Hukuk ve FETÖ
Hatay'da, 2. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimleri, FETÖ iddianamesini "Örgütün kurucuları, amacı, stratejisi ve eylemlerinin neler olduğuna dair bir bilgi bulunmaması"nı ve "Böyle bir örgüt olduğuna dair deliller olmadığı"nı ileri sürerek oybirliğiyle reddetmişler.
Şaşırdım... Şu zamanda bir savcı FETÖ iddianamesi hazırlayacak, devlet büyüklerimizin peşin peşin kullandığı "örgüt" adlarını kullanacak ve hâkimler oy birliğiyle reddedecekler!..
Bu hâkimler ya Fethullahçı, ya işlerini ciddiye alan, savcıdan müşahhas delil isteyen yılların tecrübeli hâkimleri, ya da çok bilgisizler!
"Ergenekon İddianamesi"ne hiç göz attınız mı? Böyle kepaze, böyle rezil iddianame olamaz. Hem çok kötü yazmışlar, hem de içine akıllarına gelen her şeyi doldurulmuşlardı. Zamanında yazdım... İsmimin geçtiği sayfaya baktım. Neredeyse "örgüt" adı bile bana izafe edilen bir yazıdan çıkıyor! Bir: Yazı benim değil. İki: Yazı bir arkadaşımızın. 1992'de yazılmış. Üç: Arkadaşımız da Ergenekon'la ilgili kısmı, bir başka arkadaşın köşesinden almış. Dört: Üçüncü arkadaşımız da o an cûş u hurûşa gelmiş, millî kurtuluş hareketini tarihî hâdiselerle örneklendirilmiş. Hepsi bu. Üçümüz de o sıra aynı gazetede köşe yazıyoruz.
İddianameler öyle sağlam delillerle hazırlanmalı ki, ileride, kimse, suçsuz yatırıldı, demesin. Ergenekon'da, Balyoz'da, Casusluk'ta, Odatv'de... insanların başına örülen belâlar, Fethullahçılıkta insanların başına örülmesin.
Fethullahçıların üzerine gittiği davalarda yüzlerce kişi hapislerde çürütüldüler, sonunda, "pardon" dendi ve çıkarıldılar. Ya kayıp yıllar?!.. Ya o insanların, ailelerinin çektiği ıstıraplar, ya intiharlar?!..
O zamanki davalar da Ak Parti'nin zamanında görüldü, şimdiki tam zıddı, Fethullahçı davalar da aynı parti döneminde görülüyor. Bir farkı var: Ergenekon, Balyoz ve diğerlerinde "üretilmiş" delillerle insanlar muhâkeme edildiler. Ama Fethullahçılık öyle değil; bir çete, bir örgüt çok belirgin. Her şeyden önce bunlar darbeye teşebbüs ettiler, insanları öldürdüler, ülkeye zarar verdiler.
Halkın Kurtuluş Partisi, komünist bir parti ve legal. İktidarı ellerinde tutanlar hakkında suç duyurusunda bulunmuşlar. "2002'den bu yana devleti yönetenlerin, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)'nün işlediği suçlara yardım ve yataklık eylemlerinden haklarında kamu davası açılması"nı istiyorlar. Kendilerince deliller sıralamışlar. Kimine göre bu deliller geçerli, kimine göre geçersiz. Eğer birileri Fethullahçıların dershanelerine gitmişse, eğer birileri üniversitelerinde okumuşsa, eğer bankalarına para yatırmışsa, Fethullahçı bilinenlere selâm vermişse suçlu deyip ya işten atıldılar ya tutuklandılar. Fethullahçılara en yakın duranlar Ak Partililerdi; iç içeydiler, "havadan, sudan" tutuklananlara bakarak söylersek, onlar kadar AKP'liler de suçlular.
Kimse 17/25 Aralık 2013 milâdını kafasından koyamaz. O davalar neticelenmedi, 17/25 Aralık darbesine girişenleri siyasîler "örgüt" sayıyorlar, bizler de örgüt diyoruz. Ben de 15 Temmuz öncesi "örgüt" oldukları kanaatine varmış, 17/25 Aralık'ı bir tarafın diğer tarafa darbe teşebbüsü diye adlandırmış ve bunu yazmıştım. Ama bizlerin adlandırması neyi değiştirir ki... Mahkemeler karar verecek.
HSYK, Hatay'daki hâkimleri inceliyor. Çok merak ediyorum; hakikaten bu hâkimler Fethullahçı mı? Cahil mi? İşlerini yapanlar mı?
Asıl suçlulara yönelinmezse, Fethullahçılar ellerini ovuşturacaklar, yine olan ülkemize olacak.