Ne oldu şimdi? AKP mahalli seçimi kazandı diye İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu’nun söylediği gibi hepimiz Türk olmaktan kurtulduk mu?
Aziz Babuşçu, aynen “AKP iktidarından önce hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürtsen ‘Kürt’ demek bile yasaktı” demişti.
Nitekim İstanbul’da sandık başında gözlemde bulunanlar, etnik oyların bu sebeple AKP’ye gittiğine tanık oldu. Oy kullandıktan sonra, neden AKP’ye oy verdiğini anlatan Kürt kökenli bir kadın, “Bize özgürlüğümüzü verdi” diyordu.
Güneydoğu ise Van Gölü’nü içine alacak şekilde bir bütün olarak, demokratik özerklik adı altında ayrılıkçılığı savunan BDP’ye oy verdi. Hedefledikleri dört büyük ilden Şanlıurfa’yı da alsalar, dört ilde kanton yönetim ilan edeceklerini söylüyorlardı zaten!
Seçimin Türk Milleti’nin suratına tokat gibi vurması gereken sonuçlarından biri de Erzurum’un iki ilçesinde 1925’te idam edilen Şeyh Sait’in iki torununun seçilmeleri oldu. Hınıs’ta Hasan Basri Fırat, Tekman’da ise Ali Sait Fırat belediye başkan oldular. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun! Yakın gelecekte Abdullah Öcalan’ın seçileceğini tahmin etmek de artık zor değil!
***
AKP’nin bunca yolsuzluk ve hukuk tanımazlığına rağmen yine seçim kazanmasını en iyi analiz eden BBC oldu. Erdoğan’ın işçi sınıfı ve dindarlar arasında sağlam bir tabanını koruyarak altı seçimi ardı ardına kazandığına işaret eden BBC yorumunda, “Yıllar önce Erdoğan, basit ve kaçınılmaz bir gerçeği gördü, yani o iki grubun sayısının Türkiye’nin liberal ve laik eliti aştığıdır, o geniş tabana tutunan, iktidara tutunur” denildi.
BBC yorumunda değinilmesini beklemediğim bir ayrıntı daha var. İşçi sınıfı denilen ve kendisini bugüne kadar ezilmiş, mağdur hisseden kitle, Kur’an ölçülerine göre gerçekten dindar mı yoksa dine tutunarak ekonomik olarak ayakta kalmaya mı çalışıyor? AKP işte bu sorunun cevabını buldu ve bir taraftan küçük ama önemli yardımlarla bu kitlelerin mutlu olmasını sağladı, diğer taraftan da onları geleneksel ama derinliği olmayan, taklitçi bir dindarlığın çerçevesi içinde tuttu. Önemli olan bu kitleden oy almaktı.
Zaman zaman bize sert eleştiriler yazan öğretmen Ramazan Kıcır, seçimden önce yazdığım, “AKP neden sıfırlanamıyor?” başlıklı yazıma cevaben diyor ki, “AKP neden sıfırlanamıyor biliyor musunuz? Geçmiş iktidarlar zamanında insan yerine konulmayan, horlanan, itilen kakılan, zenci muamelesi gören milyonlarca Anadolu insanı bu iktidar döneminde insan yerine konuldu, devletin imkânlarından faydalanır oldu. Şimdi bu milyonlarca Anadolu insanı AKP ne yaparsa yapsın kayıtsız şartsız onu destekliyor. AKP’ye neden İzmir’den, Antalya’dan, Tekirdağ’dan, Aydın’dan oy çıkmaz biliyor musunuz? Buralarda yaşayan insanların çoğunluğu Selanik, Girit, Bulgaristan, Yunanistan kültürüyle yetişmiş Türk’lerden oluşmaktadır. Bunlar okumuş-yazmış insanlardır. CHP’ye oy verirler. Anadolu’nun Kürt olmayan bölgelerinde yaşayan ve İslam’ı içselleştirememiş yarı aydın insanlar da MHP’ye oy verirler. Çoğu cahil, yarı okumuş, kökten dinci ve dipten (...) ama Müslüman görünümlü milyonlar da AKP’nin tabanını oluşturur. İdeolojik saplantısı olan insanlar AKP’nin neden sıfırlanamadığının analizini doğru yapamazlar, alakasız yerlerde ararlar” diyor.
Tabii bu değerlendirme aşırı kabul edilebilir ama gerçekler de ortada!
***
Galiba oy verenler Tayyip Erdoğan’ın balkon fotoğrafındaki “sıfırlama” kadrosunu da Kur’an ile dalga geçen bakanın hâlâ orada olmasını da önemsemiyor. Çünkü dindar görünümlü olmak başka bir şey, dinin emrettikleri başka...
