İstanbul'da 39 kişinin ölümüyle sonuçlanan eğlence merkezine saldırıyı IŞİD üstlendi. Tayyip Erdoğan, daha birkaç gün önce koalisyon güçlerini suçlayıp "Bizi DEAŞ'a destek vermekle suçluyorlardı. Tam aksine terör örgütüne, DEAŞ da dahil olmak üzere, YPG, PYD bunlara destek veriyorlar. Çok açık, net ortada... Hepsinin tescilli olarak, bütün resimle, fotoğraflarıyla, video kayıtlarıyla elimizde belgeleri var. Öyle veya böyle şu anda biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Şehitlerimiz var, canımız acıyor ama geri dönemeyiz artık. Çünkü biz terörden arındırılmış güvenli bölge ilkesini tahakkuk ettireceğiz" demişti.
Erdoğan, Suriye'deki ateşkes görüşmeleriyle ilgili olarak da "Cenevre maalesef boş çıktı. Sayın Putin, bize Astana'yı teklif etti, 'Buna nasıl bakarsınız' dedi. 'Bizim açımızdan herhangi bir sıkıntı yok' dedik" diye bilgi vermişti.
***
IŞİD, başını ABD ve İngiltere'nin çektiği koalisyon güçlerinin, bölgeyi karıştırmak için kullandığı bir örgüttür. Dolayısıyla Türkiye'nin başına nasıl bir çorap örmek istedikleri de bellidir. Suriye'deki Amerikan-İsrail koridoruna Türkiye'nin müdahalesini engellemeye çalıştılar ama başaramadılar. Üstelik Türkiye, Rusya ile birlikte Cenevre'yi saf dışı ederek Astana'yı öne çıkardı.
Bu, gücün Doğu'ya kaydığının somut göstergesidir. Bu yüzden, koalisyonu saf dışı eden Türkiye'yi terörle cezalandırmaktan başka ellerinden gelen bir şey yok.
İngiliz Times gazetesi "Son saldırının zamanlaması, Rusya ve Türkiye tarafından hazırlanan ve Suriye'de ilân edilen ateşkesle de bağlantılı olabilir. Radikal İslamcılar kısa süre öncesine kadar IŞİD'e silah sevkiyatına ses çıkarmayan Türkiye'nin şimdi ağırlığını IŞİD'le mücadeleden yana koymasına öfkeli" diye yazdı.
Independent ise "Türkiye çökme riskiyle karşı karşıya. Irak, Libya, Suriye ve Yemen, domino taşları gibi saldırıların bedelini ödedi, şimdi Türkiye de bu zincire eklendi." dedi.
Financial Times, gelecek aylarda Türkiye'nin büyük şehirlerindeki saldırı girişimlerine hız verileceğini ileri sürdü!
***
Ne yapmak istedikleri bu yorumlardan belli... İngiltere basını, sanki itiraflarda bulunuyor! Türkiye'yi her gün bir bombanın patladığı ve 50-60 kişinin öldüğü istikrarsız bir ülke haline getirmek istiyorlar. Tıpkı Irak gibi...
Irak'ta her gün bombalar patlar ve insanlar ölürken, Suriye kan gölüne dönerken, belânın Türkiye'den uzak olduğunu zannedenler, AKP iktidarının bu ülkelere yönelik politikasını destekliyordu. Şimdi aklını kullanmayan toplumların başına pislik değil ama bomba yağıyor, mermi yağıyor!
Yani başımıza gelenlerden, sadece yanlış dış politika uygulayan, Türkiye'yi Atatürk'ün gösterdiği istikametten çıkaran siyasi iktidar değil istisnasız hepimiz sorumluyuz.
Bakınız Irak'ta dün de bomba patladı! Bağdat'ta bomba yüklü bir araçla yapılan intihar saldırısında en az 35 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.
Kimsenin umurunda mı? Oysa onlar da insan!
Şimdi aynı taktiği sosyolojik fay hatlarını kırmak amacıyla Türkiye'ye karşı kullanıyorlar!
Bu saldırılardan kurtulmak istiyorsak, önce komşularımıza yardım etmek gerektiğini kabul edeceğiz!
***
Bir düzeltme
"Bu vücut, bu sıkleti çekmez" başlıklı yazımda atıfta bulunduğum, Prof. Dr. Ata Atun, KKTC eski Meclis Başkanı Hakkı Atun'un oğlu değil, amcasının oğludur (yeğenidir). Prof. Dr. Ata Atun'un babası, Van Yüzüncü Yıl Üniversite'sini kuran ve rektörlüğünü yapan Prof. Dr. Hakkı Atun'dur.
Durumu bana bildiren KKTC eski Meclis Başkanı Hakkı Atun'un ağabeyi emekli tümgeneral Ali Fikret Atun oldu. Teşekkür ederim.
