Hâlâ uyuyan varsa
Türkiye için zor günler şimdi başlıyor. Daha düne kadar ABD veya AB'den bir şeyler umanların gözlerinin açılması gerektiği döneme girdik. Irak'taki mezhep ağırlıklı yönetimin işleri ortaya çıkmaya başladı. Başika kampı onlar için bahane. Amaçları hır çıkartmak. Buna Suriye'deki rejimi eklerseniz çözümün ne kadar ağırlaştığını anlarsınız. Moskova'nın zikzaklarını ise nereye koyacağımızı bilmiyorum.
IŞİD'le büyük kapışma kapıya dayandı. Böylesi örgütlenmeyi "şalvarlı, poturlu görüntülerle" değerlendirenler yanılgı içinde. Bu oluşumun kurmayları tamamen Saddam'ın subaylarından oluşmakta. Hem bölgeyi hem insanları iyi tanıyorlar. Kafalarının çalıştığı da yaptıkları hamlelerden belli. Irak'taki Türkmenlerin önemli bölümü Şii. Soydaşlarımız bu yüzden ikiye ayrılmış durumda. Sünni'ler IŞİD'le, Şii olanlar Irak yönetimiyle kol kola. Bunun nedenini yaşadığım bir olayla açıklamak istiyorum. Yıl 1985. Saddam iktidarda. Kerkük'e girmeyi başardım. Akşam oturduğum yerde Türkmen Dairesi Başkanı Atıf Benderoğlu da var. Durumlarını sordum. Bir süre bekledi ve yutkundu. Sonra şu dizeleri sıraladı:
"Gürgür Baba
Ver ataşın yer yansın.
Gürgür Baba
Bizi satanlar utansın"
Gürgür Baba Tepesi Kerkük'te petrolün en yoğun çıktığı yerdir. Yorum ise tamamen size ait.
Beklemeliyiz
Eğrisi Doğrusu'nda izlediğim Doç. Dr. Ahmet Kasım Han'ın önerilerini iyi değerlendirmeliyiz. Han, "En fazla Membic'i alıp duralım. Daha aşağılara inmeyelim" dedi. Arkasından ekledi; "Bırakalım Musul'u kimle kurtaracaklarsa, kurtarsınlar. IŞİD gücünü ikiye bölmek zorunda kaldığında, durumu yeniden değerlendiririz". Bu strateji en uygunu. "Şu kadar kilometreyi kontrolümüze geçirdik" nutku atacağız diye bataklığa saplanmayalım. Hatırlayın Vietnam'daki Amerika'yı. İş o hale gelmişti ki, kargo uçakları ABD'ye sadece ceset taşıyordu.
İşimize gelmeyen gelişmelerin üstünü ise örtüyoruz. Yetkililere soruyorum; "Tel Abyad'da Özgür Suriye Ordusu ile PYD -yani PKK- çarpışmadı mı?" Fırat'ın batısından çıkmaktan bahsedenler, gerçeği saklamakla ne elde edecekler?
Son saldırılar
Ankara'daki -Haymana- son operasyona ve Şemdinli'deki saldırıya iyi bakın. PKK gemi azıya aldı. Eylemde kullanacağı araçları dahi satın alabilecek parasal desteği var. C-4'lerin geldiği yer NATO ülkeleri. Antitank ve uçaksavar füzeleri var. Doçka dediğimiz ağır makineli tüfeklerin en gelişmişini kullanıyor. 120'lik havan toplarını görüyoruz. Üstelik Amerikan yapımı. Pentagon havadan karadan mühimmat yağdırıyor. İngiltere ve Almanya'nın katkıları ABD'ninki kadar. Mültecinin karavanası ile değil silah gücüyle ilgileniyorlar. Hükümet etme konumundakiler, artık üç maymunu oynamasın. MİT'in Başı'nın "metropollere patlayıcı yığdılar" dediği günü unuttuk mu? Bıyık bırakmakla -hafıza kaybı- yaşanmıyor. ABD PYD'ye, PYD de PKK'ya servis yapıyor.
Düşman meydanda
Amerika'nın müttefiklikten çıktığını ne zaman fark edeceğiz? Biden'ın "Bunak 2 numara" oyunlarına daha ne kadar sabredeceğiz? 8 Kasım sonrası "1 ve 2 numaraların" değişeceğini ve yenilerin farklı olacağını asla düşünmeyin. Daha beterleriyle muhatap olacağız.
Bakalım bugün Putin İstanbul'da neler isteyecek? Onun da elinde "elma şekeri" var. Tabii yerseniz.
Bir başka hüsran
15 Temmuz sonrası ortalığı bir koşuşturmaca sardı. Videolar, kasetler ve dosyalar hazırlandı. ABD'ye çifter çifter bakan gönderme kararı alındı. Hatırlayın bu köşede neler yazdığımı; "Boşuna uğraşmayın vermezler". Kampanyanın öncüsü Bekir Bozdağ'ın son söylediklerini duyunca şaşırmadım. Amerikan yönetimi Fethullah Gülen'i iade etmeyi bir an bile düşünmedi. Hatta ayaklanmadan sona mükellef malikanesine "özel hat" çekti. Haa unutmadan bir merak konusunun cevabını da vereyim; "Özel ekipler kurup mezralarda dahi aradığımız Gülen'in baş yardımcısı Adil Öksüz'ün esas görevini öğrenmek istiyor musunuz; CIA ajanı".