İnsanlıktan nasipsizler

Edepsiz ve terbiyesiz, bir o kadar da küstah bir yayın organı ve televizyon kanalı var.

İkisi de sırılsıklam AKP yandaşı...

Geçenlerde o kanaldan, ikinci Cumhurbaşkanımız merhum İsmet İnönü ve eşi merhume Mevhibe İnönü hakkında ağza alınmayacak hakaretler yağdırdı...

İğrenç bir diyaloğu gündeme getirdiler...

Olayı anlatan ve fotoğrafları ekrana ve o gazeteye yansıtan ise dinci bir mahlûk...

Ona fotoğrafları veren, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve annesi Zübeyde Hanım'a hakaretlerden ibaret televizyon programında tarihçi geçinen tiplerle halvet olan Mustafa Armağan...

Fotoğrafta, denize döktüğümüz Yunan'ın başbakanı Venizelos var. Mevhibe Hanım da Venizelos'un kolunda. Hemen arkalarında İsmet İnönü bulunuyor...

Venizelos, deniz yoluyla geldiği İstanbul'da İnönü ve Mevhibe Hanım tarafından protokol gereği karşılanmış, birlikte binecekleri makam aracına doğru yürüyorlar...

Dinci mahlûk nasıl sunucu olmuş bilmiyorum, bu görüntüyü ağza alınmayacak cümlelerle anlatıp 1973'te vefat eden İnönü ile 1992'de hayatını kaybeden Mevhibe Hanım'a hakarete yelteniyor...

Sonra da "İfade özgürlüğü var, cevap haklarını kullanabilirler" diyerek izleyiciyle de, vefat etmiş iki insanla da dalga geçme küstahlığında bulunuyor...

* * *

Bu küstahlara bakın ve 15 yıldan beri iktidarda olan AKP'nin yandaşlarını ne kılıklara soktuğunu, nasıl devlet ve millet düşmanı yaptığını görün!

Hizmetle ticaret arasında sıkışıp kalıyoruz

------------------------------ --------------------------

Herkesin Ramazan-ı şerifi hayırlı olsun, Allah hepimize oruç kolaylığı versin, bereketi hanemize, hoşgörüyü gönüllerimize, sabrı ruhumuza doldursun değerli okurlar.

Ramazan demek, bereket ve kurtuluş demektir. Sofranız bereketli, bedeniniz sağlıklı, ibadetleriniz kabul olsun. Ramazan ayrıca, hayırlı işler yapılan, yoksullara el uzatılan, her çeşit iyiliğin bir arada yaşandığı aydır. Müslüman bahusus bu ayın da kıymetini bilmelidir.

On bir ayın sultanı sayılan oruç ayına yurttaşlar imkânları dahilinde hazırlandı. Herkes kesesine göre alışverişini yaptı ve cumartesi günü de ilk orucunu tuttu.

Bu vesileyle bir konuya değinmek isterim; dikkatimi çekti, Türkiye genelinde pide fiyatları çok büyük farklılık gösteriyor. İstanbul'u ele alalım, 85 kuruşa satılan pide de var, 4 liraya satılan pide de...

Bir kısım fırıncı, girdilerin ve işçiliğin yükseldiğini ileri sürerek ya fiyat, ya gramaj ayarlaması yapıyor...

Diğerleri başka bahaneler de ekleyerek fiyatı daha da yükseltiyor.

Her yerde olduğu gibi İstanbul'da da hem fırın pidesi satılıyor, hem pastane pidesi. Kebapçılar da "Tırnak pide" dedikleri pideyi tezgâhlıyor. Bu üç mecrada da fiyatlar farklı... En ucuz pideyi İstanbul Halk Ekmek üretiyor. Satış noktalarında bu pidenin fiyatı 85 kuruş...

Fırıncılar, 1 kilo pidenin 6 lira 60 kuruş olduğunu açıkladı. Demek ki 200 gram pidenin maliyeti 1.30 civarında Halk Ekmek 75 kuruşa sattığı pideden belki de kâr etmiyor. İşte bu, hizmet!

Beri yanda fırıncı, 200 gram pideyi 2 TL'den satarak en az 70 kuruş kâr ediyor, bu da ticaret...

* * *

Biraz sonra köşedeki fırına gideceğim, "Bana bir kilo pide verin" diyeceğim. Bir kilo pide, sayısal olarak beş adet olur; 10 lira vermek yerine pideleri tarttıracağım ve 6 lira 60 kuruş verip çıkacağım...

Haberi Haberalp sitesinden al

------------------------------ ---------

İyi ellerde olduğu anlaşılan Haberalp internet sitesini mutlaka ziyaret edin, ülkemizi biraz da oradan seyredin...

Ben öyle yapıyorum...

Geçen gün spor bölümünde "İroni" kaydıyla verdikleri bir duyuru ilgimi çekti, aynen yayınlıyorum:

-Umut istismarı gırla devam ediyor. Yalnız bu sene acayip aştılar kendi çıtalarını... Daha transfer sezonu bile başlamamış, önceki yılın lig maçları oynanırken; Fenerbahçe'ye 882.976'ıncı transferi yaptırdılar ya, helâl olsun! Büyüksünüz spor basını, durmak yok, yola devam!

* * *

Türk futbolu böyle demeye dilim varmıyor ama bazı kulüplerimizin hali maalesef Fenerbahçe gibi...

Askeri mutfaklara dikkat etmek lâzım

------------------------------ -------------------

Manisa'daki Jandarma Komando Alayı'nda vatani görevini yapan binden fazla asker zehirlendi ve tedavi altına alındı. Bir asker vefat etti. İlgililer gıda zehirlenmesi dedi. Askerin o öğünde yediği kavurma, pilav, salata, yoğurt... Bu yemeğin alayın mutfağında üretildiği öğrenildi ve soruşturma derinleştirildi. Askeri birliklerde mutlaka gıda mühendislerinin de bulunması gerektiği ortaya çıkmış oldu...

ANLAMLI SÖZLER

-----------------------------

Utanmayı bilmemek, utanç verici bir şeydir. (Prof. Ali Fuat BAŞGİL).

Yazarın Diğer Yazıları