Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

İddialar vahimdir ciddiye alınmalıdır

Amerikalı gazeteci Seymour M. Hersh, Kimyasal saldırının Esad değil, muhalif Nusra militanları tarafından yapıldığını, Türkiye’nin direkt olarak bu işin içinde olduğunu ve Obama yönetiminin her şeyi bildiğini söyledi.
Hersh, Türkiye’yi ağır zan altında bırakan haberin kulaktan dolma bilgilere değil, Amerikan istihbarat raporuna dayandığını iddia etti.
Hersh, 4 Nisan günü ‘London Review of Books’ta yayınlanan haberinde, 21 Ağustos 2013’te Şam’ın doğusundaki Guta banliyösünde meydana gelen kimyasal silah saldırısının, Suriye rejimi tarafından değil, ABD’yi Suriye’ye karşı savaşa sürüklemek amacıyla “Türkiye tarafından El Kaideye bağlı El Nusra Cephesine yaptırıldığı” iddia edilmişti.
Amerikalı gazeteci Seymour Hersh’in bu iddiaları uzun bir aradan sonra çarşaf çarşaf yazması rastlantı olamaz. Hersh’in özellikle, El Nusra’yı bu saldırıya Ankara’nın yönlendirdiğini, hatta ona kimyasal silah edinmede yardımcı olduğunu ileri sürmesi tüyler ürperten iddialardır.
Hatırlanacağı gibi AKP kurmayları “Arap baharı”nın Libya, Tunus ve Mısır’da kısa sürede sonuç almasının Suriye’de de rejim değişikliğinin çok kolay olacağı beklentisi içine soktu. AKP hükümeti de bu bağlamda Esad ile bağlarını koparıp Suriye muhalefetine alenen destek verdi.
Diğer yandan Türkiye sınırı boyunca, Abdullah Öcalan çizgisindeki PYD’nin hızla öne çıkması ve özerklik niyetini açıklaması AKP’yi PYD’nin karşısındaki guruplarla işbirliğine itti. Nitekim PYD çevreleri bütün bu grupların ana sponsorunun Ankara olduğunu sürekli iddia ediyorlardı.
Bu iddiaları destekleyen mantıklı gerekçeleri üretenlerin sayısı da az değildir. Bu iddiaların dayandırıldığı gerekçelerden bazıları da şunlardır: Bir defa AKP hükümeti Suriye’ye müdahale için defalarca çağrıda bulunmuştur. Bunlardan bazıları şunlardır:
12 Nisan 2012’de Suriye’de seken kurşunlarla Kilis’te bir polis yaralandığında NATO müdahaleye çağrıldı.
3 Ekim 2012’de Akçakale’ye top mermisi düştüğünde, Suriyeliler 22 Haziran 2012’de bir Türk uçağını düşürdüğünde, Suriyeli göçmen sayısı 100 bini aştığında da AKP hükümeti NATO’yu müdahaleye çağırmıştı. Her defasında NATO bu çağrıya hayır cevabını vermişti.
Diğer yandan Avam Kamarası ağustos sonunda Başbakan Cameron’a Suriye’ye müdahale izni vermeyince, Rusların kimyasal silahları denetimli yok edilmesi planını Obama kabul etmiştir. Askeri müdahale yanlısı tutumunu açıkça koruyan Türkiye bu durumda yalnız kalmıştır. Hatta AKP’li yetkililer bu durumu “değerli yalnızlık” olarak tarif etmişlerdir.
Buna bir de Obama’nın Suriye’ye yönelik hava saldırısını ertelemesi ve Esad güçlerinin savaşta hakim konuma geçmesini ilave edenler vardır. Bu durum karşısında Erdoğan hükümetinin ABD’yi müdahale etmeye zorlayacak bir provokasyon düzenlediği ya da düzenlettiği iddiası var.
Bilindiği gibi Obama, ‘Eğer kimyasal kullanırlarsa bu bizim kırmızı çizgimiz olur’demişti. İstihbarat kaynaklarının Hersh’e “Obama’nın kırmızı çizgisinin aşılabilmesi için Erdoğan’ın adamlarınca hazırlanan gizli bir eylem olduğunu artık biliyoruz” dediği iddia ediliyor.
Malum kaynaklar “Erdoğan’ın sarin gazı saldırısındaki rolüne ilişkin bildiklerimizi açıklarsak sonucu felaket olur” demeye kadar işi vardırmışlardır.
Bütün bu iddialar ABD’li ve Türk yetkililer tarafından yalanlanıyor. Ancak bu yalanlama yeterli değildir. Bu konuda Türkiye büyük bir zan altında bırakılmış oluyor. Ayrıca bu tür bir iddianın şu sıralarda dile getirilmesi ve gündemde tutulması da üzerinde durulması gerekin ciddi bir durumdur. İktidar yetkilileri işin bu yanını sürekli ıskalıyor.
Bütün bu iddiaları yalanlayarak geçiştirmek mümkün değildir. Bu iddia sahipleriyle gerçek kanıt ve veriler kullanarak mücadele etmek gerekir. Onların iddialarını anlamsız kılacak çalışmaların derhal devreye sokulmalıdır.
AKP iktidarı bu duruma karşı ciddi tedbirler almalıdır. İddialar vahimdir. Ciddiye alınmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları