Hukuk illâ hukuk!
Çok şükür darbe atlatıldı. Şimdi itidalli düşünme zamanı...
Hukuksuzluğa asla yer verilmemelidir.
27 Mayıs Darbecilerinin, 12 Mart Darbecilerinin, hatta 28 Şubat Örtülü Darbe yapanların hatalarına düşülmemelidir. Onlar darbe yaparak hukuku askıya aldılar. Sen nizamî devleti temsil ediyorsun. Hazır darbenin önüne geçmişken, benden olmayan herkesi tepeleyip geçeyim, diyemezsin. Bizzat darbe içinde yer alanların dahi, hukukun asıl ne olduğunu görmeleri gerekir.
Unutulmasın ki, muhalefet partileri anında hükûmete destek verdiler. Onların da beklediği hukuk çizgisinden sapılmamasıdır. (CHP için "anında" demek ne derece uygun? Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, anında kesin tavrını görünce eh bari ben de karşı çıkayım havasına girmiş olacak. Bahçeli, hemen tavır almaz, 24 saat beklerdi. Ne oldu da darbeyi duyar duymaz tavrını belli etti? Şaşırttı doğrusu. Aklıma bir şey geliyor ama şimdi sırası değil; sonra yazarım. HDP'den bahsetmiyorum. Bu teşekkül şeklen partidir; irabda yeri yoktur!)
Hukuka uygun bir soruşturma yapılmalıdır. Ezbere bu da vardı, şu da vardı, diye kanun dışı gözaltılardan kaçınılmalıdır. Darbe teşebbüsü, hukuku katletmenin bir bahanesi olamaz. Fırsatçılara, suları bulandırmak isteyenlere meydan verilmemelidir.
R. T. Erdoğan, ekranlardan milleti sokağa döktü. Elbette halk protesto için bu hakkını kullanabilir. Ama şunu da söylemeliydi: Sakın ha meşruiyeti elden bırakmayın, direnin ama siz darbecilerin yaptığını yapmayın. Bir askerin başının kesildiği gösteren fotoğraflar dehşetengizdi. Hatta bir videoda "Dört askeri öldürdük, beşinci askeri öldürüyoruz." diyalogları duyulmuş.
Bu kargaşada bir yeğenim "Tayyip'in gazisi". Kolundan kurşunla yaralandı, kemiği parçalandı. (İlahiyatta okuyan yeğenim Reisçiymiş. Köprüde toplandıklarında askerin ateşine maruz kalıyor. Bu ara birçok gösterici hayatını yitiriyor.) Bir yeğenim de, bir yerden dönerken gece İstanbul Büyükşehir Belediyesi yakınlarında çatışmaların ortasında kalıyor. Arabasını bir sokağa bırakıp ara sokaklardan yakındaki bir arkadaşının evine geçip orada kalıyor. Sabah arabayı almaya gittiğinde yerler kan gölüne dönmüş. Sokak yıkanıyordu. Halk arasında söylenen orada 10 askerin öldürüldüğü yolunda idi. Böyle zamanlarda tevatür çok olur. Tevatür gide gide akıl almaz hâl alır. Bir 10 olur, on 20 olur... Resmî makamlar, bazı rakamları açıkladı ama ne derece doğru?
İstanbul Adlî Tıp Kurumu, gazete binamızın çok yakınında. Orada hüzünlü kalabalıkları görünce, insanın içinin burkulmaması mümkün değil. Herkes cenazesinin peşinde... Sebep olanlara lanet okuyorsunuz.
Kalabalıklar ikinci gün de toplandı... Oturduğumuz semtte, şöyle bir bakayım dedim. Yollarda bayrak açmış gençler öbek öbekti. Sonra Ak Parti ilçe binasının önüne geldim. Orada bir grup ana caddeyi kapatmış, slogan atıyordu.
Daha önceki darbelerde bu kadar can gitmemişti. Allah'ım beterinden sakla!
Hukuk illâ hukuk, diyorum.