler arasında eşi Tuncer Akşener ile birlikte beni de gördüğünü belirtti. Tuncer Akşener, daha önceki genel başkanlık mücadelesi dahil bütün gezilere katılarak eşine destek oluyor. "Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır" sözü, bundan sonra "her başarılı kadının arkasında bir erkek vardır" diye söylenirse örnek olarak Tuncer Akşener gösterilecek.
***
Ben Meral Hanım'a "Türkiye'de genel seçimlerde 175 bin sandıkta oy kullanılıyor. Seçimlerin sağlıklı yapılıp yapılmadığını denetlemek için her sandıkta birer kişi görevlendirseniz 175 bin görevliye ihtiyacınız var. İki kişi görevlendirseniz 350 bin kişi... Diğer taraftan, seçim sonuçlarını yansıtan ajanslar, yakın tarihteki seçimlerde hep iktidar partisini çok önde göstererek sonuçları açıklamaya başlıyor. Bu da diğer partilerin denetimi gevşetmelerine yol açıyor. Siz, sandıklarda hile yapılmasına izin vermem diyorsunuz? Bunu nasıl yapacaksınız?" diye sordum.
Akşener, "Seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılması için en az 350 bin kişi gerekiyor. Biz gönüllülerden oluşan gruplarla da çalıştık, bunu daha etkili bir şekilde yapacağız ve sadece partililerimiz değil, diğer partilerden ve gönüllülerden oluşan gruplarla birlikte hareket edeceğiz. Seçim Eğitim Merkezi diye bir merkez kurduk, içinde avukatlarımız da var eğitimler veriyoruz bu konuda. Biz referandumda bu gruplarla birlikte çalıştık. Sivil toplum örgütleriyle kesinlikle iş birliği yapacağız. Referandumdan sonra ikiye bölünmüş bir Türkiye tablosunda 'Hayır' oyu verenler arasında bir birlik ve dayanışma görüyoruz. Evet bloğunda ise çözülmeler var. Aslında ben Erdoğan'ın yerinde olsam referandumda mühürsüz oy kullanılan sandıkları yeniden saydırırdım, sonucuna da saygı gösterirdim. Bu yapılmayınca insanların güvenini kırdı. Referanduma da şaibe bulaşmış oldu. Sayın Erdoğan bugüne kadar tek kale maç yaptı, karşısında erkekler vardı. İstediğine istediğini söyledi. Buna insanlar en sert sesleriyle cevap verse de bu duyulmadı. Şu an dikkat ederseniz İYİ Parti'yi görmemeyi tercih ediyor." diye cevap verdi ve seçmen üzerinde psikolojik harekât uygulandığını, artık buna da izin vermeyeceklerini söyledi.