Her şey daha yeni başlıyor!
Gazeteci Aytunç Erkin, Kırmızı Kedi yayınları arasında çıkan "Kardan Adam" adlı kitabında, eski milletvekili Emin Şirin'in Ergenekon Davası sürecinde yaşadığı olaylar ekseninde günümüze ışık tutuyor. Zira Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişimi sonunda bir rejim değişikliğine sürüklenmesinin arkasında Ergenekon ve Balyoz gibi davaların hazırlık süreci vardır.
Peki o hazırlık süreci nasıl planlanmıştır? Kitapta bu konuda, önemli bilgiler ve deliller var.
***
Herkesin gözünün önünde cereyan eden fakat çok kimsenin fark edemediği 15 Temmuz'a giden sürecin hazırlık çalışmalarını Emin Şirin'e gelen bir okur mektubu ortaya çıkarıyor.
Okur, mektubunda, Emin Şirin'e diyor ki, "Cemaatle ilgili yazılarınızda sorduğunuz bütün soruların cevabı, Samanyolu TV'de yayınlanan Şubat Soğuğu dizisinde var."
2004-2006 yılları arasında yayınlanan dizide, ülkeyi yöneten derin yapıya karşı bir tarih öğretmeni ve polisin mücadelesi anlatılıyordu. Tiplemeler, Fethullah Gülen, Türkan Saylan, Doğu Perinçek, Necip Hablemitoğlu gibi isimlere uyuyordu.
Dizide son sözü, bir çocukla diyaloğa giren tarih öğretmeni Tahir Mutlu, yani Fethullah Gülen söylüyordu:
Çocuk: Şimdi her şey bitti mi?
Tahir Mutlu: Hayır, her şey asıl şimdi başlıyor!
***
Ülke çapında çok büyük kumpaslar hazırlandığını ve geniş çaplı tutuklamalara başlanacağını, devletin, millî veya ulusal nitelikteki çalışmaları kontrol etmek istemesinden anlamış, bu düşüncemi İçişleri Bakanlığı yapmış, polis aklına ve tecrübesine sahip Sadettin Tantan ile 2003 yılında paylaşmıştım. Tantan, değerlendirmemin doğru olduğunu söylemişti.
Bunun üzerine bana inanan, güvenen okurlarımı da defalarca uyarmıştım.
Kitapta da belirtildiği gibi büyük operasyonun işaret fişeğini Fethullah Gülen, 18 Ekim 2005 tarihli Aktüel dergisinde yayınlanan sözleriyle atmıştı!
Edelman gibi tecrübeli bir istihbarat uzmanı bile Türkiye'nin sivil direncini çözemeyince görev ona verilmişti.
Gülen, "Şimdi önümüzde daha geniş, kapsamlı ve kompleks bir süreç var. Dolayısıyla direnç noktaları daha fazla sancı oluşturabilir. Ulusal cephe adı altında oluşturulmaya çalışılan dalganın sınırları belli değil. Kemiksiz, kimliksiz ve hedefsiz bir dalga.. Her açıdan manipülatif bir organizasyon olduğu belli. Ama sancılar olacaktır. Bunlar aşılacaktır." diyordu.
Biz buna, "Sınıksız Misyoner" başlıklı yazıyla cevap verdik ama "Vatikan güdümlü ihanet!", "Vatikan, Fener ve ABD, İslâm'ı destekler mi?" gibi yazılarımız bile uyuyanları uyandıramadı! Üstelik bizi de kendi çizdirdikleri "şema"lara eklediler!
***
Kitapta, FETÖ yöneticileriyle ilgili olarak bilgi isteyen FBI'ın resmi yazısını yok etmekten yargılanan 18 eski emniyet istihbarat görevlisi hakkındaki davanın iddianamesinden önemli bir alıntı var:
"Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil'in üzerindeki belgelerde adı geçen kişilerin bir bölümü, 12 Haziran 2007 günü Ümraniye'de bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon davası sanıkları arasında yer almıştır. Bu şahıslar hakkında henüz bir soruşturma süreci dahi başlamamışken, aylar öncesinde adı geçen kişilerle herhangi bir şekilde ilişkisi bulunmayan Özdil'in 18 Nisan 2007'de ele geçirilen notları arasında isimlerinin yer alması, Ergenekon davasının önceden plânlanıp kurgulandığını göstermektedir.."
Diyeceksiniz ki, "Madem Ergenekon'un bir FETÖ kurgusu olduğu ispatlandı, neden yeniden yargılama yapılıyor?"
15 Temmuz'dan sonra, AKP iktidarı açısından her şey yeni başladı da ondan! "Yeni Türkiye Cumhuriyeti"ni kuruyorlar güya! İtiraz bile istenmiyor!
Sahi neden herkes, her şeyi yeniden başlatmak istiyor? Sorunlar, buradan kaynaklanıyor olmasın?