İşsizlik nereye gider?
2017 Ekim ayında işsizlik oranı, 2016 yılının aynı ayına göre 1.5 puan azalarak yüzde 10.5 oldu. Türkiye için önemli iki gösterge olan tarım dışı işsizlik ve genç nüfusta işsizlik oranları da azaldı.
Tarım sektörü işsizliği gizliyor. Bu nedenle tarım dışı işsizlik oranı, işsizliği daha doğru gösteriyor. Bu oran Ekim ayında yüzde 12.3 oldu. Gençlerde işsizlik oranı ise, Türkiye'nin içinde bulunduğu jeopolitik sorunlar, hızlı nüfus artışı, yurt dışına beyin göçü ve sosyal sorunlar açısından önem kazanıyor. 15.24 yaş, işsizlik oranı da azaldı. Yüzde 19.3 oldu. Fakat bu oran yine de çok yüksek bir orandır.
Gençler açısından asıl sorun ne eğitimde, ne işte olanların oranıdır. Bu oranda bir düşme yoktur. Bu oran 2016 yılı Ekim ayında yüzde 24.3 iken, 2017 ekim ayında yüzde 24.1 oldu. Bu demektir ki gençlerde eğitim sorunu ön planda gelen bir sorundur. Dahası bu oran OECD ülkeleri içinde en yüksek orandır. Bunun temel nedeni siyasi iktidarın eğitim politikasındaki yanlışlardır. Özellikle hükümet gençleri dolaylı veya dolaysız imam hatipli yapmak istiyor. Bunu da açıkça savunuyor. Ayrıca orta eğitim, sınav sistemi çok sık değişiyor ve gençlerin moralini bozuyor.
******
Ekim Ayı İşsizlik Göstergeleri
Açıklanan İşsizlik Oranları(Yüzde) 2016 2017
İşsizlik Oranı 11,8 10,3
Tarım Dışı İşsizlik Oranı 14,1 12,3
Gençlerde İşsizlik Oranı 21,2 19,3
Ne Eğitimde, Ne İşte Olan Gençler Oranı 24,3 24,1
Fiili İşsizlik
İşsiz Sayısı (Bin) 3,647 3,287
İş Aramayıp Çalışmaya Hazır Olanlar (Bin) 2,276 2,106
Fiili İşsiz Sayısı (Bin) 5,923 5,393
Fiili İşsizlik Oranı (Yüzde) 17,8 15,8
**********
Öte yandan, iş aramayıp da iş bulsa işe başlayacak olanları da katarsak, filli işsizlik oranı yüzde 15.8'e yükseliyor. 2016'da bu hesapla yapılan fiili işsiz sayısı 5 milyon 923 bin iken, 2017 Ekim ayında 5 milyon 393 bin oldu.
Eğer bir istihdam politikası olacaksa, istatistik yöntemlerine göre hesaplanan işsizliği değil, filli işsiz sayısı ve oranını dikkate almak gerekir. Türkiye'de 5.5 milyon ile 6 milyon arasında değişen bir işsiz sayısı olduğunu ve bunlara iş bulmak gerektiğini bilmek zorundayız.
Geriye üç sorun kalıyor; Birisi işsizlik oranında bu düşme devam eder mi? İkincisi kayıt dışı işsizlik oranı düşer mi? Üçüncüsü işsizlik sorunu kalıcı olarak çözülür mü?
1- 2017 yılında dünya ekonomik konjonktürü iyileşme yolundaydı. Türkiye'ye bol sıcak para geldi. Avrupa'da da talep artışı yaşandı. İhracatı olumlu etkiledi.
Referandum nedeniyle , talebi artıran uygulamalar oldu. Sonuçta 2012 yılından beri düşük kalan büyüme oranı arttı. İşsizlik oranı da bu nedenle birkaç puan düştü.
2018 yılında seçim yılı olsa da aynı şekilde kredi genişlemesi mümkün değil, zira dönmeyen krediler artıyor. Vergi indirimleri ve kamu tüketim harcamalarının da sınırına gelindi. Aksi halde bütçe açıklarının finansmanı zora girer. Bir yandan 432 milyar dolar dış borcu çevirmekte zorlanırken, bir yandan 40 milyar dolar üstünde yıllık cari açığı finanse ederken, bir yandan da bütçe açıklarını finanse etmek olanağı yoktur.
Demek ki, 2018 yılında büyüme oranı düşecek ve işsizlik artacaktır.
2- Ekim 2017 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre değişmedi ve yine yüzde 33,9 oldu.
Kayıt dışı istihdamın çözülmesi için, istihdam üstündeki vergi ve prim yüklerinin düşürülmesi gerekir. Ayrıca Türkiye'de; yıllardır çalışan bir milyon yabancı ve son iki yıldır sorun olan 3.5 milyon Suriyeli kaldığı sürece, kayıt dışı istihdam çözülmez. Bunlar ucuz alternatif çalışma imkanları oluşturuyor ve Türk halkı da aynı çizgide çalışmaya mecbur kalıyor.
3- Bugünkü iktidar, işsizlik sorununu çözemez, Çünkü;
Hukukta geri düştük. Mülkiyet ve yatırımlarda eksi güven oluştu,
Demokrasi ve insan haklarında geri düştük, bu bize Avrupa çıpasını kaybettirdi,
Siyasi popülizm ön plana çıktı, bütçede yatırım payı artmadı. Yalnızca popülist harcama arttı. Alt yapı yatırımlarının tamamı özel sektöre borçlanma yoluyla oldu. Bütçe giderlerinin bir kısmı borca gidecektir.
Sonuç olarak, işsizliğin çözümü var mı? Elbette var... Çözümün ilk adımı niyet etmektir. Niyet etmek de bugünkü iktidarın siyasi popülist politikası ile ters düşüyor.