İktidar, güven vermek istiyorsa...
Bugüne kadar Amerikan politikalarını oluşturan CFR'nin yani Dış İlişkiler Konseyi'nin 15 yıldır başkanlığını yapan Richard N. Haass, geçtiğimiz Mart ayında "İki dünya savaşından sonra, demokratik ülkeler, hukukun üstünlüğüne ve ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygıya dayanan liberal bir uluslararası sistem yaratmaya girişti. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü bu amaçla inşa edildi. ABD, bu düzeni, gücüyle korudu. Ama bugün, 70 yıllık liberal düzenin geleceği şüphelidir ve tarihinde hiç olmadığı kadar zorlanmaktadır. Bu durum, her şeyden önce ABD'nin değişen tutumundan, kaynaklanıyor. Trump, NATO'yu bile sorgulamaya başladı. Amerika'nın yirmi yılı aşkın süredir oynadığı rolü terk etme kararı, bir dönüm noktasıdır. Liberal dünya düzeni, ABD'siz hayatta kalamaz, çünkü diğer ülkeler bunu sürdürebilmek için gereken araçlardan yoksundur. Sonuçta, Amerikalılar ve diğerleri için daha az özgür, daha az müreffeh ve daha az barışçıl bir dünya olacak." diye uyarıda bulunmuştu.
Bu değerlendirmeyi, kamuoyunun bilgisine sunmamı anlayamayanlar olmuştu. Oysa CFR Başkanı'nın ABD Başkanı'nı alenen eleştirmesi bütün dünyayı ilgilendirir.
***
Bu konular, Türkiye'de neredeyse hiç konuşulmuyor. Sadece Nejat Eslen gündeme getiriyor. Diyor ki, "Çin Komünist Partisi, ABD'nin koruduğu liberal düzeni kendi lehine kullanmaya başladı. ABD bu sebeple Çin, Rusya, İran ve Türkiye'ye karşı kendi kurduğu liberal düzene aykırı adımlar atıyor, serbest piyasa ekonomisine aykırı korumacılık kararları alıyor, gümrük tarifelerini yükseltiyor. Tabii sadece ekonomik saldırı ile yetinmiyor, Çin ve Rusya'ya karşı çevreleme politikası uyguluyor, İran'a ambargo koyuyor ve operasyon hazırlıyor, Türkiye'ye karşı PYD ordusu kuruyor. Küresel liderlik hedefini açıklayan Çin ise tarihi İpekyolu Projesi için Türkiye'ye tek Yuanlık bir yatırım yapmıyordu. Şimdi 3 milyar Dolarlık bir yatırımla işaret verdiler, son krizle ilgili olarak Türkiye'ye destek açıklaması da yaptılar. İpekyolu Projesi, Türkiye'den geçerse büyük refah artışı sağlar fakat Çin, Türkiye'nin yeni bir dünya kurulurken nasıl bir karar vereceğini bekliyor."
***
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise bir gazetecinin "ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Türkiye iyi bir dost olmadığını ispatladı.' şeklindeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz ?" sorusuna "ABD, gerçek dostun kim olduğunu bilmiyor, göremiyor." cevabını verdi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin ABD'ye saldıran kişileri desteklemediğine ve terör örgütüne silâh vermediğine dikkati çekerek, "Terör örgütüne binlerce TIR silah vermek mi dostluğa aykırı, yasal bir sürecin Türkiye'de işlemesi mi?" dedi.
Çavuşoğlu, ABD'nin şu anki politikalarının öngörülemediğini, bu politikaları Avrupa'nın da desteklemediğini dile getirdi. Çavuşoğlu, "Biz, hiçbir ülke ile sorun yaşamak istemeyiz. ABD ile sorun yaşamaktan hiçbir zaman mutlu olmayız. ABD ile olan sorunlarımızı çok kolay çözebiliriz ama ABD'nin şu anki anlayışıyla değil." ifadelerini kullandı.
***
Çavuşoğlu'nun terör örgütüne silâh verilmesi ile ilgili sözleri çok yerindedir ama ABD'nin ne yapmak istediği çok açık! ABD'nin ne yapmak istediğini anlamak için Büyük Orta Doğu Projesi bile tek başına yeter. Asıl Türkiye'nin politikaları öngörülemiyor. İç politikada da dış politikada da bugünkü durum ile 2105 öncesi arasında büyük dönüşler var. Bugünkü iktidar, Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığından geliyor, ABD destekli FETÖ ile birlikte Türk ordusuna operasyon yapmaktan geliyor? ABD destekli açılım politikalarından geliyor!
İktidar, dünyaya güven vermek istiyorsa, önce içerde Türk kimliğiyle, kuruluş felsefesiyle, Atatürk ile sorunlarını gidermeli, milli bir çizgi takip etmelidir.