Hrant Dink Yeni Anayasa için öldürtüldü!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Misyonerler Türkiye’de kol geziyor, İncil dağıtıyor, İstanbul’da apartman kiliseler kuruldu şeklinde yapılan propagandaların altından Ergenekon çıktı. Bu propagandaların amacı AK Parti iktidarını zora sokarak halk nezdinde soru işaretleri oluşturmaktı. Malatya’da kitabevi cinayetini işleyip ‘bunlar misyonerdir’ diye adam kestiler. Bununla, Avrupa’ya, ‘bakın AK Parti muhafazakar bir iktidardır. AK Parti’nin oluşturduğu ruh ve mana iklimi atmosferinden etkilenen insanlar gidip cinayeti işlediler. Trabzon’da Rahip Santoro’yu öldürdüler. Bununla AK Parti muhafazakar bir iktidardır ve bundan etkilenenler gayrimüslim bir rahibi öldürüyor’ mesajını vermek istediler. Hrant Dink’i öldürenlerin de amacı buydu. Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Aslan’ın, başörtü için bunu yaptığını söylediler. Bütün amaç farklıydı ama elleri ve ayakları birbirine dolandı. Kurdukları tuzaklara kendileri düştüler” dedi.

***

Hüseyin Çelik aynı konuyu daha önce de bu şekilde gündeme getirmişti. Hrant Dink davasında “örgüt yok” kararı alındıktan sonra doğan kamuoyu tepkisi AKP iktidarına yönelince, panik içine giren çevreler, Ergenekon bağlamında milliyetçileri, ulusalcıları suçlamaya başlamış, misyonerlik faaliyetlerine dikkat çekenleri, “vatan toprakları satılıyor” diyenleri, Kuvayı Milliye Dernekleri kuranları cinayete zemin hazırlamakla suçlamak, köşe yazarı ve televizyon konuşmacısı düzeyinden, milletvekili, hatta bakan düzeyine çıkmıştı..
Biz o zaman, “Hrant Dink’i öldürecekler, silah aldılar, tetikçiyi İstanbul’a gönderdiler, filanca evde kalacak tarzında 17 adet ihbar mektubunu da milliyetçiler veya ulusalcılar mı hasıraltı etti! Cinayetlerde ihmali veya dahli olan kamu görevlileri hakkında soruşturma iznini milliyetçiler veya ulusalcılar mı vermedi?
‘Türkiye’de 21 bin ev kilise açıldı’ iddiasını ilk gündeme getiren Mehmet Şevket Eygi’dir. Herkes, ondan sonra mesele üzerinde ciddiyetle durmaya başladı. Durum böyledir diye misyoner cinayetlerinden Mehmet Şevket Eygi’yi de mi sorumlu tutmak gerekir? Milli çizgide görünen birçok dernek veya organizasyon ise zaten devletin kontrolündedir! Kimin hangi saatte, hangi saniyede ne yaptığı kaydedilmektedir. Siz çocuk mu kandırıyorsunuz?” diye sormuştuk.
Üstelik Hrant Dink cinayetini aydınlatmaya çalışan gazeteci Nedim Şener’in başına gelenler, gerçekte bu olayın üzerinin kapatılmak istendiğini göstermektedir.
Başından beri iddia ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesini bütün boyutları ile ortaya çıkarırsa Türk Milleti’ne karşı ters operasyon yapan bir çeteyi deşifre etmiş olur ve benzer olaylardaki bütün gerçekler ortaya çıkar!

***

Hrant Dink, Rahip Santoro ve Malatya’daki misyonerlerin öldürülmesi, birbirini takip eden, “Türkiye’nin 11 Eylül’ü” diye nitelendirebileceğimiz olaylardır.
Amerikan ve dünya kamuoyu, ikiz kulelere yönelik saldırılardan sonra nasıl Afganistan ve Irak işgallerine onay vermişse, bu cinayetlerden sonra da Türk kamuoyunda en azından bir tereddüt meydana getirilmiş ve olayların faturası, Yeni Anayasa sürecine direnecek olan ulusalcılara kesilmiş, onlara operasyon yapılması için kamuoyu hazırlanmıştır..
Yani faturayı ulusalcılara kesmeye karar verenlere, bir bahane gerekiyordu. Hrant Dink cinayeti ile bu iklimi oluşturmaya başladılar. Ardından diğer cinayetler de gelince, psikolojik operasyonda görev alan basın, bu olaylarda sorumluluğu bulunan devlet görevlilerini bir kenara bırakıp, hiç ilgisi olmayan insanlara yönelik bir iftira kampanyası başlattı.

***

Hrant Dink cinayeti ile başlayan olaylar, Türkiye’yi rejim değişikliğine götürmek için kullanılmaktadır da diyebiliriz.
Türkiye’de rejim değişikliğini kim yapmak istiyor? Anayasa’dan Türk adını kim çıkarmak istiyor? İşte söz konusu saldırıları yapanlarla, Türkiye’nin rejimini değiştirmeye çalışanların üzerinde bir merkez var ki ülke bugünkü kaos ortamına geldi..

Yazarın Diğer Yazıları