İdeolojik körlük ve Türk yetiştirmek!
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'ne kayıt yaptıracak öğrencileri otogarda Rektör Prof. Adem Korkmaz karşıladı. Öğrenciler ve aileleri daha sonra üniversiteye ait otobüslerle kampüse ücretsiz götürüldü. Korkmaz, yeni öğrencileri ve ailelerini makamında ağırlayarak kahvaltı yaptı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'ne kayıt yaptırmak için gelen öğrenciler de otogarda Muğla Vali Yardımcısı Rıza Dalan, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Rektör Prof. Dr. Hüseyin Çiçek ve Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş tarafından karşılandı.
***
Bizim öğrencilik yıllarımızda, üniversiteye gelen öğrencileri, ülkücüler veya devrimciler karşılar, kayıt ve yurt sorunları ile ilgilenirdi. Bu dönem 12 Eylül 1980 darbesi ile sona erdi.
12 Eylül sonrası dönemde ise bu işi FETÖ üstlendi. Bu dönem de 15 Temmuz 2016'da bitti.
Şimdi, bu işi doğrudan üniversitelerin ve şehir yöneticilerinin üstlenmesi en doğrusudur. Başından beri yapılması gereken buydu.
Asıl olan üniversite öncesi eğitimdir ki, Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Önümüzdeki süreçte, öğretmenlerin çok daha donanımlı, çok daha iyi yetişmiş bireyler olarak sistemimize girmesini sağlamak için çok büyük çaplı öğretmen eğitimi projeleri başlatacağız." dedi.
Türkiye'de 17,5 milyon öğrenci ve 915 bin öğretmen olduğunu hatırlatan Selçuk, öğrenci sayısının yaklaşık 150 ülkenin nüfusundan daha fazla olduğunu belirtti. Selçuk, hakkı verildiğinde bunun büyük bir nimet, hakkı verilmediğinde ise büyük bir külfetin habercisi olduğunu, söyledi.
Nitekim Suay Karaman, "Dindar ve kindar gençlik yetiştirme sevdası, laik ve demokratik cumhuriyetimizi ortadan kaldırmaya, ulusal ne varsa yok etmeye çalışan iktidarların elinde patlamıştır. Durumu kurtarmak için Millî Eğitim Bakanlığı, ulusal bayramları yeniden kutlama programına almış ve Atatürkçülükle ilgili konuların derslerde işlenmesine karar vermiştir." diyor
Karaman, "Bu yapılanların sadece göz boyama olduğunu anlamalıyız. 16 yılda güzel ülkemizi bugünkü perişan duruma getirenlerin, ulusal olma adına yapabilecekleri hiç bir şey yoktur ve olamaz da..." görüşünde.
Örnek olarak da 30 Ağustos'un karşısına Malazgirt'in, Çanakkale'nin karşısına 15 Temmuz'un çıkarılmak istenmesini gösteriyor.
Ziya Selçuk, doğru olanı yapmaya çalışıyor olabilir ama iktidarın ideolojik körlüğü her alanda devam ediyor. Suriye ve İdlip konusundaki körlük gibi...
***
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ise "Yargıtay hukuk ve ceza daireleri olarak 2015'te 938 bin 5, 2016'da 655 bin 323, geçen yıl ise 628 bin 652 karar verildi. Dünya yargıtaylarının hepsinin toplamından 10 kat daha fazla karar vermişiz." dedi.
Rakamlar, zaten ortada çok büyük bir gariplik olduğunu gösteriyor. Yargıtay, dünya yargıtaylarının toplamından 10 kat daha fazla karar vermişse, adalet sistemi için bundan daha büyük bir alarm olabilir mi?
***
Bu işler, öyle kanunla, kararnameyle, yalan haber üretenleri terfi ettirmeyle düzelmez. Bunun için topyekûn bir zihniyet değişikliği şarttır. Yeni nesillerin önüne öykünecekleri örnekler koymak gerekir. Bu bakımdan, Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi'nde konuşan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in önerilerine dikkat çekmek istiyorum.
Türk aleminde Farabi, Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Nizami, Fuzuli, Cengiz Aytmatov gibi büyük insanların olduğunu hatırlatan Nazarbayev, "Türk Dünyasının 100 İnsanı" ve "Türk Dünyasının Tarihi Yerleri" projelerine destek verilmesini istedi
Kısacası, ideolojik körlükten kurtularak kimliksiz, kişiliksiz nesiller yerine öncelikle "Türk" yetiştirmek gerekiyor. Bugünkü mücadele ortamında millet bilinci olmadan atılacak her adım, başarısızlığa mahkûmdur.