İdeolojiye göre yağmur
İzmir'deki yağışların yol açtığı hasarı "CHP'nin beceriksizliği"ne bağladılar. Hatta sosyal demokratların başarısızlığına getirdiler. "Bize oy vermeyenlere oh olsun"la tamamladılar.
Bu defa İstanbul'da zirve yapan afetle karşılaştık. Ben tüm yaşamımda böylesine ilk kez tanık oldum. Ataninemin tanımlamasıyla afat'tı. İşyerlerine gitmek için yüzenleri gördük. Balıklar Üsküdar Meydanı'nda kuyruk salladılar. Vazgeçtik "Her şartta çalışması gereken metrodan", Kapalıçarşı'daki şelaleleri izledik. Tabiî turistlerle birlikte. Megakentin, altyapısının ne kadar eften püften olduğu bir kez daha ıspatlandı.
Kendilerini milliyetçi muhafazakar ilan edenlerin çırpınışlarını gördük. Suçluyu, "yukarıyı işaret ederek" belirlediler. Anlayacağınız bu defa hatayı fatura edecek "Sosyal demokrat" bulmakta zorlandılar. Allah tekrarından korusun bu işi özetlemek kolay. İBB sınıfta kaldı. İtfaiye bütünlemede. Sınıfı geçen tek kurum Meteoroloji.
En komik açıklama ise Başbakan Yıldırım'dan geldi; "Olay bir afet ama kontrol altına alındı". Yani, yağmur kesildi!
* * *
Bir uyarı daha
Sağlık çalışanlarından "Bilmem kaçıncısı dövüldüğünde" Recep Akdağ basın toplantısı yapmıştı. Yeni tedbir ve cezalardan söz etmişti. Üstelik haşin bakışlarla. O gün bugündür değişen bir şey yok. Canı sıkılan, hırsını doktorlardan almayı sürdürüyor. Sanki "Vurun kahpeye" filmi yeniden çevriliyor. Sağlık Bakanı'na sormak istiyorum; "Bir hışımla sözünü ettiğiniz tedbirler ne zaman devreye girecek?". Bunun için sağlıkçıların topluca katli mi bekleniyor?
* * *
Kılıçdaroğlu'na tezgah
Ekranlardaki Hükümet Sözcüleri bir süredir aynı temayı işliyorlar. CHP Genel Başkanı'na bindirmeyle başladılar. Şimdi "FETÖ'cülere karşıysa, mutlaka davalardan birine girmeli, izlemeli" diyorlar. Kemal Öztürk ve avukat Mehmet Sarı'nın başını çektiği oluşumun niyeti belli. Kılıçdaroğlu bu "gel-gellere" aldanıp, kazara bir duruşmaya girerse olacaklar belli. Hele, sanıklar tarafından alkışlanırsa yandı. "İşte destek ve işbirliğinin belgesi" denilecek. Yeni sıfatıyla "Lider Kılıçdaroğlu" tefe konacak. Ondan sonra ayıklasın pirincin taşını.
Bu arada tartışmaların katılımcıları fena halde tekrarlara girdiler. Örneğin Anadolu Ajansı'nın bir önceki genel müdürü Kemal Öztürk CHP Genel Başkanı'nın Maltepe konuşmasını ağzından düşürmüyor. Kelimelerden niyet okuyor. "Şarkılardan fal tuttum" dercesine. Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu'nun en sinirlendiği suçlama "Bir zamanlar Erdoğan karşıtıydın". Bunu duyduğu an sesinin desibelini yükseltiyor.
Türkiye'nin Gündemi'ndeki Ahu Özyurt'un tavrını sevmedim. Bir tarafa müşfik, muhalefete "Sıfırcı Öğretmen". Belli ki, Nevşin Mengü'nün yollanışı "Demokles'in Kılıcı" gibi tepesinde sallanıyor.
Öte yandan bir konu daha dikkatten kaçmamakta. Üniversite reklamları çığ gibi. Bunlara "Paralı propoganda konuşmaları" eklendi. Yetmedi, tartışmaya katılan öğretim üyesinin mensubu olduğu yerin ismi yazılıyor. Anlayacağınız hocaların bilgisi artık sekizinci planda. Hangisi, kurumunun adını daha fazla yazdırırsa baştacı. Maaşa da zam...
* * *
Motosikletli kuryeler
Fast-food servisi yapanlarda iyiye gidiş yok. Sanırım Yaşar Usluer'in mesajı durumu en iyi anlatanlardan:
"Burhan Abi merhaba,
Her zamanki gibi önemli bir konuya parmak bastınız. 'Motosikletli kuryeler'. Bu konuda düşüncelerinize aynen katılıyorum. Elinize/yüreğinize sağlık. 'Motorlar, yine yol yerine kaldırımları kullanıyor' dediğinizden bu yana kurala uyan yok. Kırmızı/yeşil ışık, ters yön, araçların arası -ki geçerken sürtüp çiziyorlar- bunlar için yol.
Taksiler de yolcuyu indirdikten sonra durağına dönmüyor/gezmiyor. Trafiğin en yoğun olduğu yerlerde saatlerce bekliyor. Trafiği aksatıyor. Bunlarla 2011'den beri uğraşıyorum. Emniyet -2780 motosikletliye ceza yazıldı. Taksiler uyarıldı- diye cevap yazıyor ama sonuç değişmiyor. Motosikletliler yine cirit atmakta, taksiler yine durak harici beklemekte.
Çözüm ceza kesmek değil, ikinci cezadan sonra kontağı kapattırmaktır. Zira hiç bir ceza ödenmiyor. Toplam ceza motosikletin fiyatını geçince yenisini alıyorlar. Aksi olsa bu kadar kural tanımazlık yapmazlardı. Taksilere ise ceza kesildiğini sanmıyorum. Eğer bu yapılsaydı aynı yerde durak harici bekleyemezlerdi."
...
A. İhsan bir uyarısını hatırlatıyor; "Cam şişelere depozito mecburiyeti getirilmeli". Ve sonra orman yangınlarının önemli bölümünün sebebine değiniyor. "Kırık cam parçaları, mercek vazifesi yapıp yangınları çıkarttı".