Yukarıdaki başlığı bir arkadaşımdan ödünç aldım. Buyurun, okuyalım:
"Kendisini taşlayanlar hakkında, 'Bilmiyorlar onları bağışla!' diye dua eden bir merhametli Peygamberin ümmeti olarak intikam duygusuyla hareket etmek dindarlara yakışmaz. / Suçlular cezalarını çekerler, çekmelidirler! / Ötesinde dindarlara düşen İslam'ın engin hoşgörüsünü yaymaktır. / Unutmamalıyız ki, iman etmeyenler bile tüm insanlığa gönderilmiş olan Peygamberimizin ümmetidir. 'Ümmeti davet'tir." (Resul Tosun, "İntikam değil adalet!", Star, 28 Şubat 2017).
Resul Tosun, eski Ak Parti milletvekili... MTTB'den yetişmedir. Millî Selamet'ten, Fazilet'e, Refah'a ve buradan Ak Parti'ye uzanan istikrarlı bir çizgide yürümüştür. Az bilinen tarafı: Recep Tayyip Erdoğan'a zemin hazırlayan haftalık Yörünge dergisini çıkarmıştır. Kısa dönem bu dergide yazdım... İsimli isimsiz... Resul'le istişare ederek kaleme aldığımız yazıların bir kısmı "Gülen Hareketi"ne dairdir. "F. Gülen nereye koşuyor?" mantığı içinde yazılmış ve hiçbir yazıda taraf olunmamıştır. Diyeceğim Resul Tosun'un, Gülen ve muakkiplerine karşı tavrı kıvırmalı değil; her zaman nettir.
Resul Tosun, öteden beri söyleyegeldiğimi başka cümlelerle söylüyor. Ben Kur'ân'a bağlı olarak "insan"ı öne çıkardım, R. Tosun "İslam'ın engin hoşgörüsü"nü..
Ama...
Feryat çok çok fazla... 42 bin kişiyi tutuklamışlar. 100 bini aşkını işinden etmişler.
Bunların kaçı F. Gülen'in gizli emellerini biliyordu? Ak Parti hükûmetleri daha yakın zamana kadar biliyorlar mıydı ki, bu insanlar bilsinler! 15 Temmuz'a kadar kanunen açık bankaya para yatırmışlardır, 15 Temmuz'a kadar kanunen açık mekteplerine çocuklarını göndermişlerdir, 15 Temmuz'a kadar kanunen açık sendikalarına, bilmem nelerine üye olmuşlardır, gazetelerini okumuşlardır, birilerine selâm vermişlerdir, hâl hatır sormuşlardır...
Ha... ByLock dedikleri neyse bilmiyorum. Gizli yazışma içine girenler hakkında bir şey diyemiyorum. Neden gizliliği esas aldıklarını da anlamıyorum. Gizliliğe esas alanın mülevves emelleri de vardır, Bu kadar açık! 215 bin ByLock kullanandan bahsediliyor. Bunun esaslı bir şekilde ortaya konması lâzım. Hepsi darbecilerle beraber mi? Zaten hepsi darbecilerle beraber olsaydı Türkiye kaosa sürüklenirdi. Her şey çok karmaşık.
İntikam uğruna tuttuklarını içeri atmadıklarını, işlerinden etmediklerini söyleyebilir miyiz? Bir: İnsanların şerefiyle, gururuyla oynanıyor (Dün bir intihar haberi daha geldi. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Sadık Akdağ da canına kıydı); iki: İnsanlar çoluk çocuğuyla aç bırakılıyor, dilenmeye mahkûm ediliyor.
Sırtına cübbe geçiren cemaat kuruyor. (Cemaatçilik Ümmet-i Muhammed'i cüzlere ayırmadır!). O zaman hepsini potansiyel tehlike görmeliyiz. Şimdiden tedbir olarak üyelerini içeri atmalıyız! Olabilir mi?!
Hapishanelerden "Görülmüştür." mektupları geliyor. Okuyorsunuz, "İntikam değil adalet!" diye haykırmak istiyorsunuz.
İnsanların feryadına daha ne zamana kadar kulak tıkayacaksınız?
Gücü ellerinde tutanlar! Lütfen başa aldığım Resul Tosun'un satırlarını bir daha bir daha okuyun. İslâmın ne kadar içinde veya ne kadar dışında olduğunuzu ölçün!
