Hemen güvenlik toplantısı!

Her taraftan kuşatıldık... Dün bu yazıyı yazana kadar verdiğimiz şehit sayısı 10'u asker 18 idi. Her gün şehit haberleri geliyor... Her gün, analar ağlıyor... Her gün babalar kahroluyor... Ve her gün eşlerin, çocukların feryatları asumanı kaplıyor. Ekranlar da, babasının al bayrağa sarılı tabutunun başında gözyaşı döken minikleri seyredebiliyor musunuz?.. Kiminizin gözyaşları sel oluyordur, kiminiz kahredip ekranı kapatıyordur.

Nereye kadar böyle?!... Carablus'ta, Çobanbey'de askerin var... Musul'da hakkımızı almak için mücadele yürütüyorsun ama Kandil'de yoksun... Neden Suriye'ye giriyorsun da, Kandil'e giremiyorsun? Kim engel? Gerçi Kandil'e girsen ne olacak?.. Bu defa Kobani dedikleri Aynü'l-Arab çıkacak karşımıza... Yeni Bakaa, yeni Kandil orası; girebilecek misin?!

İşimiz zorlaşıyor. Amerika kesin tavrını koydu. Bize karşı, PKK'nın yanında. Irak'ta PKK'ya yol açılıyor, Türkler yok sayılıyor, düşman görülüyor. Hâlbuki, her tarafı bırakalım, Musul'da ikinci nüfus kesafeti Türklerde... Bizim tabiî uzantımız onlar, bizden başka dayanakları yok! Dert o kadar büyük ki...

Devlet'in tek söz sahibinin son sözleri Lozan üzerine... Çok kişinin başından aşağı kaynar sular dökülüyor. Yenikapı'yı bitiren sözler. Herkes tereddütte. Bu yüzden birliğimiz tehlikede. Bunu Saray'ın çok iyi tahlil etmesi lâzım. Lozan, öyle durup dururken tenkit edilecek, "hezimet" görülecek bir antlaşma değildir. FETÖ ve PKK mücadelesine şartsız destek veren pek çok kesim "birlik"ten geri çekilecek ve sessizliğe gömülecektir. En tehlikelisi, öyle de kaybediyoruz, böyle de noktasına gelinmesi, FETÖ hurûcuna kayıtsız kalınması, PKK saldırılarının umursanmamasıdır.

Lozan üzerinden zımnî Vahîdeddin güzellemesine gidenler, bizim desteğimizle PKK'nın, FETÖ'nün, IŞİD'in üstesinden geldiklerinde, kahraman edasıyla ortaya çıkacaklar, kendilerini "şerhli" destekleyenleri bir tarafa itip belki, "Atatürk" adını bile yasaklayacaklar, düşüncesine kapılacaklardır. Biz neyin mücadelesini veriyoruz... Maksat Vahîdeddin'i "temiz"e çıkarmaksa, Sevr noktasına gelinmek mi, demeye başlayacaklardır.

Zaten ortada cevabı bilinen sorular var: FETÖ'ye yol açan kim? PKK'ya illeri ilçeleri, köyleri, mezraları teslim eden kim? Şimdi ise "mücadele" ediliyor... Geç kalınmadı mı?!

Her ne olursa olsun FETÖ meselesi ortada ve halledilmesi gerekiyor... Her ne olursa olsun PKK meselesi ortada ve halledilmesi gerekiyor... Her ne olursa olsun IŞİD meselesi ortada ve halledilmesi gerekiyor... Diğer ufak tefekleri saymıyorum.

Bir tarafta da, Reis'e peşin peşin "halifelik", "sultanlık" veren; eğitim neymiş, ben okumadım, siz de okumayın demeye getiren, kız çocuklarını tehlike gören, sözüm ona hepsi din adına konuşan "mahallenin soytarıları" cemaatçiler, tarikatçılar var... Bunlar dinden sapıyorlar, halkı ifsat ediyorlar, PKK kadar, FETÖ kadar, IŞİD kadar tehlikeliler. FETÖ de bir cemaatti ve başlangıçta böyleydi. Üstelik daha sistemliydi ama işte neler yaptılar... Baş edemiyorsun... Baş edemeyince, kimi bulursan işinden atıyorsun.

Şimdi, hemen bir güvenlik toplantısı daha yapılır... Önceki gün Beylerbeyi Sarayı'nda toplanılmıştı, bugün belki Külliye Sarayı'nda toplanılacaktır.

Toplanın toplanın!.. İyi gelir, motive olursunuz!

Yazarın Diğer Yazıları