İki yeni başdanışman
CNNTÜRK'te izlediğim Kemal Kılıçdaroğlu'nu beğendim. CHP Genel Başkanlığı'na geldiğinden bu yana en başarılı konuşmasıydı. Saldırıla saldırıla, savunma kurgusu kazandırdılar. Kılıçdaroğlu getirilmek istenen "yeni sistem"in "bir parti devleti" olduğunu çok güzel anlattı.
İşin dramatik boyutu Hakan Çelik ve Hande Fırat'ın düştüğü durum. "Karargah rahatsız" haberiyle Cumhurbaşkanı'nın hışmına uğrayanların yerlerine oturanların durumu meydanda. Hatırlayın bir süre önce Çelik için yazdığımı; "Beni şaşırtıyor". Aslında belli bir hedef peşinde. CHP Genel Başkanı'na yöneltmeye çalıştığı sorular niyetini belli etti. Tam bir "Yağcılar'da İnecek Var" ödülü adayı. Kusura bakmasın ama çapı yetmiyor. İktidarı savunmaya kalkıyor, yüzüne gözüne bulaştırıyor. Neticede, 'Amiral Gemisi'ne -çoktan bu sıfatı kaybetti ya- Genel Yayın Müdürü olur mu? Şansı var. Bir başka hata yapılır, Beştepe kızdırılırsa mümkündür.
Onca tuzak arasında bir tanesine fena takıldım. Bu da Meclis'i feshetme yetkisiyle ilgiliydi. Çelik "Cumhurbaşkanı'nın birlikte gidecek olması sigorta değil mi?" deyince ağzım açık kaldı. Kılıçdaroğlu, Ege'deki adalarımızı Yunanistan'a kaptırmamızdan da söz etti. Ahmet Takan'ın belge ve fotoğraflarla ortaya koyduğu işgalden bahsetti. Hakan Çelik'in buna yarım kalan cevabı rezaletti. "Genelkurmay Başkanı Kardak'a...." cümlesini tamamlasa, mutlaka "şeref turu attı ya!" diyecekti.
CHP'nin verdiği kanun tekliflerinden habersiz gazetecileri görünce pes dedim. "Bulamaç Adası ve diğerlerinin işgali ile ilgilenmeyen Hükümet başka konulara yöneliyor" diyen Kılıçdaroğlu bence iktidarı köşeye sıkıştırdı. Kerkük'e asılan paçavralar ortada iken Barzani'ye laf edilmemesini kınadı. Tıpkı Esad, Putin ve ABD'ye davranıldığı gibi. Kılıçdaroğlu'nun başkan yardımcılarının, bakanların sayısını sorması ikilinin cehalet gösterisi oldu. Hande Fırat'ın "Değişiklik yapılamaz mı?" deyişine inanın kahkaha attım. 15 Temmuz kahramanı bu bayan gazeteci "Anayasa ile Yasa'nın farkından habersiz".
Özetleyeyim
Saatler süren programın iki yönü vardı. Öncelikle Kemal Kılıçdaroğlu gazete kupürleriyle desteklenen "tuzak soruları" yerle bir etti. Olayın öbür tarafına gelince, gazetecilik adına üzüldüm. Hakan Çelik-Hande Fırat ikilisi Salı gecesinden itibaren "Cumhurbaşkanı Başdanışmanı"dırlar. Hatta onlara ilaveten "Hükümet Sözcüsü" demek mümkün. Bir tarafa bindirilirken iktidara attıklara "gol pasları"nı görmüyor muyuz?
Öte yandan koca bir grubun kaderi bunlara bırakıldıysa vay hallerine. Kimse kusura bakmasın, sadece gerçekleri yazdım. Özellikle ipleri elinde tuttuklarını sananlar okusun diye.
***
Tekrarların önemi
Haber kanallarının tartışmaları ikinci kez yayınlamasını seviyorum. Çünkü geç saatte de olsa atlama riski kalmıyor. NTV'deki "Doğrudan Siyaset" adı gibi doğruyu çoktan buldu. Önce konuk sayısını sınırlandırdı. Süreyi makul seviyeye çekti. Bu kez referandumdan yola çıkıldı. 16 Nisan'daki oylamanın plebisite dönüştüğü vurgulandı. Yani "Tek Adam Oylaması" yapılacağında fikir birliği sağlandı. Prof. Dr. Mithat Baydur olayı getirip başörtüsüne monte etti. Son 14 yılda kentleşmenin geçirdiği evreleri anlattı. Özden Zeynep Oktav, halkta ve muhalefet partilerindeki memnuniyetsizliğe değindi. Bunun giderek arttığına dikkat çekti. Yapımın en önemli aktörü Hasan Bülent Kahraman her zamanki gibi "tarihsel perspektif"lerinden birini sundu! Bu üçlünün referandum tahminleri "fifty-fifty" -onların lafı-. Anlaşılan "büyük final gecesi"ne kadar bu söylevler devam edecek.
***
TRT MÜZİK: Benim kanalımda daha yumuşatılmış olsa da "evet propagandası" sürüyor. Her şeye rağmen ben meşrebime uygun programlar buluyorum. Örneğin "Sazın Sözün Diyarı" bunlardan. Canlı yayın ve THM'nin ağırlığı fazla. Sidenur Töre başarılı. Deniz Değirmenci ile Gamze Filiz kadronun devamlıları. Konuklar Gaziantep'ten gelmişlerdi; "Neşe Kaya ve Davut Özer".
...
TRT Müzik'teki hiç bitmeyen hatalardan biri alt yazılar. Nağmeler'de Bahadır Özüşen şarkı söylüyor; "Başka yerden gelmiş canım, buralı değil". Söz yazarına bakıyorum Uğur Gül. biraz düşününce Uğur Gür olduğunu anlıyorum. Bu arızalar sıkça tekrarlanıyor. Gidermek çok mu zor? Eski kayıtlar kalsın ama yeniler için tedbir alınmalı. Bunun da yolu okur-yazar olmaktan geçiyor.