İş Atatürk'e de 'parkasız' demeye varacak!

Hem aşırı sol örgüt bağlantılı olacaksın hem de "Atatürkçü"... Bu mümkün değil! Başta söyleyeyim... M. Kemal, Nutuk'ta Bolşevikliğe (komünistliğe) karşı olduğunu söylemiştir.

Daha önce verdiğim bir delili hatırlatacağım: İstiklal Savaşı sırasında, ABD, Büyük Britanya, Fransa, İtalya "Müttefik Kuvvetler Komisyonu" kuruyor. Bu komisyon, 1919-1921 yılları arasında, Anadolu'da "Yunan mezalimi"ni raporlaştırıyor.

M. Kemal bu komisyona bir mektup göndermiştir. Mektupta, İngilizlerin içimizdeki etnisiteyi kışkırttıklarını yazıyordu. Bu bölümü vermiştim.

Aynı yazıda, hazır mektuptan bahsederken M. Kemal'in Bolşevikliğe dair görüşlerini de eklemiştim:

"Bolşeviklere gelince, ülkemizde dinimizde ve adetlerimizde yeri olmadığı kadar, toplumsal örgütlenmemiz de bu tür aşılamalar için kesinlikle uygun değildir."

Mustafa Kemal, bu cümlenin devamını ise şöyle getirmiştir:

"Türkiye'de ne büyük kapitalistler vardır, ne de milyonlarca işçi ve es­naf vardır. Öte yandan, tarımsal sorunlarla boğuşuyor da değiliz. Son olarak da, toplumsal bakış açısından dini ilkelerimiz bizi Bolşevizm'i benimsemekten alıkoyar. Türk milletinin bu öğreti lehinde bir eğilim taşımadığını ve eğer gerekirse onunla mücadele etmeye hazır olduğunu göste­ren en iyi kanıt, Ferit Paşa'nın Bolşevizm'in ülkemizi işgal ettiğini ya da etmek üzere olduğunu iddia ederek milleti­mizi korkutmaya teşebbüs etmesidir. Ferit Paşa Kabinesi, gerçekte İngilizlerin yayılmacı emellerine göre biçilmiş bir kaftandır." (Dört Rapor, Tarihçi Kitapevi, s. 165).

(Metnin İngilizcesi kitabın 257-266. sayfaları arasındadır.)

"Solcuyum!" diyerek, aşırı örgütlere kapı aralayanlar, o örgütler içinde yer alanları bağımsızlık için mücadele etmiş birer "kahraman" görenler, kesinlikle Atatürk'le kendileri arasında bir yakınlık, bir müspet bağ kuramazlar. Kurarlarsa riyakârdırlar; kendilerinden şüpheleri olduğu için Atatürk'ün ardına sığınma ihtiyacı hissediyorlardır. Bunun altını çizelim ve "yalaka" denilen birine gelelim... Bu adam bir eski futbolcu... Lakabı "Şeytan"mış. Ekranlarda futbol geyiği yapıyor.

Önceki gün öyle bir laf etti ki... R.T. Erdoğan'ı aşırı sol örgüt Türk Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'nun kurucularından, Devlet'e karşı isyan bayrağını açmış Deniz Gezmiş adlı kişiye benzetti ve "Parkasız Deniz Gezmiş" dedi. Yani o isyancı militan onun gözünde bir "kurtarıcı", R. T. Erdoğan da onun gibi biri.

Üstüne vazife sayıp Devlet Bey, Erdoğan'ın yerine cevap vermiştir: "Sahadaki şeytanlığı siyasete taşımasın. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na 'parkasız Deniz Gezmiş' ifadesi ne Türk milletine yakışır ne Cumhurbaşkanı'na yakışır ne de Cumhurbaşkanlığı'na yapılan bir yalakalığa yakışır. Şiddetle reddediyorum ve Türk milletinden özür dilemesini istiyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı bir dönemin teröristi ile özdeş kabul edilemez."

Hayat tarzı, dünya görüşü R. T. Erdoğan'la bağdaşmayan bu kişi, daha önce de referandum için "evet" kampanyası başlatmıştı ama ardından kimse gelmemişti.

Sol örgütler kahraman icadında çok mahirler. Eh... Adam boylu poslu, yakışıklı, bir de üstüne kürklü parka çekmiş... Al sana kahraman!

Çarpık fosiller yakında Mustafa Kemal'i de "parkasız Deniz Gezmiş" ilân ederlerse hiç şaşırmayın!

Yazarın Diğer Yazıları