Halkın iradesi yok sayılacak
2019 Kasım'ında iktidarının 17 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri ortak seçimini metal yorgunluğu nedeniyle kaybetme riskini bugünden gören AKP, yeniden kazanma arayışında çözümü MHP ve BBP ile birlikte ittifak yaparak seçime girmekte buldu. İttifak yasasıyla peşinen söyleyeyim halkın iradesi yok sayılacaktır.
Peki, bu ittifaklı seçim ne sonuçlar doğuracak?
Matematikle ortaya konulan yazıları, yorumları meslektaşlarımız yapıyorlar.
Ben ise size net siyasi sonuçları yazayım.
Öncelikle küçük ortak yani oyu en az olan parti "çırak" çıkacak. Yani hiç milletvekili çıkaramayacak oyları ise, oyu en çok olan partiye yarayacak.
Oyu en az olan partinin milletvekili çıkarma ihtimali ancak ana partinin yani en çok oyu olan partinin listesine oyu en az olan partiden isim alması ile olabilir.
İkinci önemli sonuç, ana muhalefet olan Türkiye'nin en çok ikinci oyu alan partiye yani Cumhuriyet Halk Partisi'ne vurulacak.
Çünkü CHP ittifak yapmadan seçime katılmayı hedefliyor.
Bu ittifak yasası ile CHP de "çırak" çıkacak.
CHP'nin 1 Kasım 2015'te aldığı milletvekillerinin bir kısmı ittifakın büyük ortağına geçecek.
"Hep bana Rab bana" denir ya ittifak; işte böyle bir model ile halkın iradesini yok sayacaktır.
Bugüne kadar sürekli "CHP ile HDP ittifakı" kurulacağını öne süren AKP'liler bu ittifak formülü ile bu amaçlarının da gerçekleşmesini umut ediyorlar.
Bence avuçlarını yalarlar.
Ne CHP, ne İYİ Parti ne de Saadet Partisi, HDP ile ittifak yapmaz.
Bu 3 partinin Genel Başkanları; Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu seçim öncesi ittifak yapmayacaklarını defalarca ifade ettiler.
Şimdi seçimlere de tek tek bakalım.
Mahalli seçimlerde ittifak ancak il ve ilçe belediye başkanlarına "güçlü/zayıf" aday gösterilmesi ile partiler arasında yapılacak centilmenlik anlaşması ile yapılabilir.
Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimi için CHP'ye "Türkiye ittifakı" önermiştim. Olur, olmaz bilemem.
Ancak CHP, İYİ Parti ve SP'nin milletvekili seçiminde ayrı ayrı yarışacaklarının siyasi mesajlarını görüyorum.
AKP, MHP ve BBP'nin YMC ittifakının karşısında bu partiler ayrı ayrı yarışacaklar ve Cumhurbaşkanlığı 1. turunda AKP adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk turda seçilememesi için ortak siyasi sloganlar kullanacaklar.
Ama "dananın kuyruğu" Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turunda kopacak.
2. turda AKP, MHP ve BBP ittifakının karşısında tüm partilerin seçmenleri birleşecek tıpkı 16 Nisan referandumunda olduğu gibi.
Peki, 2. tura hangi adaylar kalabilecek?
Bu sorunun yanıtı Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP adayı olarak çıkıp çıkmamasına bağlı büyük oranda.
Kemal Bey aday olur ve en çok oyu alan 2. isim olarak çıkarsa Erdoğan ile Kılıçdaroğlu yarışabilir.
İYİ Parti'nin oyları CHP'yi geçer ve 2. parti olursa, Meral Akşener'in biliyorsunuz, "Erdoğan'la yarışacak onu yeneceğim" iddiasını yazdım ki, bu durumda da Erdoğan ile Akşener yarışır.
Gelelim Abdullah Gül vakasına.
Saadet Partisi ikna eder Abdullah Gül 100 bin imza ile aday olursa işte o zaman CHP, Saadet ve İYİ Parti arasında ittifak olasılığı ortaya çıkabilir.
Gelelim CHP Meclis Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, "ittifak değil iltihak" sözüne.
Önce, 19 Kasım 2017 tarihinde, "Akşener ittifaka karşı, Bahçeli iltihak peşinde" başlıklı yazımda,
Sonra 12 Aralık 2017 tarihinde, "İttifakı bırakıp iltihak etsene" başlıklı yazımda MHP'nin AKP ile anlaşmasının ittifak değil iltihak olduğunu vurguladım.
Aslında siyasi etik de ittifakı değil iltihak etmeyi gerektirir ki ittifak yasası ile getirilmek istenenin "oy hırsızlığı" olduğunu az önce anlattım.
"Halkın iradesi" diye söylemeleri bulunan Erdoğan'ın, Bahçeli'nin ve Destici'nin ittifak yasası ile halkın iradesini kendi lehlerine çevirecek yani seçmenin iradesi aksine sonuçlara neden olacak ittifak yasasına sarılmaları, 2019'da seçimleri kaybetme telaş ve korkusundan kaynaklanmaktadır.