İstanbul’da 250 “aydın” Irak’lı buluştu!
En az 3 parçaya bölünmesi beklenen Irak’ın perişan durumunu, dünya görmezlikten gelirken, ülke dışındaki aydınlarının ilk esaslı faaliyeti bile dikkatlerden kaçmış bulunuyor.
Hafta sonu İstanbul’da buluşan, ülkelerinin dışında yaşayan 250 Iraklının “örgüt” kurma girişimi aslında önem arz ediyor.
27 yabancı ülkeden gelerek İstanbul’da toplanan ve kuruluşlarının ilk toplantısını yapan Iraklı “önemli” şahsiyetler, iki gün üst üste tartışarak, kendi deyimleriyle “Yeni Irak”ın sosyal yapısını tespit etme çalışmalarının “hararetli” geçtiğini belirtmek gerekiyor.
Cevahir Oteli’nde bayraksız, hatta flamasız bir salonda, sessiz-sedasız toplanan Iraklıların büyük kısmının eğitim, hukuk ve ticaret alanında isim yapmış şahsiyetlerden olduğu sanılıyor.
Enerji eski Bakanlarından Fazıl Cenabi’nin geçici olarak başkanlığını üstlendiği toplantıda Irak’ın ünlü şairlerinden Apdülrezzak Abdülvahid’in dile getirdiği kasidenin, katılımcılar üzerinde trajik tesir doğurduğu hemen fark ediliyor.
Katılımcılardan Rika Mekki’nin “Büyük sorumluluklar yüklenerek buraya geldik. Siyasi ve din ağırlıklı bir niyetimiz yoktur. Sadece müşavere için buradayız” sözleri toplantının sanki amacını özetliyor.
Merkezi Londra’da bulunan Arap Avukatları Derneği’nin Iraklı Başkanı Sabah Muhtar da, kuruluş aşamasındaki örgütün hukuki yönlerini izahı sırasında bazı itirazların olması, özellikle böylesine bir pahalı organizasyonun finansmanının nasıl sağlandığına dair soruların, bazı anlaşmazlıkların varlığını gösterdiğini de belirtmek bize düşüyor.
Konferansın, 2 yıllık titiz bir çalışma ve mali durum elde edilmesinden sonra ancak toplandığı belirtiliyor.
İstanbul’da bir yandan “Yeni Irak” için böylesine toplantılar yapılırken aslında, Irak’taki iç çatışmaların daha aylarca devam edeceği öne sürülüyor.
IŞİD’ın yanı sıra, Irak’ın Kuzeyi’ndeki Kürt oluşumunun alacağı mesafe, bu arada PKK’ya sağlanan yeni gücün, karşımıza çıkışının da hesap edilmesi önem kazanıyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, sanki Türkiye’nin tehlikeli bir tuzağa düşürüldüğü anlaşılıyor.
Her an, umulmadık beklenmedik gelişmeler karşımıza çıkıyor.
ABD’nin kesin kararı, bugünlerde bekleniyorsa da Irak’ta oluşan IŞİD gibi güçler bütün hesapları karıştırıyor.
Kaldı ki, ülkemiz “mezhep” konumu itibarıyla da gittikçe hassaslaşıyor.
El Kaide’nin yavrusu IŞİD’ın şimdi Sünnilerin, Şii’lere yönelik tepkilerini istismar ederek Irak’ın mezhep gerilimlerinden yararlanmayı umuyor.
Bugünlerde, 900 Şii askerinin IŞİD tarafından öldürülmesi işin vahametini ispatlıyor.
Irak’taki kargaşaya IŞİD’in bulaşması tansiyonun ve ortamın ne kadar gergin olduğunu adeta gözler önüne seriyor.
Özellikle, Türkiye’nin, her ne pahasına olursa olsun, üzerine giydirilen elbiseyi bir an önce çıkarmanın yollarını bulması beklentisi, büyük halk kitlelerini yakından ilgilendiriyor.
Unutulmamalıdır ki Irak’ın tamamen yıkımı halinde, başta İran olmak üzere çeşitli güç ve devletlerin devreye girebileceği senaryolarının başrollerinde de Türkiye oynatılıyor.
Mısır’daki ihtilal, Suriye’deki katliam ve çatışmalardan sonra, petrol zengini Irak daha da önemseniyor.
Mısır ve Suriye politikasını bırakamayan Türkiye’nin Irak’taki şok gelişmelerden sonra, yanlış tutumundan vazgeçmesi daha doğrusu kurtulması bekleniyor.
Gerçi ne yazık ki Türkiye, hem konumunu hem de stratejik gücünü kaybetmiş görünüyor.
Irak son yıllardaki en sert krizlerden birini yaşıyor.
Ülke, aşırı İslamcı militanların saldırısı sonrasında parçalanmanın eşiğinde çırpınıyor.
Irak’ta 2006 yılında büyüyen mezhep çatışmaları, son dönemde tekrar hızlanıyor olması endişe doğuruyor.
Sünni kabile liderlerinin desteğini alan İslamcı militanlar, zamanın Şii Başbakan Nuri Maliki’nin Sünni Müslümanların gösterdiği tepkiden yararlanması dikkatleri çekiyor.
250 Iraklının İstanbul buluşmasından söz etmişken, SAV Vakfı’nca düzenlenen ve Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, E. Büyükelçi Üner Kırdar, Dr. Cüneyt Mengü ile Selçuk Maruflu’nun konuşmacı olduğu toplantıda da “Lozan ve Kerkük-Musul Meselesi”nin tartışıldığını ve önemli tespitlerde bulunulduğunu da kaydetmemiz bir görev oluyor.