Heykel diktiren iktidar
Kandil’dekiler, Recep T. Erdoğan’ın PKK’dan sorumlu yardımcısı Beşir Atalay adındaki kişiden daha tutarlı konuşuyorlar. Ve tabiî R. T. Erdoğan’dan da. PKK nereye varacağını çok iyi hesap ediyor. Eğer “kahraman” gördükleri bir militanın heykelini dikmeye kadar işi götürmüşlerse, asıl AKP Hükûmeti’nin ne yapmak istediğini, Türkiye’yi bile bile hangi badireye sürüklediğini düşünün artık. Adamlar önce “şehit” dedikleri ölülerini belli mezarlıklarda topladılar. Her fırsatta anmak için mezarlığa koşturuyorlar. Ne yapıyor Ankara? Hiçbir şey: Dokunmayın; “çözüm” e zarar gelir! Haraç toplamaları ayyuka çıktı: Dokunmayın; “çözüm” ü tıkayan biz olmayalım! Yok PKK’nın kuruluşu, yok PKK’nın eyleme başlayışı, yok bilmem kimin öldürüldüğü gün, yok koyun kırpma, yok kertik kertme... Festival, anma ve bilumum faaliyetler... Hepsi kanunen yasak ama Ankara’nın gözü kapalı: “Çözüm” ü biz çözmeyelim! Başınıza çalınsın sizin çözümünüz! İnşallah millet çözülmeden, dağılmadan siz çözülür, darmadağın olursunuz! Yüce Rabb’imden dileğim budur! Milletin geleceğini karartıyorsunuz. Hükûmet de, İmralı da, Kandil de aynı frekanstan yayın yapıyorlar! Bu saatten sonra halka ne verirlerse kabul ettirirler. Çalsalar da -çaldıkları sabittir!-, bölseler de -böldükleri de sabit!- onlara oy verecek efsunlanmış bir kitle var. Beşir Atalay adındaki kişinin ne sesini duymak, ne suratını görmek istiyorum. Ama adını geçirmeye mecbur kalıyoruz; PKK’nın Hükümet içindeki sözcüsü o çünkü! Adamlar militanlarının heykelini dikmişler, Beşir Efendi çıkmış “Biz Kandil’le de görüşmeye hazırız.” diyor. Bu sözü siz R. T. Erdoğan söylemiş sayın. Bunlar ondan izinsiz ayakyoluna bile gidemezler. Beşir baktı heykel rezaleti ayyuka çıktı, bir iki söz etmek gerektiğini anladı: Aniden bir heykel olayı çıktı Lice’de. Ben perşembe günü çözüm süreci ile ilgili önemli açıklamalarda bulunuyorum, İmralı heyeti önemli açıklamalarda bulunuyor iş en ciddî şekilde yürüyor, tam o günde bir heykel çıkıyor ortaya. Bir iki gazete hemen ertesi gün haber olarak veriyor bunu. Çözüm sürecinden mutlu olmayan bu işlerin bitmesini istemeyen kesimlerden de beyanatlar geliyor.” İnsanı, zekâsına dair bir şey söyleyip üzmek istemem. Beşir’in yukarıdaki sözlerini okuyanların ne dediklerini duyar gibiyim!
Bir: Heykel olayı aniden çıkmadı. Sizin “çözüm süreci” niz bu noktaya getirdi.
“İş ciddî şekilde yürüyor” muş. Evet, ciddî yürüyor Beşir! Kandil bildiğini okuyor, sizden kopardıkları her tavizi alıp heybelerine atıyor. 1984’te Eruh ve Şemdinli’ye saldırırken ne düşünüyorlarsa, yine aynısını düşünüyorlar. Sen onlara teslim oldun.
Üç: İmralı, Kandil’le farklı değildir. Al birini vur ötekine... Sadece dört duvar arasından çıkabilmek için arada bir yaltaklanıyor.
Dört: Heykel işini bir iki gazete haber yapmasa ortalık süt limanmış. Bir de “çözüm sürecinden mutlu olmayanların” beyanatı yok mu! Pişmiş aşa su katıyorlar! Gel Beşir Atalay, PKK üzerine kitaplar yazmış bir gazeteci olarak senin bir televizyon kanalında karşıma çıkmanı istiyorum. Bir de benim sorularıma cevap ver.
Kendine güveniyorsan “he” dersin!