Kadın haklarının neresindeyiz?
Çağımızda kadın haklarında bütün dünyada ilerleme var. İslam ülkelerinde ise bir yerde küresel baskıya dayanan niyet açıklaması var ve fakat hiçbir ilerleme yoktur.
Suudi prensin kadınların araba kullanması ve sinemaya gitmesini serbest hâle getirmesi ve bunu Suudilerin hak olarak lanse etmesi radikal İslam'ın kadın haklarında ne kadar geride kaldığının göstergesidir.
İslam'ın kadına biçtiği sosyal imkanlar sınırlıdır. Bu sınır ancak İslam'da güncelleme yapılarak veya laik bir anlayış varsa genişleyebilir. Bunun içindir ki Atatürk, Türkiye'de kalkınmanın ve insani gelişmenin ancak laik düzende olabileceğini görmüş ve aynı zamanda kadınlara seçme hakkı verilmesi için çalışmıştır.
20 Mart 1930'da kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. 1933 yılında muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı, 1934'te ise milletvekili seçme ve seçilebilme hakkı verildi.
Dünyada kadınlara oy hakkı yüz yıl önce 1918 yılında Almanya'da verildi. İslam ülkeleri içinde kadınlara oy hakkı veren ilk ülke Türkiye'dir.
İslam ülkelerinden İran 1963, Libya 1964, Ürdün 1974, Kuveyt ise 2005'te kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdi.
Suudi Arabistan'da 2015 yılında belediye başkanlığı seçimlerinde oy kullandı. Ancak şeriat hükümlerine göre. Önce oy kullanmak için yazım yapıldı. Kadınlar seçmenleri ile ya bir erkek temsilci vasıtasıyla veya paravan arkasından konuştular.
İslâmiyetten önceki Gök Tengri inancında olan eski Türk toplumlarında, "kadın, erkekten farklı, ama ona eşit bir varlık olarak saygı görürdü. Aile tek evliliğe dayanırdı. Çocuklar üzerinde baba kadar ananın da hakları olduğu kabul edilirdi. Mülkiyet bakımından da kadın eşit haklara sahipti. Hakan'ın emirlerinde, eşinin, Hatunun adına da yer verilirdi. Türk toplumu, kadınlar için, kapalı bir toplum değildi.''
Türkiye'de siyasi İslam, türban gibi giyim özgürlüğünü kullandı. Ne var ki bugün uygulamada uluslararası arenada aynı kadın haklarında geri düştü.
Dünya Ekonomik Forumu'nun hazırladığı "Küresel Cinsiyet Eşitliği Uçurumu Endeksi" kadınlarla erkekler arasında dört temel kategorideki kadın erkek eşitliği farkını inceliyor:
1- Ekonomiye katılım ve fırsat göstergesi olarak kadın ve erkek iş gücünde katılım, gelir, üst düzey yönetim, mesleki ve teknik alanda çalışan sayısı,
2- Eğitime katılımda kadın ve erkek okur yazarlık oranı, okullaşma oranları,
3- Sağlık ve sağ kalım kategorisinde doğumda cinsiyet oranı ve kadınlar ile erkekler için beklenen sağlıklı ömür değerinin mukayesesi,
4- Siyasi güçlenme olarak; parlamentodaki kadın ve erkek milletvekilleri ile bakanlık sayılarının, kadınların devlet ve hükümet başkanı olarak geçirdikleri yılların karşılaştırılması.
2016 yılı "2016 Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi"nde Türkiye en geri son beş ülke içinde yer alıyor.
Türkiye bu endekslerde 2016 yılında 144 ülke içinde 129. sırada, 2017 yılında ise 144 ülke içinde 0.625 puanla 131. sırada yer aldı. Endekse göre Türkiye'de 2006 yılından bugüne, kadın haklarında iyileşme olmadı.
2017 yılında İslam ülkeleri içinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde İsrail (44), Tunus (117), Birleşik Arap Emirlikleri (120), Bahreyn (126), Cezayir (127), Kuveyt (129) ve Katar (130) Türkiye'den daha üst sıralarda yer aldı.
Çağdaş dünyada kadın haklarını, önce kadınların istemesi gerekir.