İktidarda kalmanın karşılığı savaş mı?
Türkiye'nin Suriye çıkmazı konusunda en sağlıklı değerlendirmeleri Musul Başkonsolosuyken hükümetin talimatını yerine getirerek binayı boşaltmayan, bu yüzden IŞİD'in elinde 101 gün rehin kalan, çiçeği burnunda politikacı, Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz yapıyor.
CHP'nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Öztürk Yılmaz, şöyle diyor:
AKP İKTİDARININ VERDİĞİ ZARAR: İktidarın, "Arap Baharı" rüzgârına öncülük ederek Orta Doğu'nun lideri olmak, egemen güçlerin gözüne girmek hevesi, millî çıkarlara ve ulusal güvenliğe telafisi mümkün olmayan zararlar vermiştir:
TÜRKİYE DENKLEM DIŞI: Denklem dışına itilen Türkiye, adım adım Suriye'deki iç savaş bataklığına sürüklenmektedir. AKP Hükümetini, bu denklem dışı kalmışlık psikolojinden kurtulma telaşıyla, Türkiye'yi daha da zora sokabilecek adımlar atmaktan vazgeçmeye ve en az zararla bu açmazdan kurtulmaya dönük uyarılara kulak vermeye davet ediyoruz.
SURİYE'DEKİ KAOSUN BAŞ SORUMLUSU: Hiç şüphe yok ki Suriye'deki kaosun baş sorumlusu, mezhepçi anlayışla rejim değişikliği yapmak isteyenlerdir. Geldiğimiz aşama itibariyle Suriye terör ve dış müdahaleyle harap olmuştur.
BEDELİNİ TÜRKİYE ÖDÜYOR: Türkiye'yi Suriye'de savaşa sokacak bir oldubittiye kesinlikle karşıyız. Suriye iç savaşının bugüne kadar en ağır maliyetini, Suriye halkından sonra Türkiye ödemiştir.
MEŞRU MÜDAFAA HAKTIR AMA: Türkiye'ye dönük her türlü saldırının meşru müdafaa çerçevesinde bertaraf edilmesi, uluslararası hukukun da sağladığı bir haktır. Ülkemize dönük bir saldırı olması durumunda yekvücuduz. Ancak, hükümetin ulusal güvenliğimizi ilgilendiren böyle kritik bir konuda muhalefete bilgi verme nezaketi göstermemiş olması, kabul edilemez.
***
DEMİRTAŞ, DERDİNİ ÇİPRAS'A ANLATTI: HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise derdini Atina'da Yunanistan Başbakanı Çipras'a anlattıktan sonra yaptığı açıklamada "Davutoğlu ve Erdoğan, IŞİD devlet ve halifelik ilan ettiğinde bundan rahatsızlık duyup da 'biz askeri olarak oraya müdahale ederiz' demediler. Dolayısıyla bütün Suriye'nin tamamında IŞİD bir devlet kursa herhalde Davutoğlu, IŞİD devletini tanıyacak ilk başbakan olur. Ama Kürtler biraz ilerliyor ve IŞİD'i temizliyor diye neredeyse Türkiye'yi savaşa sokacak noktaya geldiler" dedi.
Demirtaş, Türkiye'nin güneyinde kurulmakta olan "Kürt koridoru"ndan ise hiç söz etmedi!
***
"EY AMERİKA" DA BİR TİYATRO MU?: Eski okurum Nevzat Erkeskin ise çapraz ilişkileri şöyle sorguluyor: Sayın Bulut, anlaşılan o ki, "Ey Amerika" çıkışı da Davos gibi kamuoyunu yanıltmaya dönük bir tiyatroymuş. YPG, Suriye rejimiyle birlikte, Türkiye'den haçlı sürüsüne (IŞİD ve diğer silahlı gruplara) gidecek olan yardımların önünü kesince işte burada "Ey Amerika tiyatrosu" devreye girdi.
AMERİKA İLE DANIŞIKLI DÖVÜŞ: Halep'in rejim tarafından kurtarılması, Amerika'nın ve Batı'nın yenilgisi olacaktır. Burada, Amerika ile danışıklı dövüş var! Sanki Türkiye PKK'nın bir koluna müdahale ediyormuş gibi kamuoyu önünde, Suriye'ye asker göndermeyi haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Üstelik "Amerika'ya karşı" izlenimi vererek... Türkiye'nin asıl müdahale edeceği yer, Kandil Dağı'dır. Gerçekten iktidar samimi ise Kandil'e bugüne kadar bir kolordu indirmeliydi.
RUS UÇAĞI NEDEN DÜŞÜRÜLDÜ: Son seçimlerde yine bilgisayar düzeniyle AKP iktidarda bırakıldı, Karşılığı da Suriye ile savaşmaktır. Fakat Batı, işe NATO'yu karıştırmadan bu savaşı istiyor. Nitekim Amerikan Hava Kuvvetleri Komutanı, 23 Kasım'da geldi, 24 Kasım'da Rus uçağı düşürüldü! Türkiye'nin satranç tahtası, yani cephe olacağı bir tasarım devrede. Saygılarımla.
Erkeskin de "Kürt koridoru"nu hiç önemsememiş ama yorumu dikkate alınmalı.