Hangi hedef uğruna şehadet?
Tayyip Erdoğan "Yeni Güvelik Konsepti" konferansında yine yanlış bilgi vererek "Biz daha şurada, Cumhuriyetin kuruluşunun biraz gerisinde 3 milyon km karelik toprağa sahiptik. Lozan ifadesini kullandığımda rahatsız oldular. Lozan'da da o 3 milyon km kareden maalesef bir yerler tırmıklandı 780 bin km kareye kaldı. Burnumuzun dibindeki yerler bizden alındı. Ondan bile iftihar edenler oldu" dedi. Oysa 1919'a kadar süren işgallerle birlikte Türklerin elinde kalan topraklar 3 milyon kilometre kare değil, 480 bin kilometre kare idi. Lozan ile birlikte bu toprakların 780 bin kilometre kareye çıkması uluslar arası teminat altına alınmış oldu.
***
Erdoğan "Pakistan ve Özbekistan'a ziyaretlerimiz oldu. Bize çok uzak gibi görünen coğrafyaların canımızdan birer parça olduklarını gösterdi. Kendilerinin ifadesiyle buralar Atayurdu. Ne yazık ki bu anlayışlar bize çok uzak. Bizim bunları yeniden yaşayıp yeni nesillere de öğretmemiz gerekiyor. Neydik, ne olduk, ne olacağız?" diyerek bir itirafta bulundu. "Bu anlayışlar bize çok uzak" derken Türk Dünyası ile Filistin kadar ilgilenmediklerini söylemiş oldu.
Erdoğan bir taraftan "Sevr bize biçilen asıl misyonun ifadesidir. Fakat milletimiz Çanakkale savaşıyla Kutül Amara zaferiyle bize dar gelen bugünkü sınırlarımızı bırakmıştır. Lozan tartışması buradan başlıyor. Bir hedefle başlıyor. Bu hedef Misakı Milli'dir. Lozan tartışılmaz bir metin değildir, kutsal bir metin asla değildir" derken diğer taraftan da "Suriye ve Irak konusu Türkiye için enerji meselesi değildir. Siyasi etkinlik alanını genişletme meselesi değildir. Bu mesele bizim için bekâ meselesidir" sözleriyle çelişkili bir tutum sergiliyor.
Erdoğan, bölgedeki kaostan "Yeni Türkiye" çıkaracaklarını da şöyle anlatıyor:
"Allah'ın izniyle yeni Türkiye'nin yakında olduğuna inanıyorum. Bölgedeki çatışmalar, ekonomik ve siyasi hücumlar sonuç aldığımıza yaklaştığımızın işaretidir. Böylesi zamanlar milletin dönüm noktalarıdır. Kendinizi o dönüm noktasına hazırlayın."
Öyle ki Erdoğan genç polislere "Annenize babanıza 'Benim mesleğimin hedefinde şehadet var, gazilik var' diye seslenin" tavsiyesinde bulundu.
Bu konuşmanın hemen ardından, Suriye cephesinin El Bab mevkii önlerinde TSK'nın açıklamasına göre Suriye rejiminin hava saldırısı sonucu 3 Türk askeri şehit oldu, 10 asker yaralandı.
Peki neden böyle oldu? Rusya aracılığı ile Suriye rejimi Türk askerlerine yönelik bir eyleme girişmezken böyle bir saldırı neden yapıldı? Bu saldırının iç yüzü ortaya çıkacaktır ama Suriye politikası başından beri yanlış sürdürülmeseydi, bu tür olayların yaşanmazdı değil mi? Türkiye bugün PKK ile birlikte PYD ve IŞİD ile uğraşıyorsa sebebi yanlış Suriye politikası değil midir? Tayyip Erdoğan, Şam'daki Emevi camiinde namaz kılmaktan söz ediyordu. Şimdi şehitlerimizin namazını kılıyoruz! Çünkü Suriye'de yapılanlar, Türkiye'nin değil ABD'nin talebiydi!
***
Erdoğan "Geçmişimize baktığımızda Adem ve Havva'dan geliyoruz. Tek milletiz. Bizi hapsetmeye çalıştıkları hep bu ırkçılık oldu" diyerek milletler gerçeğini yine reddetti ve her türlü milliyetçiliği ırkçılık olarak gördüğünü tekrarlamış oldu!
Oysa Hucurat Suresi 13, ayette "Ey insanlar, Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışanız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, her şeyden haberdardır" deniliyor. Yani insanların milletlere ayrılması Allah'ın takdiridir!
Yoksa milletin çocukları hangi hedef uğruna şehit olacak?