Hilafete giden yolda MHP'ye operasyon!

Aydın'da CHP milletvekili Bülent Tezcan'a silâhlı saldırı yapan kişinin "ülkücü" olduğu iddiası sorulunca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de bütün ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. Bütün ülkücülerin en az bizim kadar vatansever olduğunu biliyorum. Biz nasıl Türkiye'nin geleceği ve bekâsı için endişe duyuyorsak, samimi ülkücüler de aynı kaygıyı taşıyor. Eline silâh alıp bir siyasiye ateş etmek, sadece ve sadece ülkücüleri karalamaktır. O kişi asla ülkücü olamaz. Böyle bir insanın ülkücülerin adını kullanması da başlı başına bir sorundur" dedi.

Kılıçdaroğlu "Bizdeki izlenim Bülent Bey'e karşı plânlı bir saldırının olduğu, önceden hazırlandığıdır. Orada önceden yer ayırtıyorlar, oraya geliyorlar, Bülent Bey'in masanın hemen arkasına oturmak istiyorlar. Plânlı saldırının arkasındaki güçlerin ve iradenin ortaya çıkartılması bizim için çok önemli" diye bilgi verdi ve CHP'ye yönelik saldırıları ve şehit cenazesinde kendisinin önüne kurşun atılmasını hatırlatarak provokasyonlara teslim olmayacaklarını belirtti.

***

Provokasyon ne demek? Hatırlatalım...

Herhangi bir kişiye, gruba, kuruluşa veya devlete karşı girişilen ve onları sonradan ağır sonuçlar verecek bir karşı eylemde bulunmaya zorlayan, önceden tasarlanmış saldırılara veya eylemlere, provokasyon deniliyor.

Peki Tezcan'a saldırı, nasıl bir provokasyon?

Veya soruyu şöyle soralım:

-Bülent Tezcan'a bir ülkücünün silahlı saldırıda bulunması fotoğrafı ile sonradan ağır sonuçlar doğuracak karşı eyleme veya tepkiye zorlananlar kimlerdir?

***

Öyle ya, bu olayla sadece CHP seçmeni değil, MHP seçmeni de yönlendirilmek isteniyor!

Nereye mi?

Onu da 21 Ekim 2016'da Rıza Zelyut "Bahçeli'deki Erdoğan aşkının sırrı" başlığı altında yazdı:

"Yenilenmiş BOP Planı'nda Amerika diyor ki, 'Türkiye'de bir daha 1 Mart Tezkeresi'ndeki (2003'teki) gibi sonuçla karşılaşmamak için köklü ve güçlü partilerin Ilımlı İslamcı Parti'yi (AKP'yi) destekler hâle getirilmesi gerekiyor.' Merak edenler, 'Muaviye'den Erdoğan'a Din ve Siyaset' adlı kitabımızın 255. Sayfasına baksınlar. Amerika'nın söylediği çok açık:

- CHP ve MHP gibi partileri AKP'yi destekleyecek hale getireceğiz..."

***

CHP de zaman zaman AKP'ye destek verir konuma düşse de partinin seçmen yapısı buna müsait değil. Şu anda AKP'ye lazım olan, CHP ile MHP seçmeninin suni bir karşıtlığa düşmesidir. Böyle bir durum gerçekleştiğinde sonuç ne olacak? Başkanlık seçimi için referanduma gidilirse, hayır kampanyasını Meclis'teki partilerden sadece CHP ve HDP sürdürmüş olacak! Tezcan'a saldırı gibi olaylarla hazırlanan MHP seçmeni, AKP'nin başkanlık projesine zihnen evet demeye zorlanacak! Zira önüne CHP ve HDP'nin tercihi ile AKP'nin tercihi gibi iki seçenek sunulmuş olacak!

Yani MHP'de tavan ikna edildi, şimdi provokasyonlarla taban ikna edilmek isteniyor!

***

Üstelik şimdiden, "Sadece Başkan seçmiş olmayacağız, aynı zamanda halife de seçmiş olacağız. Çünkü TBMM'nin manevi şahsıyla mündemiç olan hilafet kaldırılmamıştır. Hilafet, Meclis'ten başkanlığa geçmiş olacak. Tayyip Erdoğan da halife olacak" diye propagandalar almış yürümüştür! İnternet'te "Mehdi geliyor" diyenler bile var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "ayetler onu işaret ediyor" diyenler bile olmuştu!

"Laikliği anayasadan kaldıralım" veya "yemin metinlerinden laikliği çıkaralım" gibi öneri getirenlerin hizmet ettiği siyasi akıl da budur! Tabii bu da bir sokma akıldır, yedi adım gider ama insan hayatındaki yedi adım ile devlet hayatındaki yedi adımı kıyaslarsak, sonuçlarının ne kadar ağır olabileceğini, üzerine oturduğu ekseni kaymış bir Türkiye'nin ne hale gelebileceğini tahmin edebiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları