İdam cezası getirilsin mi?
İnsanın kanı donuyor. 10 yaşında çocuk. Nasıl kıyarsın!
Mücrim idamı hak etti mi, etmedi mi?
9 kişiyi gözünü kırpmadan öldürmüş, bir kısmı da kendi akrabaları...
Mücrim idamı hak etti mi, etmedi mi?
Karaman'daki iğrenç hâdise... Bir de çocukların öğretmeni...
Mücrim idamı hak etti mi, etmedi mi?
Yüzlerce, binlerce hâdise sıralayabiliriz. Halka sorun... "İdam edilmedikten sonra, bunlara verilecek ceza mükâfat yerine geçer. Çünkü dışarıda gezemeyecekler... İçeride devletin teminatı altında olacaklar." diyeceklerdir.
Madem "İslâmcılık" davası güdüyorsunuz, "idam"ı bir düşünün. İdamın içine "Vatana ihanet"i de katmalıyız.
Ülkeyi bölmek isteyenler insanlıktan çıkmışlar. Hem ihanet içindeler, hem insanlarımızı katlediyorlar.
Yine halka sorun, bu cürümlerin karşılığının "idam" olduğunu söyleyecektir.
AKP'nin fetvacısı Prof. Dr. Hayrettin Karaman, siyasî kimlikten sıyrılıp, "fıkıhçı" kimliğini öne çıkardığı zaman, dikkate alınacak yazıları olduğunu belirtmeliyiz. Fetvacı Hoca'nın fıkhî meseleleri tahlil eden ciheti üzerinde durmamın sebebi, şu anda Ak Parti'nin 2 iktidarının başta olmasıdır: Saray iktidarı ve resmî Ak Parti iktidarı. Hani dikkate alırlar diyorum!
İslâmda kısas esastır:
"Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında kısas size gerekli kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ancak her kime, kardeşi tarafından bir şey bağışlanırsa artık ona hakkaniyetle uymalı ve kalan diyeti ona güzellikle ödemelidir. Bu, rabbinizden bir hafifletme, bir rahmettir. Bundan sonra kim haddi aşarsa ona elem verici bir azap vardır. / Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri, umulur ki sakınırsınız." (Bakara: 2/178-179).
H. Karaman kendi sitesinde daha önce kısas meselesini işlemiş, sonra yakın zamanda tekrar ele almıştır. Bilmiyorum... Saray, "Hoca siz idam meselesini tartışmaya açın, 'gereklidir' deyin. Kamuoyu oluşsun… Son hareket bizden gelir. Zaten kahir ekseriyet 'idam'ı isteyecektir. Sizin desteğinizle halkın talebini dikkate alır, idamı getiririz." demek istemiş olabilirler.
İktidar üstü iktidar cenahında işler böyle yürüyor gibi geliyor bana.
İşler nasıl yürürse yürüsün, saatin günde 2 defa doğruyu göstermesi gibi, bu cenahın da elbette "doğrular"ı olacaktır.
H. Karaman, yukarıya aldığım ayetleri vererek şunları demiştir:
"Gittikçe artan vahşet, tecavüzden sonra öldürme, işkence ederek öldürme, boşanmak isteyen eşi sokak ortasında delik deşik ederek öldürme, sivil veya resmi masum insanları ideolojik veya başka sebeplerle katletme olayları beni bu yazıyı kaleme almaya sevketti." (Kısasta hayat vardır", Yeni Şafak, 25 Mart 2016).
Sabah haberlerde 10 yaşındaki yavrunun katilinin yakalandığını dinleyince milletin yüreğinin soğuması için, caydırıcılık için "İdam gelmelidir!" demiştim. Sonra Hayrettin Karaman'ın yazısını okudum. Aynen, sıraladığı hâdiseler beni de bu yazıyı yazmaya sevk etti!
Çok şükür bir noktada birleştik.
Bazen H. Karaman'ın fetvası işe yarıyor!