İYİ Partili Ümit Özdağ: "Ver tavizleri kurtar yakayı"
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Özdağ Zarrab ve Hakan Atilla'nın Amerika'daki yargı sürecini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin tavrını çok sert dille eleştirdi.
Özdağ, "ABD'de başlayan yargılama, Türk-Amerikan ilişkilerinde eşine çok az rastlanan ölçüde bir gerilime neden olmuştur. Erdoğan, AKP'nin siyasi olarak yorulmuş ve hırpalanmış kimliği, ekonomide yaşanan büyük başarısızlıklar karşısında önümüzdeki seçimleri kazanmanın yolunu, dış politikada tansiyonu yükselterek, sahte bir milliyetçi söylem geliştirmekte bulmuştur" dedi.
Erdoğan'ın kendisini Amerika ve Avrupa'nın saldırısı altında bir lider olarak gösterip, Milli Direncin Atatürk benzeri lideri konumuna yerleştirmeye çalıştığını vurgulayan Özdağ, "Son aylarda Atatürk'e sahip çıkar görünmesinin nedeni de budur. Erdoğan, kendisini milli direncin temsilcisi olarak göstermek isterken, Rıza Zarrab ve rüşvet çetesi yargılamasını da ABD ile Türkiye arasındaki çatışma olarak tanımlamaktadır. Böylece, Erdoğan, Türkiye'de muhalefeti 'ya Amerika'dan yanasın ya benden yana' sahte tercihleri arasında tercih yapmaya zorlamaktadır" diye konuşarak sorularımı şöyle yanıtladı:
- Erdoğan ve AKP ile nasıl mücadele edecek İYİ Parti?
Özdağ: Erdoğan'ın bu stratejisini yıkmanın yolu, aslında gerçeğin ne olduğunu ortaya koymaktır. BM ve AB ile ABD'nin uyguladıkları ilave ambargolar İran'ın başta nükleer kapasite olmak üzere askeri yeteneklerini geliştirmesini önleme amaçlıdır. BM, ABD ve AB tarafından İran petrol gelirini askeri amaçlı satın almalar için kullanmasın diye bazı sınırlamalar ve mekanizmalar oluşturulmuştur. ABD'nin dünya finans sistemindeki merkezi konumu onun kolunun ve gözünün birçok yere ulaşmasına imkan vermektedir.
-Sarraf olayı ile bu işe karışanlar ve göz yumanlar için neler söyleyeceksiniz?
Özdağ: Türkiye'yi yapabileceği önemli miktarda "kaliteli" ihracattan alıkoymuşlardır. Ayrıca milyarlarca dolara varan cezalar da Türk ekonomisi için önemli bir yük oluşturacaktır. Üst düzey yetkililerinin rüşvet aldığı ve bu iddiaların ayrıntılarının dünya kamuoyunun önünde konuşulduğu bir ülke olmanın rakamlarla ifade edilemeyecek prestij bedeli vardır. Türkiye bu ayyuka çıkmış iddiaları hakkıyla araştırıp soruşturamayan bir ülke olarak da hukuk sistemi mimli hale gelmiştir. Bu tür bir ülkenin yabancı sermaye çekmesi çok daha zor olur, gelen sıcak para daha yüksek faiz talep eder. Türkiye'nin ABD ile kavga etmesi gereken çok sayıda mesele vardır. İncirlik üzerinden PKKistan kurulması ve ABD'nin FETÖ'ye kol kanat germesi Washington ile mücadele edilmesi gereken en önemli konular olmalıydı. Bu sorunları neredeyse kabullenir bir görüntü verirken Sarraf için sanki onu korumak Türkiye'nin stratejik meselesiymiş gibi davranmak anlaşılır bir şey değildir.
-Erdoğan'ın Türkiye'yi BM, ABD ve hatta AB ile kavga ettirmesinin amacı nedir?
Özdağ: AKP ve Erdoğan her konuyu Batı ile kavga görüntüsüne çevirerek içerideki başarısızlık, kabahat ve günahlarını unutturmak ve sözde "milli" bir mesele haline çevirmeye çalışmaktadır. Dış politikada hesap yapamayan, yol yordam bilmeyen, ülkenin korunması için kendisine teslim edilen vazgeçilmez çıkarlarına kol kanat germeyi geçtim varlığının ve önem sırasının farkında değilmiş gibi davranan AKP Hükümeti ülkeyi bazıları telafi edilemeyebilir stratejik kayıplara sürüklemektedir. Bu kabul edilemez ve devam edemez. Nitekim etmeyecektir de. İYİ Parti iktidara geldiğinde Türk dış politikasını ideolojik, duygusal, kişisel ve belli bir grup, parti ya da kesimin çıkar ve takıntıları için değil ülkenin somut, kalıcı ve hayati menfaatleri doğrultusunda acımasız derecede gerçekçi bir şekilde tespit edecek ve koruyacaktır.
-Amerika Zarrab ve Hakan Atilla üzerinden Türkiye'ye ve Erdoğan'a baskı mı yapmaktadır?
Özdağ: ABD'deki bazı çevrelerin Erdoğan ve yakın çevresinin açıkları üzerinden Türkiye'yi siyasal tavizler vermeye zorlamak istemeleri normaldir. Esasen AKP Hükümeti yaptığı seri hatalarla Türk dış politikası ve ekonomisini çıkmaz sokaklara sürüklemiş, zayıflatmış, onu baskıya ve şantaja açık hale getirmiştir.
AKP'nin iktidarını sağlama almak ve üzerindeki dış baskıyı hafifletmek için Türkiye'nin kutsal çıkarlarım feda edebileceğini geçmişte de gördük. Bu hükümet geçmişte Annan Planı'ndan Ermenistan açılımına ve PKK ile pazarlığa kadar birçok örnekte olduğu gibi kendini zayıf hissettiğinde Türkiye'nin çıkarlarını göz ardı ederek Batı'yı memnun etme yolunu seçebilmişti. ABD'nin AKP'ye şu konularda baskı yapması ve "ver tavizleri kurtar yakayı" demesi muhtemeldir:
* Suriye'deki PKK varlığının kabullenilmesi ve hükümetin PKK aleyhinde atıp tutmaya devam etse de örgütün sınır boyumuzdaki "PKK Koridorunun" varlığını kabul etmesi, Fırat Kalkanı bölgesinden çekilmesi,
* PKK ile seçimlerden sonra adı konan veya konmayan yeni bir "açılım süreci" başlatması,
* Barzani ile ilişkilerin tekrar eski muhabbetli seviyesine yaklaştırması,
* Kıbrıs'ta Türkiye'nin menfaatlerini kucaklamayan bir formüle razı olması,
* Rusya'dan alınması planlanan S-400 silah sistemlerinin alınmasından vazgeçilmesi gibi adımlar karşılığında ABD'deki davanın AKP Hükümetine fazla zarar vermeden sonuçlandırılması türünden anlaşmalara gitmeleri mümkündür.
-İYİ Parti olarak AKP ve Erdoğan'ın politikalarına karşı hedeflerinizi açıklar mısınız?
Özdağ: AKP ve Erdoğan kendi iktidarlarının devamı ile Türkiye'nin çıkarının ayrı şey olduğunu düşünmektedir. Zaten otokrat rejimler neredeyse hep öyle düşünürler. Bunun yanlış bir eşitleme olduğunu söylemeye gerek yoktur. Türkiye Cumhuriyeti AKP ile başlamadığı gibi onun iktidarı bittikten sonra da devam edecektir.
AKP iktidarını korumak için ülkenin çıkarlarını korumayan ve hatta onlara zarar veren yollara girmesi halinde ensesinde olacağımızı bilmelidir. Bu yola yine girerlerse kendilerini teşhir edeceğiz ve kesinlikle affetmeyeceğiz. Bu yola tevessül etmemeleri konusunda kendilerini uyarıyoruz. Yabancı bir devletin Türk iç siyasetine bu tür bir müdahalesi kabul edilemez. Biz İYİ Parti olarak bunu kesinlikle kabul etmiyor ve karşı çıkıyoruz. Bu itirazın tek nedeni AKP'ye vurulurken arada tüm Türkiye zarar verilmesi de değildir. Amerika'nın Türk iç siyasetine müdahale etme hakkı yoktur. Erdoğan'ı dış operasyonlarla kimseye yedirtmeyiz. Onu sandıkta Türk seçmeni yenecek ve İYİ Parti olarak iktidardan bu yolla indireceğiz.