Halk başkanlık istemiyor
Cumhurbaşkanı, parlamenter sistem için “artık bekleme odasında” diyor ve Başkanlık sistemi için de kaçınılmaz sonu ifade ederek “ok yaydan çıkmıştır” tabirini kullanıyor.
Halk ise tersine, parlamenter sistemi istiyor. Şimdiye kadar birçok araştırmada parlamenter sistemi isteyenlerin mutlak çoğunlukta, Başkanlık sistemini isteyenlerin ise mutlak azınlıkta olduğu açıkta görülmektedir.
1) Kadir Has Üniversitesi Türkiye sosyal-siyasal eğilimler araştırmasında sorulan “ülkenin yönetim tarzının nasıl olmasını istersiniz” sorusuna parlamenter sistem istiyorum diyenlerin oranı son yıllarda daha çok artmıştır.
2012 yılında, halkın yüzde 65.8’i parlamenter sistem isterken, 2014’te bu oran artmış ve halkın yüzde 79.3’ü parlamenter sistemi istediğini ifade etmiştir. Buna karşılık Başkanlık sistemi isteyenler, aynı yıllar itibariyle yüzde 21.2’den yüzde 12.6’ya gerilemiştir.
2) A&G Araştırma kuruluşu da yine yapılan son anket sonuçlarına göre halkın yüzde70-71’inin başkanlık sistemine “hayır” dediğini açıklamıştı.
3) Açık Toplum Vakfı’nın Koç Üniversitesi’ne yaptırdığı ve önceki gün yayınlanan “2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri” araştırmasına göre ise ortada olan ve fikri olmayan seçmenler dışında, seçmenlerin yüzde 46’sı başkanlık sistemini istemiyor, yüzde 27’si ise istiyor.
Üniversitelerin yaptığı araştırmalar ciddi araştırmalardır. A&G ise, geçmiş seçim sonuçlarını en yakın bilen kuruluşlardan birisidir. Kamuoyu araştırması yapan şirketler içinde, taraf olanlar da vardır. Bunları hepimiz ve kamuoyu tanıyor. Acaba Cumhurbaşkanı, bunlara mı bakarak başkanlık sisteminde diretiyor?
Türkiye’de normal bir siyasi, sosyal ve ekonomik gidişat olsaydı, başkanlık sistemi tartışması yapılabilirdi. Ancak maalesef bugün başkanlık sistemi tartışması toplumda üç önemli konuda endişe yaratıyor... Birisi; otokrasiye mi gidiyoruz? İkincisi; ekonomik kriz çöküntüye gider mi? Üçüncüsü ise ülkemizde bölünme riski var mı?
1) Otokrasiye mi gidiyoruz, sorusunun cevabını halkın yine kendisi, Koç Üniversitesi’nin söz konusu araştırmasında veriyor ?
2015 yılında demokrasinin işleyişinden memnun olmayanların oranı yüzde 45, memnun olanların oranı ise yüzde 14 olarak çıkıyor. Yani demokrasinin işleyişi konusunda halkın endişeli olduğu anlaşılıyor.
2) Ekonomik krize gelince, Cumhurbaşkanı ekonomik krizi telaffuz etti. Başbakan Yardımcısı zımni olarak ekonominin önemli sorunları olduğunu ifade etti. Odalar Birliği Başkanı da reel sektörün ekonominin geleceğinden endişe duyduğunu resmen açıkladı.
Kaldı ki ekonomik gidişatı herkes yaşıyor... Bu nedenle toplum aşırı bir stres içine girdi.
3) Kadir Has Üniversitesi’nin, Türkiye’de Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması’na göre, halkın yarıdan fazlası Kürtlerin, bağımsız bir Kürt devleti kurmak istediklerini düşünüyor. Bu gerçekleşir veya gerçekleşmez, ancak bugün halkı endişeye ve strese soktuğu açıktır.
Sonuç olarak; tüm araştırmalar halkın endişeli olduğunu gösteriyor. Bu endişeleri gidermek, Türkiye’de yaşayan herkesin ve başta da siyasilerin görevidir. Bu nedenle Türkiye’nin Başkanlık tartışmalarını gündemden çıkarması gerekir.