Halkı muhtaç duruma soktular
Bankadan borç alarak konut sahibi olursanız, borç harç içinde kalmış olmazsınız... Çünkü borcunuzun karşılığında malınız var. Borçla araba alırsanız, kısmen borç harç içinde kalırsınız... Çünkü arabanın gelir faydası, piyasa değer kaybı ile ödediğiniz faiz toplamını karşılamaz.
Aldığınız banka kredisi ile eski kredi kartı borcunuzu öderseniz veya bu krediyi lüks harcamalarda, gezip tozmada kullanırsanız, borç harç içinde kalmış olursunuz.
Türkiye’de halkın en fazla kullandığı kredi türü, tüketici kredisi, ihtiyaç kredisi ve benzeri kredilerdir. Özellikle kredi kartı borçlarını ödemekte zorluk çekenler, bankadan ayrıca ihtiyaç kredisi alarak kart borçlarını ödüyorlar... Bu şekilde borç birikiyor.
Başka bir ifade ile, Türkiye’de halkın çoğu keyfi olarak değil, mecbur olduğu için borçlanıyor. Özellikle kredi kartlarında, denize düşen yılana sarılır misali, bir kısım insanlar hayatını idame ettirmek için, aç kalmaktan kurtulmak için zorunlu olarak borçlanıyor. Zora düştükleri için bugünü kurtarmak için borçlanıyorlar... Geleceği düşünecek halde olmuyorlar. İşsizlik arttıkça, gelir dağılımı bozuldukça halkın borçlanma ihtiyacı da artmaktadır...
Mamafih, geçen sene Nisan ayı ile bu sene Nisan ayı arasında geçen son bir yılda ihtiyaç kredileri yüzde 23.2 oranında artmıştır.
Tüketici kredileri içinde, taşıt kredilerinde artış olmamıştır. 2014 yılında bir düşme de olacaktır.
Taşıt kredilerindeki düşmenin nedeni:
* Yurtiçi otomobil satışlarının yüzde 70’i ithal otodur. Döviz kurlarında artış araba fiyatlarını artırmıştır.
* Taşıtlar üzerindeki vergiler de artırıldı. Söz gelimi bir binek aracın fiyatı 85.000 lira ise ayrıca bu araç için ödenen ÖTV ve KDV toplamı 61 bin liradır. Yani araç fiyatının yüzde 71’i kadar da vergi alınıyor. Yetmedi, yüzde 45 ÖTV araç fiyatına eklendikten sonra, bu tutardan ayrıca yüzde 18 KDV alınıyor. Bu yolla 7 bin lira da verginin vergisi alınmış oluyor.
* Finansal koşullarda sıkılaştırma, tüketici kredilerinde de sınırlama getiriyor.
* Tüketici güveninde azalma var. 2013 yılında büyüme oranı yüzde 2.3 olacağı tahmin ediliyor. Bu işsizliğin artması demektir. Halk fazla borca girmek istemiyor.
Halkı borç harç içinden kurtarmak için, siyasi iktidarların istihdam yaratmaları gerekir. İşsizliği azaltmak için, devletin öncülüğünde yeni yatırımların yapılması gerekir.
Ne var ki halkın borç harç içinde kalması siyasi iktidarın işine geliyor, bir taşla iki kuş vuruyor:
1) İş yaratmak yerine, poşet ve para dağıtıyor. Halk muhtaç kalıyor. Bu yolla aynı zamanda zımnen oy pazarlığı yapmış oluyor. Muhalefet partilerinin de iş yaratma projeleri yok. Onlar da 2011 seçimlerinde AKP ile para dağıtma tavizi yarışına girdiler.
2) Halk borç harç içinde olduğu için, kendi derdine düştü... Siyasi sorunlara, siyasi yanlışlara kafa yormuyor. Siyasi tercihlerini doğru yapamıyor.